Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
06 Mart 2015
‘YUKARIDAKİ KAVGA’NIN FATURASI NE?

Dün, 2.60 TL’ye dayanan doların artık her gün yeni bir zirve denemesi bile kimseyi şaşırtmıyor.
Cumhurbaşkanı ile Hükümetin ekonomi yönetimi ve MB arasında, “faiz mi enflasyonu körükler yoksa enflasyon mu faizi kışkırtır”; “doların TL karşısında değer kazanması mı iyidir yoksa tersi mi”… tartışması sürerken, son iki ayda dolar yüzde 12 arttı; faizler de yüzde 6.7’den 8.7’ye yükseldi. Enflasyonda “hedef enflasyon” yüzde 5.5 iken (Maaşlara ve ücretlere zamlar, beklenen enflasyona bağlı yapılıyor) şubat ayı itibariyle 7.55’e varmış bulunuyor.

‘YUKARIDAKİ KAVGA’NIN FATURASI NE?

   Doların TL karşısındaki önlenemez yükselişi sürüyor.

Dün, 2.60 TL’ye dayanan doların artık her gün yeni bir zirve denemesi bile kimseyi şaşırtmıyor.
Cumhurbaşkanı ile Hükümetin ekonomi yönetimi ve MB arasında, “faiz mi enflasyonu körükler yoksa enflasyon mu faizi kışkırtır”; “doların TL karşısında değer kazanması mı iyidir yoksa tersi mi”… tartışması sürerken, son iki ayda dolar yüzde 12 arttı; faizler de yüzde 6.7’den 8.7’ye yükseldi. Enflasyonda “hedef enflasyon” yüzde 5.5 iken (Maaşlara ve ücretlere zamlar, beklenen enflasyona bağlı yapılıyor) şubat ayı itibariyle 7.55’e varmış bulunuyor.

Bu majesteler arasındaki çatışmanın halka maliyeti; ekonomiye 90 milyar TL’lik yük, asgari ücretliye, emeklilere, tüm emeği ile geçinenlere; başlıca tüketim maddelerine zam, düşük ücret, işsizlik ve yoksulluğun artması olarak yansıdı.

Metal iş kolunda grevlerin yasaklanması, genelde işsizliğin yüzde 10.5’e, genç işsizliğinin yüzde 19, üniversite mezunları arasındaki işsizliğin yüzde 25’e dayanması da bu çatışmanın faturasıyla bağlantılıdır.
Gıdadaki enflasyonun yüzde 16’yı bulduğu dikkate alındığında; emekçiler için enflasyonun resmi enflasyonun iki katına yaklaşmasını son iki ayda et fiyatlarındaki artışın yüzde 30’u bulmasını, meyve ve sebze fiyatlarının hızla artmasını ülkeyi yöneten merkezi ve yerel yönetimlerin umursamaması bu çatışmanın faturası olarak önümüzdedir.

İşte biz bu tartışmalarda ‘ne nereden kaynaklanıyor’ diye kafa yorarken Amerikan Forbes Dergisi, her yıl yaptığı gibi, 2014’ün milyarderlerinin listesini açıkladı. 2013’te bu listede 24 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı varken 2014’te bu sayı 32’ye yükselmiş! Yani ülke ekonomisinde büyüme ve ihracat aşağıya yönelmiş, gerçek ücretler düşüp işsizlik ve yoksulluk artarken, Türkiye’deki milyarderlerin sayısı yüzde 33.3 artarak 24’ten 32’yı çıkmış!

Bu da açıkça gösteriyor ki; ekonomi büyürken daha çok büyüyen en zenginler, ekonomik büyüme düşerken bile servetlerine servet katmaya devam etmektedir. 

Bundan da açıkça anlaşılıyor ki sistem, zengini daha zengin etmek üzere ayarlanmış bir emme basma tulumba olarak çalışmaktadır.

Evet devletin en yüksek katlarında Cumhurbaşkanlığı, Hükümet, MB, patron örgütlerinin sözcüleri, basın, ekonomistler, akademisyenler arasında kıyasıya bir çatışma vardır. Öyle ki Cumhurbaşkanı ve MB arasında görünen klikler çatışması Hükümeti bile “tehdit eder” düzeye yükselmiştir. Çünkü “pasta” küçüldükçe “kurtlar sofrası”ndaki kavga da daha sert, daha acımasız olmaktadır.

Ne var ki, bu kapışmanın faturasını ödeyecek olan işçi sınıfı ve her sektörden emekçiler; bu çatışmayı kendilerini hiç ilgilendirmeyen ama destekledikleri partilerin kavgası olarak seyredip taraflardan birisini ya da ötekini destekliyorlar.

Oysa emekçiler bu kavgada taraftır ama devletin üst katlarında kavga eden büyük sermayenin sözcülerinin tarafı değil, kendi çıkarlarının ifadesi olan talepler için taraftırlar. Bu yüzden de “yukarıda” kavga eden tarafların her ikisine de karşı halkın, işçi sınıfının çıkarlarını savunmak için taraftırlar. Burada olağan olan, burada en önemli görevin sınıfın örgütlü kesimi olan sendikalara düşmesidir. Ama sendikaların durumu da ortadadır ve bu büyük paylaşım kavgası, en azından Türk-İş, Hak-İş, Memur Sen gibi Hükümetin kuyruğuna takılan sendika merkezlerinin gündeminde değildir. Bu yüzdendir ki, bugün elbette az çok mücadele içinde olan sendikalara, mücadeleci sendikacılara önemli görevler düşmektedir. Ama sendikalı ya da sendikasız az çok örgütlenme ve hak mücadelesi içindeki sınıfın ileri kesimi dediğimiz kesimine, sınıf partisine, sınıf dostu çevrelere önemli görevler düşmektedir.

Burada elbette bu görevlerin en önemli yanlarından biri, işçilerin, emekçilerin olup bitenleri anlaması için gerçekleri açıklama görevidir ama öte yandan da “yukarıdaki” çatışmanın faturası olan yükün kabul edilmeyeceğinin ifadesi olan talepleri belirlemek ve bunların elde edilmesi için sınıf güçlerini harekete geçirmektir. 

Ki, bu yılın 250 bini aşkın kamu işçisinin (görüşmeler 1 Mart’ta başladı) ve 3 milyona yaklaşan kamu emekçisinin TİS yılı olduğu dikkate alındığında TİS taleplerinin işçilerin emekçilerin talepleri olarak oluşturulup yaygınlaştırılması ve sürdürülecek mücadelenin kararlarının geniş emekçi çevrelerde tartıştırılarak alınması son derece belirleyici olacaktır.

Mücadelenin bu yanını önümüzdeki günlerde yeniden yeniden tartışacağız. 

DİĞER HABERLER
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS

47 aydır artan gıda enflasyonu nedeniyle sağlıklı beslenmek lüks oldu.

PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ
PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ

1 Mayıs, 8 saatlik iş günü mücadelesinin bir sonucuydu. ABD’de daha kısa çalışma saatleri tekrar sendikaların gündeminde. Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) 32 saatlik iş haftasını grev ve örgütlenme talepleri arasına aldı.

HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7
HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7

Türkiye’de 47 aydır yükselen gıda fiyatları ile halkın enflasyonu nisanda yüzde 95.7’ye ulaştı.

RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI
RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI

Mehmet Şimşek’in “Rasyonel zemine dönmek zorundayız” anlayışı iyi niyetli ve gerekli bir yaklaşımdır. Ne var ki Türkiye’de bugünkü koşullarda slogan düzeyinde kalmak zorundadır.