ÇAYKUR’U KİM BİTİRİYOR?
Çaykur greve gidiyor. Sanki AKP´nin elini kolunu, dilini bağlamışlar. 14 çalışan, binlerce çay üreticisi, çay pazanndaki rekabet… Ya bunlan görmüyor ya da, Çaykur´u bitirmek için oyun oynuyor.
Çaykur greve gidiyor. Sanki AKP’nin elini kolunu, dilini bağlamışlar. 14 çalışan, binlerce çay üreticisi, çay pazanndaki rekabet… Ya bunlan görmüyor ya da, Çaykur’u bitirmek için oyun oynuyor.
Üreticiye ve kamuoyuna, "Sendika grev karan aldı, o yüzden bunlar oldu" mu demeye çalışıyor? Tek Gıdalş Sendikası 50 yıldır Çaykurda örgütlü. 50 yıldır bitmedi de Çaykur, şimdi mi bitecek? 4 yıldır işçinin sendika hakkı da, sözleşme hakkı da engelleniyor. Peki kim engelliyor?
AKP hükümetinin Çalışma Bakanlığı. 9 Bin üyesi olan Tek Gıda-İş Sendikasına değil, 3 bin üyeli Öz Gıdaİş’e sözleşme yetkisini vererek Çaykur’a en büyük zaran da vermiş oluyor. Simdi Tek Gıda-İş 4 yılın ardından oturduğu TIS masasında haklı olarak işçinin 4 yıllık kaybını istiyor. Anlaşma sağlanamdığı için grev kararını almak zorunda. Yoksa yetkisi düşer.
Genel Başkan Mustafa Türkel, grev tarihini 24 Nisan olarak açıkladı. AKP iktidan bu görmezden gelme tavrını sürdürürse yaşanacakların tek sorumlusu olmayacak mı?
Ataş Rafinerisi gibi Demiryollarının özelleştirilmesini kolaylaştıracak tasarıya karşı yine en önde demiryolu çalışanları var. Özelleştirecek kurumların sayılarının yok denecek kadar az kalmış olması bu kurumlann satışının önemsiz olduğunu göstermez. Demiryolları bir ülkenin damadandır.
TCDD nin özelleştirilmesi hem ülkenin bağımsızlığı için hem cumhuriyetin varlığı hem de çalışanlar için çok önemli. Demiryollannın sevk ve idaresini yerli veya yabancı özel sektöre devrettiğiniz zaman, bu yollann kullanılması karannı da devretmiş olursunuz. Ülkelerin kalkınmasında hiçbir devlet yoktur ki karayollannın uzunluğu ve duble olmasıyla ilerleme sağlasın.
Daha donanımlı, daha hızlı arabalann üretilmesi ancak o araçlann üretildiği ülkelerin dışında ülkelere satışıyla kalkınmayı güçlendirir. Hiçbir kalkınmış ülke kendi vatandaşı için araç üretmez. Gelişmiş ülkeler toplu taşımada da ilerlemiş ülkelerdir. Bu sadece insan taşımasında değil, her türlü taşımada geçerlidir. Az gelişmiş ülkeler kamyon çöplüğü gibidir.
Çünkü taşımacılık karayoluyla yapılır. Her yıl onbinlerce can karayollarını kurban edilir, Ülkenin her köşesinin ulaşılabilir olması önemli tabii ki ancak bu demiryollannın önemini azaltmaz aksine güçlendirir. Hem maliyeti, hem de kullanımı anlamında doğru seçenektir. Demiryollan kamuda kalmalıdır. Bu yukarda saydığım nedenlerin dışında bir de çalışanlar boyutu içinde böyledir.
Bir ülke için bu kadar önemli olan bir kurumun çalışanlan da önemlidir. Demiryolculan iyi tanırım. Onlar da tüm kamu çalışanlan gibi hem işlerini çok iyi bilir, iyi yapar ve evleri gibi görürler çalışüklan kurumu, öyle sahiplenirler. O yüzdendir özelleştirmeler sırasında herkesten önce harekete geçmeleri.
Sendikalarsa önceleri başlarına geleceği göremediler, şimdi ise yandaşlıktan seslerini çıkartamıyorlar. Demiryolu çalışanlan 6 koldan Ankara’ya yürürken, Demiryol-İş Sendikası internet sitesini bakıma alıyor. Yeniden yapılandınkyormuş. Aklıma Kibns Barış Harekatı’nda Ataş Rafinerisi’nin bakıma girmesi geldi. Demiryol-İş Sendikası sanki Ataş Rafinerisi gibi. TCDD özelleşiyor, o bakıma giriyor. Yeni döneme hazırlanmak için olsa gerek.