Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
09 Mart 2015
8 MART, MÜCADELE VE ZİHNİYET

8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günü, dünyanın hemen her yerinde ve Türkiye’nin her yanında coşkulu gösterilerle kutlandı.

8 MART, MÜCADELE VE ZİHNİYET

8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günü, dünyanın hemen her yerinde ve Türkiye’nin her yanında coşkulu gösterilerle kutlandı.

Dün, dünyanın başlıca kentlerinin meydanları ve caddeleri, hem sömürü çarkının doymak bilmez dişlileri arasına atan kapitalizmden hem de kendilerini ev köleliğine mahkum eden gelenek- görenek ve dinlerin tutumundan bunalan kadınların öfkeli çığlıklarıyla doldu.
 
Hiç kuşkusuz Türkiye; kadın emeğinin kapitalist sömürüsünün dizginsiz biçimde sürmesinin yanında, gelenek göreneğin, “muhafazakar toplum inşası” amacının hedefi olarak vahşi cinayetlere varan kadına yönelik şiddetin envai çeşidinin yaşandığı bir ülke. Bu genel gidişata Kürt ulusal mücadelesinin uyandırdığı bugüne kadar baskıların en ağırının hedefi olmuş olan Kürt kadınların mücadelesi de eklendiğinde Türkiye, kadınların çok yönlü bir biçimde baskılandığı gibi çok yönlü bir biçimde ayağa kalktığı bir ülke de olmaktadır.
 
Onun içindir ki başta AKP Hükümeti olmak üzere merkezi ve yerel yönetimler, bir yandan kadınların sorunlarına en ileriden sahip çıkıyormuş gibi görünürken aslında kadınların sorunlarının istismarında sınır tanımayan bir çizgi izlemektedir.
 
Onun içindir ki ülkenin her şeye karışan ve her konuda “uzman” olan Cumhurbaşkanı, onca işinin arasında, ikide bir kadınların “mini etekleri”ne, “dekolte giyinmeleri”ne çatıp kadınları gerici siyaset piyasasının malzemesi yapmaya devam etmektedir. 
 
Onun içindir ki Cumhurbaşkanı onca işinin arasında  8 Mart’tan bir gün önce bile, “Kadın erkek eşit değildir” fetvasını yineleyip, kadınla erkeğin biyolojik eşitsizliklerini kanıt olarak gösterip cins eşitsizliğini savunmaya devam etme ihtiyacı duymaktadır.
 
Çünkü Türkiye, kadınların; gerek kadına yönelik şiddet, gerekse cins ayrımcılığına karşı mücadelelerinin en dolaysız biçimde gündemde olduğu bir ülkedir. Ki bu yüzden dün Türkiye, Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün en kitlesel ve en coşkulu karşılandığı ülkelerden birisi, büyük olasılıkla da birincisi oldu.
 
Başlıca kentlerde, hatta büyük kentlerin pek çok semt ve mahallelerinde, son bir hafta boyunca süren 8 Mart etkinlikleri dün, kentlerin caddelerini ve meydanlarını dolduran öfkeli ve coşkulu mitinglere dönüştü.
 
Her çevreden kadınlar ortak taleplerini haykırdılar:
* Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin durdurulması için gerekli önlemler alınsın,
* Devlet ve Hükümet yetkilileri, kadına şiddeti besleyen söylemlerine son versin,
* Kadına yönelik suçlarda “af”, “iyi hal” ve “tahrik” indirimlerine son verilsin,
* Kadın Bakanlığı kurulsun,
* Her alanda, pozitif ayrımcılığı göz ardı etmeden, kadın erkek eşitliğini sağlayacak politikalar hayata geçirilsin,
* Kadını esnek çalışmanın malzemesi yapan “Aile Paketi” geri çekilsin,
* Eşit işe eşit ücret ödensin,
* Her mahalleye, her işyerine kreş zorunluluğu getirilsin,
* Savaş ve zorunlu göç mağduru kadınların sorunları çözülsün, … gibi talepler dile getiren kadınlar, özellikle de son günlerde gemi azıya alan kadına yönelik şiddete, kadın cinayetlerine karşı öfkelerini haykırdılar.
 
Dün Başbakan Davutoğlu, 8 Mart vesilesiyle “kadına yönelik şiddete karşı mücadele” için bir “program” açıkladı.
 
Bu, artık sırf laftan ibaret birtakım “cek”, “cak”la biten “önlem maddeleri”nden oluşan, bilinen “Davutoğlu programları”ndan (Şeffaflık Programı, Tasarruf Programı,… gibi) birisiydi.
Ve elbette bu önlemlere dair ayrıntıları önümüzdeki günlerde tartışacağız.
 
Davutoğlu, “önlemleri” sıraladıktan sonra, “Asıl sorunun zihniyet sorunu olduğu” vurgusunu yaptı. Ve bu konuda da “toplumu eğiteceklerini” ilan etti. Ama Davutoğlu’nun ve Hükümetinin zihniyetini dikkate aldığımızda insanın aklına ilk gelen “İnşallah zihniyet eğitimini Davutoğlu ve Hükümeti yapmaya kalkmaz” oluyor. Çünkü; kadına yönelik şiddetin arkasındaki zihniyet bizzat Davutoğlu’nun ve Hükümetinin bayraktarlığını yaptığı, eşitliğin kadının fıtratında olmadığını iddia eden kadınla erkek arasındaki eşit hakka sahip olmayı reddeden, kadınları gelenek ve göreneğin pençesine iten zihniyettir!
 
8 Mart’ta kadınların alanlara da yansıyan taleplerine bakıldığında, asıl zihniyet değiştirmesi gerekenlerin Erdoğan, Davutoğlu ve onların izinde yürüyenlerin olduğu da çok daha açık biçimde görülmektedir.
 
8 Mart öğretmeye devam ediyor. 
DİĞER HABERLER
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS

47 aydır artan gıda enflasyonu nedeniyle sağlıklı beslenmek lüks oldu.

PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ
PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ

1 Mayıs, 8 saatlik iş günü mücadelesinin bir sonucuydu. ABD’de daha kısa çalışma saatleri tekrar sendikaların gündeminde. Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) 32 saatlik iş haftasını grev ve örgütlenme talepleri arasına aldı.

HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7
HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7

Türkiye’de 47 aydır yükselen gıda fiyatları ile halkın enflasyonu nisanda yüzde 95.7’ye ulaştı.

RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI
RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI

Mehmet Şimşek’in “Rasyonel zemine dönmek zorundayız” anlayışı iyi niyetli ve gerekli bir yaklaşımdır. Ne var ki Türkiye’de bugünkü koşullarda slogan düzeyinde kalmak zorundadır.