Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
07 Haziran 2012
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ AMACINA ULAŞTI

2010 da oylanan Anayasa değişiklikleri 2 yıllık uygulamada amaç yönünden teyit edildi.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ AMACINA ULAŞTI

2010 da oylanan Anayasa değişiklikleri 2 yıllık uygulamada amaç yönünden teyit edildi. 12 Eylül halkoylaması öncesinde, 4 farklı eğilim ortaya çıkmış olsa da, sonuç bakımından, belirleyici olan "evetler ve "hayırlar oldu. "Yetmez ama evetler, "esefler içinde yer aldığına, "boykot" ise, katılmama anlamına geldiğine göre, bunlar hukukî bir değer taşımadı. Sonuç: % 42 hayır, % 58 evet. "Evetçiler’in sloganı şu idi: "vesayetçi rejim" bitecek, "özgürlükler alanı" genişleyecek, yeni anayasanın yolu açılacak… Karşı çıkanlar ise; Anayasa Mahkemesi (AYM) ve HSYK üzerinde iktidar partisi vesayetinin kurulacağı, özgürlüklere ilişkin düzenlemelerin eksik, çelişkili ve göstermelik olduğu, böyle bunların, yeni anayasanın önünü kapatacağı yönünde görüşler öne sürmekte idi.

UYGULAMA, HANGİ GÖRÜŞÜ DOĞRULADI
 Olumlu yaklaşıma göre, düzenleme yapılan özgürlükler yasalar yoluyla pekişecek. Hedef, özgürlükler alanını genişletmek olduğuna göre, uygulamada iyileşme, yasal düzenlemeler ötesinde, insan haklarına genel olarak yansıyacak. Yasal düzenleme sayısı üçte kaldı: hemen alelacele kotarılan, AYM ve HSYK yasalarıyla "çoğunlukçu vesayet", beklenenin de ötesinde pekişti. Gecikmeli olarak çıkarılan kamu görevlilerinin toplu sözleşme hakkına ilişkin yasa ise, ilk kez uygulandı. "Toplu sözleşme" adına getirilen "hak", 1995 değişikliğiyle tanınan "toplu görüşme" olanağının gerisine düştü. Bakanlar kurulunun yetkisi, "hakem heyeti" adı altında bürokratlara havale edilmiş oldu… "Grev yasakları kaldırılıyor, kamu görevlileri grevi yasaklanmıyor ki, vb" savunmaların tam tersine, kamu görevlileri grevi bir yana, THY çalışanlarının grev hakkı yasaklandı, üstelik anayasaya aykırı bir biçimde. Eşitlik ilkesi kadınlar lehine pekiştirilirken, kişisel verilerin korunması öngörülürken, yapılanlar, bunlarla taban tabana zıt: "kürtaj hakkı" geri alınmaya çalışılıyor; bunu yaparken, erkekler, kadınları sürekli aşağılıyor, rencide ediyor. İnsan haklarını "geriye götürmeme ilkesi" unutuluyor.
 
Başbakan’ın, "ben başbakan olarak her alana karışırım!" söylemi, iktidarın mutlak, ama özgürlük anlayışının "o" eşiği anlamına geliyor. Bunlar neyi gösteriyor? Yasalar yoluyla Anayasa değişikliklerini somutlaştırmak yerine, hiç hesapta olmayan yeni yasalarla hak ve özgürlük alanları, giderek daraltıldı, üstelik Anayasa’ya aykırı bir biçimde. Mesela, "fetus"a kişilik tanımak isteyen bir zihniyet, 5 yaşındaki kişiye, – okula göndererek – çocukluk hakkını bile çok görüyor. (4 4 4 dayatması). Eğer konu yaşam hakkı ise, maden altında yaşamını yitirenlere "takdir-i ilâh?’ kılıfını bulanlar da, aynı kişiler. Bu tür çelişkiler yetmiyormuş gibi, bir de, "12 Eylül ürünü" gibi meşrulaştırma pişkinliği yok mu? Ya kendilerini çok akıllı, ya da muhataplarını ebleh zannediyorlar. Yüzde 10 seçim barajı ve YÖK gibi, has "12 Eylül ürünleri" ile doymayanlar kendileri değilmiş gibi… Doymadıkları belli. Çünkü, eğer bir hakta kötüye kullanım varsa, bunu önlemeye yönelik düzenleme yapılır; yoksa, hak ortadan kaldırılmaz. Nitekim, Anayasa Komisyonu’nca öngörülen "haktan yoksunluk" yaptırımı, askerler tarafından ölçüsüz bulundu ve kaldırıldı, öte yandan, AYM, Serbest Bölgelerde grev yasağını, Anayasa’nın ilk şekline bile aykırı buldu (1986/27).

