Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
12 Haziran 2013
YENİ TÜRKİYE

Türkiye´nin 2001 Krizi´nin ardından başlayan ve AKP eliyle sürdürülen dönüşüm süreci, 2010 Referandumu ve arkasından 2011 Genel Seçimi ile önemli bir virajı almıştı. Artık farklı bir Türkiye´den bahsedilebilirdi.

YENİ TÜRKİYE

Türkiye’nin 2001 Krizi’nin ardından başlayan ve AKP eliyle sürdürülen dönüşüm süreci, 2010 Referandumu ve arkasından 2011 Genel Seçimi ile önemli bir virajı almıştı. Artık farklı bir Türkiye’den bahsedilebilirdi. Ancak "Yeni Türkiye"nin yeni bir Anayasa, yasal düzenlemeler ve devamında başkanlık vb. bir sistemle sağlam kazığa bağlanması girişimleri geri tepti. Halk bu gömleğe girmeyeceğini Gezi Parkı Direnişi ve tüm ülkeye yayılan eylemlerle ilan etti.

AKP’nin örmeye çalıştığı Yeni Türkiye iki hafta içerisinde eskidi! Başbakan Tayyip Erdoğan sürecin başından bu yana yaptığı tutarsız ve saldırgan açıklamalarla eski Türkiye’ye tutunmaya çalışıyor. Bu çaba nafile, çünkü çapulcular yeni bir Türkiye’yi çoktan kurdu. Umudu bir bayrak gibi Taksim’e, Gezi Parkı’na dikti. Erdoğan ise siyasi kariyerinin bittiğini ve düzen siyaseti açısından da herhangi bir denklemde yer almayacak ölçüde meşruiyetinin yittiğini görüyor. Öfkesi bu gerçeği görmesinden kaynaklanıyor. Elbette hükümet, mitingler, Gezi Parkı direnişini bölme, dün "flamasız bir meydan" yaratma girişimi olarak anlaşılabilecek Taksim Meydanı’na müdahale gibi kozlarını oynamaya çalışacak.

Amaç direnişin meşruiyetini ortadan kaldırmak. Fakat, AKP hükümeti bir gerçeği unutuyor, kitlesel bir halk hareketinin meşruiyeti hiçbir şekilde örtülemez. Halkın bir patlama halini alan tepkisinin sadece birkaç ağaç ile ilgili olmadığı, aynı tepkinin yaşam tarzına dönük dayatmaların reddedilmesine de indirgenemeyeceği açık. Eğer, 2000’li yıllardan bugüne Türkiye’nin içine sokulduğu dönüşüm süreci ve Cumhuriyet’in tasfiyesinden bahsediyorsak, tepkilerin bu sürecin bütününe ilişkin ve bir birikimin sonucu olduğu da rahatlıkla görülecektir.

Emekçilerin en temel haklarına yönelen saldırılara, özelleştirmelere, kentsel rant politikalarına, eğitim ve sağlıkta piyasaiaşmaya, sosyal güvenliğin tasfiyesine, güvencesizleştirmeye, esnekleşmeye, taşeronlaşmaya, işçilerin örgütsüzleştiri I meşine, cinsiyetçi politikalara, iş cinayetlerine, düşük ücretlere, işsizliğe ve yoksullaşmaya karşı tepkiler, bugüne aktarılmıştır. Söz konusu saldırı başlıklarında, ilgili dönemde gösterilemeyen veya yalıtık ve cılız kalan tepkilerin bugün AKP’nin baskıcı ve dayatmacı tutumuna karşı başlayan direnişe aktığı anlaşılmaktadır.

