Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
12 Kasım 2015
AKP GÖLGESİNDE SANAYİ HEP GERİ VİTESTE

Türkiye ihracatçılar Meclisi (TİM), Ekim ayı dış ticaret rakamlarını açıklarken, başlığına TİM, ihracatta umutlan 2016´ya taşıdıİfadelerini taşımış.

AKP GÖLGESİNDE SANAYİ HEP GERİ VİTESTE

Türkiye ihracatçılar Meclisi (TİM), Ekim ayı dış ticaret rakamlarını açıklarken, başlığına "TİM, ihracatta umutlan 2016’ya taşıdı"İfadelerini taşımış. Bu umudun verili düzen içinde fantastik bir bekleyişten ibaret olduğunu buradan kendilerine hatırlatalım.

Neden mi?

2015 Ocak-Ekim arası veriler, son dört yılın aynı dönem aralıklarındaki en düşük ihracat değerlerine işaret ediyor. Üstelik bu veriler, TL’nin görece daha az değerli olduğu, ihracatçı açısından rekabetçi kur fiyatlarının geçerli olduğu ortamda oluşuyor.

Tablo bugünkü gelişmeler açısından beklenilen sonuçları veriyor, şaşırtıcı değil…

Bugün genel olarak toplam ihracatın %9394’ünü imalat sanayii ürünleri oluşturuyor. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayii ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3’lerde, ithalatı içindeki payı ise yaklaşık yüzde 17,5 seviyesinde gerçekleşiyor. Ocak-Eylül dönemlerinde geçen yıla göre bu yıl ileri teknoloji ürünlerinin payının ithalat içinde arttığını, imalat içindeki payının ise kımıldamadığını görüyoruz. Yıllara göre bu analizi daha geniş bir zaman dilimine yaydığınızda da sonuç aynı, yani orta-düşük teknoloji düzeyini yeterli gören, gelir artırıcı, istihdam ve eğitime yol açacak bir üretim perspektifinden yoksun üretim yapısı.

Şimdi bu veriler doğrultusunda ihracattaki gerilemeyi sadece küresel durgunlukla açıklamaya çalışan ve kendi politikalarından soyutlayan AKP yönetimine şunu sormak gerekiyor, "ileri teknoloji odaklı ihracat gerçekleştiren ülkelerin dış ticaret performansları bu küresel durgunlukta artabiliyor ve üstelik gıda ve emtia fiyatlarındaki gerileme avantaja dönüşebiliyor da, Türkiye neden yere çakılıyor?"

Durum özetle şundan ibarettir; Türkiye’den mal alan ülkeler aynı malı B ülkesinden veya C ülkesinden de kolayca temin edebiliyorlar. Çünkü Türkiye, düşük teknolojili, katma değer yaratmayan, kolay ikame edilebilen ürünler ihraç ediyor. Kriz veya herhangi bir dış şok haricinde ihracat performansı, ihraç ettiği ürünlerin üretim maliyetlerine dayalı gerçekleşiyor. Yani ucuza ürettikçe anca ihraç edebiliyor. Peki, maliyeti nereden kısacak?

Elbette emek maliyetlerini düşük tutarak kısmaya çalışıyor, yapı sayesinde sanayici burada rekabet ediyor çünkü. En büyük maliyet kalemini de ithal girdiler, yani dışarıdan tedarik edilen makine-teçhizat, ara malı, yarı mamul, enerji gibi üretimin büyük bir kısmını oluşturan hammadde ve ara girdiler oluşturuyor, ihraç ürünlerin üretimi yüzde 60-70’leri bulan ithal girdilerle gerçekleştirildiği için, sıcak para girişleriyle dövizin bol ve ucuz olduğu zamanlarda "dışa bağımlılık artıyormuş" umursamadan coşkuya kapılan sanayiciler, herhangi bir para çıkışında da maliyet kaynaklı kaygıya tutuşuyorlar.

Asgari ücret meselesini kurnazca kapatıyorlar

İşte bu kaygı, bugünün bir başka gündemi olan "asgari ücretliye seçim öncesi verilen sözlere" ilişkin patronların endişelerinin de kaynağını oluşturuyor. Diğer partilerin asgari ücret vaatlerinin altında kalmak istemeyen ve seçim döneminde "nasıl olsa yerler" mantığıyla 1300 lira asgari ücret propagandası yapan AKP, kurnaz bir yöntemle A. Babacan aracılığıyla önce inkara çalıştı, şimdi de M. Şimşek aracılığıyla topu patronlara atarak gündemi çıkmaza sürüklemeye çabalıyor. Verdiği sözün üzerine yatan ve topu patronlara atan AKP, hem bu sayede "ben istedim ama patron yapmadı" demeyi, hem de patronların işçilerin üzerine "yüksek ücret mi, iş mi?" tehditleriyle yürümesine yol vermeyi planlıyor. Deneyimlerle sabit… Bir anlamda bu gündemi patronların üzerinden götürerek, işçileri yoksullukla-işsizlik arasındaki bir tercihe zorlayacak, sindirecek ve konuyu da bir güzel kapatacak. Plan bu.

Türkiye’de özellikle ekonomik alandaki meseleleri ne birbirinden ayırabilmek, ne de kaynaklarını sorgulamadan çözebilmek mümkün. Çağdışı kalmış, küresel üretim zincirlerine ucuz emek halkası olarak eklemlenmiş olan bu üretim yapısı çözülmedikçe, ekonomi krizlere karşı en riskli unsurları taşımaya devam edecektir. Bu yük ise işçinin, emekçinin omuzlarındadır. Nasıl mı aşılır? Yol yöntem bellidir ve hep birlikte tartışmaya muhtaçtır. Ama "nasıl aşılmaz?"ın cevabı tektir: Bilimi ve teknolojiyi esas almayan, yerli yatırımcıyı müteahhit veya banker olmaya özendiren, ülke kaynaklarını toplumsal faydaya göre değil, Saray ve çevresinin çıkarlarına göre değerlendiren, sendikaları işlevsizleştirirken bir de üstüne işçilerin hakları ve güvencelerinin korunmasına yönelik hukuki düzenleme ihtiyacını görmezden gelen bir anlayışla asla aşılamaz, anca daha da geri gider.

DİĞER HABERLER
VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI
VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI

Sendikamızın Mustafa Kemalpaşa Şube Başkanı, uzun soluklu mücadele arkadaşımız Ömürlü Ulufer, yakalandığı hastalık dolayısıyla hayatını kaybetmiştir.

AÇLIK SINIRI ASGARİ ÜCRETİ AŞTI: YOKSULLUK SINIRI 61 BİN 418 LİRA
AÇLIK SINIRI ASGARİ ÜCRETİ AŞTI: YOKSULLUK SINIRI 61 BİN 418 LİRA

Türkiye’de açlık sınırı, asgari ücrete kıyasla 754 lira daha fazla olarak 17 bin 756 liraya yükseldi. Aynı dönemde yoksulluk sınırı ise asgari ücretin 3.4 katına ulaşarak belirlendi.

ALMANYA’DA ASGARİ ÜCRET 3 BİN EURO OLUYOR
ALMANYA’DA ASGARİ ÜCRET 3 BİN EURO OLUYOR

Almanya’da enflasyon yeniden corona ve Rusya-Ukrayna savaşı öncesi döneme döndü. Yıllık enflasyon mart sonu itibariyle yüzde 2, nisan sonu itibariyle yüzde 2.2 oldu.

COCA COLA İÇECEK’TE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI
COCA COLA İÇECEK’TE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI

Sendikamız ile Coca Cola İçecek arasında şubat ayında başlayan yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlandı.