YENİ TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ YASASI HUZURU DA GÜVENİ DE TEHDİT EDİYOR
Yeni sistemin pusulası, sendikal örgütlenme ve mücadeleye büyük darbe vuran 12 Eylül düzeni ile aynı. 12 Eylül´den miras bu çerçeve işçilerin hak arama ve örgütlenme ihtiyacına hiçbir şekilde cevap vermeyecektir. Bu da işyerlerinde güveni de huzuru da iyice ortadan kaldırır.

İşçilerin sendika ve grev haklarını düzenleyen Sendikalar ve Toplu İş İlişkileri Yasası, Meclis’te kabul edildi. Yasanın birinci dereceden muhatapları olan sendika konfederasyonları yasaya karşı çıkıyor. Hepsi de bu yasanın örgütlenme özgürlüğünü ciddi ölçüde kısıtladığı, sendikalaşmanın gelişmesine darbe vuracağı ve işçileri hak arama mücadelesinde daha güçsüz duruma düşüreceği noktasında birleşiyor.
Yeni düzenin temel unsurları şöyle özetlenebilir: . Bir sendikanın işyerinde toplusözleşme yetkisini kazanabilmesi için işkolunda çalışan işçi sayısının en az yüzde 3’ü kadar üyesi olması gerekiyor.
Yüzde 3’lük işkolu barajına kademeli geçilecek. Baraj 2016’ya kadar yüzde 1, 2018’e kadar yüzde 2 şeklinde uygulanacak.
Eskiden 28 olan işkolu sayısı 20’ye indiriliyor.
İşkolu barajının hesaplanmasında Çalışma Bakanlığı istatistikleri yerine SGK verileri kullanılacak.
Toplu sözleşme yetkisini almak çok zorlaşırken, her aksaklıkta yetkiyi kaybetme tehlikesi olacak.
30’dan az işçi çalıştıran yerlerde toplusözleşme yapılamayacak. Ayrıca bu işyerlerinde sendikal çalşmalardan ötürü işten çıkartılanlar işverene karşı tazminat davası açamayacak.
Toplusözleşme sürecinde işverenin yaptığı itirazlar sürecin askıya alınmasına ve durdurulmasına yol açacak.
Petrokimya, sağlık, şehir içi kamu taşımacılığı gibi çeşitli alanlarda grev yasakları olacak.
Güvenlik gibi gerekçelerle grev yasağı konabilecek.
İşçiler sadece toplu sözleşme süreci kapsamında grev yapabilecekler. Bunun dışında grev yapılırsa işverenin kayıpları için sendika ve işçiler tazminat ödeyecek. Hak grevi ve genel grev yasak.
Grev yerinde giriş ve çıkış kapılarında 4’erden fazla grev gözcüsü bulunamayacak. Grev çadırı bile kurulamayacak. Grev gözcüsü işçilerin doğal ihtiyaçlarını nasıl karşılayacakları bile Bakanlık tarafından belirlenecek.
Greve katılmayanların çalışması hiçbir şekilde engellenemeyecek. Yeni düzenlemenin hangi sonuçları yaratacağı da en önemli unsurlarıyla şöyle özetlenebilir:
Eskiden yüzde 10 olan işkolu barajının yüzde 10’dan 3’e düşürülmesi olumlu bir adım gibi gözükse de fiiliyatta öyle olmayacak. Çünkü gerek işkolu sayısının 28’den 20’ye indirilmesi, gerekse işkolundaki işçi sayılarının SGK verilerine göre hesaplanacak olması yüzünden barajı aşmak için gerekli üye sayısı daha da yükselecek.
DİSK’in hesaplamasına göre 12 milyon kayıtlı işçinin sadece 2.7 milyonu sendikal haklardan yararlanabilecek. 30’dan az çalışanı olan yerlerdeki 6 milyon işçi toplusözleşme hakkından yoksun olacak.
Mevcut haliyle 51 sendikanın toplusözleşme yapma yetkisi bulunuyor. Yasa yürürlüğe girdiğinde 10 sendika, 2016’da 13 sendika, 2018’de de 6 sendika baraj altına düşecek. Böylece yaklaşık 6.3 milyon işçiyi temsil eden toplam 29 sendika toplusözleşme yetkisini kaybedecek.
7 sektörde toplusözleşme yetkisine sahip tek bir sendika dahi kalmayacak. Mevcut sigortalı işçilerin yüzde 57’si toplusözleşme yapacak sendika bulamayacak.
8 sektörde tek sendika egemenliği kurulacak. Bu sektörlerdeki 2.9 milyon işçi tek sendikaya üye olmak zorunda kalacak.
Yeni sendika kurmak imkânsız hale gelecek. Sistemde sendika çeşitliliği iyice azalacak. Bu haliyle getirilen yeni düzen, sendikalaşmayı ve hak aramayı iyice zorlaştırmaya hizmet edecek.
Yeni sistemin pusulası, sendikal örgütlenme ve mücadeleye büyük darbe vuran 12 Eylül düzeni ile aynı. 12 Eylül’den miras bu çerçeve işçilerin hak arama ve örgütlenme ihtiyacına hiçbir şekilde cevap vermeyecektir. Bu da işyerlerinde güveni de huzuru da iyice ortadan kaldırır.