Bu saldırılara maruz kalan geniş kesimlerin içerisinde örgütlü olanların dahi geçmişte en temel hak ve sorunları için harekete geçirilemediği düşünülürse, bugünkü direnişi zayıflatmaya dönük örgütsüzlük propogandalarına su taşımadan kapsamlı bir muhasebe yapmanın zamanıdır. Sokağa çıkan ve kitlesel eylemlere katılanlar arasında sendikalı ve sendikasız birçok işçi vardı. Ama sendikaların bir kısmının grev ve çeşitli eylemler gerçekleştirmesine karşın örgütsel kimliklerinin öne çıkamadığı görüldü. Kitlesi sokakta olan sendikalar, kimlikleriyle bir ideolojik seslenme kanalı dahi açamadılar.

Çünkü sendikalı işçiler, sendikalarını böylesi bir toplumsal tepkinin taşıyıcısı olarak görmüyorlar, güven sorunu yaşıyorlar. Sendika yönetimleri ise çağrılarıyla tabanın harekete geçmeyeceğini düşünüyor. Bu tablo tam anlamıyla örgütsüzlüğe işaret ediyor. Sadece küçük bir kısmını temsil eden sendikalı işçiler dahil emekçiler bütünüyle örgütsüzdür. Gezi Parkı Direnişi’nin ateşini yakan gençlerin ise neredeyse tek ortak özellikleri yaşlarıdır.

Emekçi mahallelerindeki liseler ve kent merkezindeki kolejlerden gelenler ile farklı üniversitelerden gençler, işsiz ve çalışan akranlarıyla birlikte yepyeni bir direniş ve eylem kültürü yaratmayı başardı. Apolitizm, ülkeye ve hayata duyarsızlık gibi eleştirilerle mahkum edilen gençlik, gelişmeye, öğrenmeye açık olduğunu ve ebeveynlerinden bir masal gibi dinledikleri değerleri yaratıp büyütebilecekleriT gösterdi.

Emekçiler gibi ülkemizdeki bu gençlik de genel olarak örgütsüzdür. Öyleyse… AKP Türkiyesi’ni iki haftada eskiten ve yeni bir Türkiye’yi yaratan kitlesel hareketin sürekliliğinin örgütlü hale gelmesine bağlı olduğu nasıl önemli bir gerçekse, örgütlü bir halk yaratmak için her türlü örgütün kendini yeni Türkiye’ye göre yeniden kurması temel bir koşuldur.

DİĞER HABERLER
ÇALIŞMA BAKANLIĞINA ÇAĞRI
ÇALIŞMA BAKANLIĞINA ÇAĞRI

Ürdünlü şirketin 2021’de satın aldığı Polonez fabrikasında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası hiçe sayıldı. Önce sendikalı 13 işçi, sonra ona destek olan 100 işçi ekmeklerinden edildi. Emekçiler, bu kanunsuzluğa göz yumulmamasını istedi.

POLONEZ’DE İŞÇİ KIYIMI
POLONEZ’DE İŞÇİ KIYIMI

İstanbul Çatalca’da Polonez fabrikasında Tekgıda-İş’e üye olmalarının ardından 22 Temmuz’da 13 kişiyle başlayan işten çıkarmalar önceki gün 100’ü aştı.

İŞ GÜVENCESİ VE İŞTEN ÇIKARMADA GEÇERLİ NEDENLER
İŞ GÜVENCESİ VE İŞTEN ÇIKARMADA GEÇERLİ NEDENLER

İşyerimizde yaşı ve özel durumu itibariyle işten ayrılmak isteyen bir kadın çalışanımız var. İşverenimiz bu kişiye tazminatlı olarak çıkış yapmak istiyor ve ödediği tazminatı kanuni olarak da göstermek istiyor. Bu durumda iş kanununun hangi maddesine istinaden çıkış işlemini yapabiliriz?

BASIN AÇIKLAMASINA ÇAĞRI
BASIN AÇIKLAMASINA ÇAĞRI

İstanbul Çatalca’da kurulu bulunan Polonez Fabrikasında işveren, daha iyi bir ücret alabilmek ve insana yaraşır koşullarda çalışabilmek için sendikaya üye olan işçilerden 13’ünü işten çıkardı.