YENİ ANAYASA BAKIMINDAN…
"Anayasa değişikliği, yeni anayasanın yolunu açacak" görüşüne karşılık, "eğer yeni anayasa yapılacaksa, neden değişiklik telaşı? Anayasa çalışmasında bu değişikliklere dokunulmayacaksa, anayasa ‘yeni’ olmaz…"görüşü öne sürülüyordu. Önce, Başbakan, "2010 değişikliklerine dokundurtmam" dedi. Sonra, kendisi ve yardımcısı, "başkanlık rejimi tartışılsın, hatta tek kurtuluş yolu" dediler. Şimdi, yardımcı, "lâiklik çıkarılsın" diyor; üstelik, md. 136’yı çarpıtarak… Bu söylem karşısında ülke, "yeni anayasaya kavuşur mu? Ya da, iki yıl öncesine göre, yeni anayasanın neresindeyiz? Daha mı yakınında, yoksa daha uzağında mı?

GELİNEN YER (AŞAMA) NASIL YORUMLANABİLİR?
AKP hükümetleri, ilk iki yıl, Ecevit Hükümeti’nin başladığı reform çalışmalarını sürdürdü. 2005’ten itibaren geri tepmeler başladı, şiddet yaygınlaştı. 2007 seçimleri, AKP için, muhalifleri sindirme yolunda bulunmaz vesileler yarattı. 2010 Anayasa referandumundan elde ettiği %58 evet oyu, TBMM’deki çoğunluğu yoluyla, toplumu dinsel temele dayanan totaliter zihniyetle biçimlendirme harekâtının "meşruluk aracı" oldu. Şimdi, önünde sivil veya askeri bir engel görmediği için, düşündüklerini "kara balta" işi, teker teker uygulamaya koymaya çalışıyor… Sahi, 2010 değişikliklerinin amacı neydi? Niyet okuması yapmaya gerek var mı, her şey ortada iken. "Hayır" tavrının yanılmasını ne kadar isterdim!

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU – BİRGÜN

DİĞER HABERLER
VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI
VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI

Sendikamızın Mustafa Kemalpaşa Şube Başkanı, uzun soluklu mücadele arkadaşımız Ömürlü Ulufer, yakalandığı hastalık dolayısıyla hayatını kaybetmiştir.

AÇLIK SINIRI ASGARİ ÜCRETİ AŞTI: YOKSULLUK SINIRI 61 BİN 418 LİRA
AÇLIK SINIRI ASGARİ ÜCRETİ AŞTI: YOKSULLUK SINIRI 61 BİN 418 LİRA

Türkiye’de açlık sınırı, asgari ücrete kıyasla 754 lira daha fazla olarak 17 bin 756 liraya yükseldi. Aynı dönemde yoksulluk sınırı ise asgari ücretin 3.4 katına ulaşarak belirlendi.

ALMANYA’DA ASGARİ ÜCRET 3 BİN EURO OLUYOR
ALMANYA’DA ASGARİ ÜCRET 3 BİN EURO OLUYOR

Almanya’da enflasyon yeniden corona ve Rusya-Ukrayna savaşı öncesi döneme döndü. Yıllık enflasyon mart sonu itibariyle yüzde 2, nisan sonu itibariyle yüzde 2.2 oldu.

COCA COLA İÇECEK’TE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI
COCA COLA İÇECEK’TE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI

Sendikamız ile Coca Cola İçecek arasında şubat ayında başlayan yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlandı.