YUNANİSTAN’DAN SINIF MÜCADELESİ DERSLERİ
Yurt Gazetesi yazarı Atilla Özsever´in bugünkü köşe yazısı.

Bu arada Yunan İstihbarat Örgütü elemanlan dahi greve çıktı. Yunanistan’da son iki yılda 21 genel grev yapıldı. Bu ülkedeki sendikal mücadeleyi anlatan bir makale, DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından çıkanlan Çalışma ve Toplum Dergisinin son sayısında (35. sayı: Ekim-Aralık 2012)yayımlandı. Makalenin tam ismi şöyle: "Sınıf Mücadelesi ve Sendikal Örgütlenme: Yunanistan’da Sınıf Mücadelelerinin Tarihi ve Sosyal Güvenlik Reformu Deneyimi". Dr. Özgün Sarımehmet Duman tarafından hazırlanan bu makale, Yunanistan’daki sınıf mücadelesini sendikal hareket bağlamında sosyal güvenlik reformlan üzerinden analiz etmeye çalışıyor.
Makalede, Yunanistan işçi sınıfı hareketinin burjuva sendikacılığından reformist sendikacılığa ve sınıf sendikacılığına geçiş süreci anlatılıyor. 1990-2000’li yıllarda işçi hareketini kontrol etmek amacıyla emek-sermaye çatışması yerine uzlaşmacı, sosyal diyalogcu sendikal modelin yerleştirilmeye çalışıldığı ifade ediliyor. Bu korporatist model (devlet, işçi ve işveren örgütlerinin üst düzeydeki işbirliği) belli bir süreç sonunda emekçi sınıflann hak kayıplanyla sonuçlandığı için 2000’li yılların başında başansızlığa uğradı.
Emeklilik yaşının artınlmasından sağlık harcamalannın daraltılmasına kadar bir dizi hak kaybına neden olan sosyal güvenlik reformlan sendikalann tepkisiyle karşılaştı. Genel grev çağnlanna büyük bir katılım oldu. 2008’de yüzde 24 olan sendikalaşma oranı, 2009’da toplu sözleşme kapsamı bağlamında yüzde 100’e çıktı. Yunan sermaye sınıfı ile IMF ve AB’nin dayatması sonucu, sosyal güvenlik reformu 2010-2012 yıllarında tekrar gündeme geldi. Sendikal hareketin mücadelesi sonucunda reformun bir kısmı kabul gördü, bir kısmı ertelendi.
Bu arada Yunanistan’da sınıfsal ve sendikal mücadelenin siyasete de etkisi oldu, sol-sosyalist partiler seçimlerden daha güçlenerek çıktı. Dr. Dumanın makalesinde vardığı sonuç özetle şöyle: "Yunanistan’da sınıf mücadelesinin basan düzeyini, grevin etkin bir araç olarak kullanılması, (korporatist) sosyal diyalog uygulamalanna mesafeli durulması ve sınıf sendikacılığı ve reformist sendikacılık biçimlerinin hâkim olması" belirlemekte ayrıca "sendikal ve siyasal düzeyde örgütlü bir işçi sınıfının, siyasi, iktisadi ve toplumsal hayatın şekillenmesinde belirleyici" olduğu da hatırlatılmaktadır. Tabii ki Yunanistan’da daha son söz söylenmedi, inişli-çıkışlı süreç devam ediyor, bakalım sonuç neye varacak? Türkiye işçi sınıfının da bu deneyimi dikkatle izlemesi ve dersler çıkarması gerekiyor..