Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, geçen günlerde Hürriyet’e yaptığı açıklamalarda çalışma hayatına ilişkin yeni düzenleme hazırlıklarında olduklarını söyledi. Bu kapsamda önümüzdeki dönemin gündeminin istihdam paketi olacağını belirtti. Daha önce bir istihdam kalkanı paketi hazırladıklarını ancak TBMM’nin öncelikleri kapsamında sıranın gelmediğini hatırlatan Selçuk, yeni dönemde ‘yeni sürüm bir istihdam paketi’ getireceklerini belirtti. Selçuk, esnekleşmeyle ilgili düzenlemelere yer vermek istediklerini kaydederken, “Fesih kısıtı kalktığında, örneğin kadınların bir bölümü yarı zamanlı çalışmak istiyor. Tabii siyaseten hangi maddelerin olacağına önümüzdeki günlerde karar verilecek” dedi.
Haziran ayının ilk günlerinde bir İstihdam Kalkanı paketi hazırlanmış, taslak Bakanlıkça paylaşılmasa da içeriğine ilişkin bazı bilgiler basın aracılığıyla sızdırılmıştı. Açıklanan pakete göre genç işçiler ve 50 yaş üzeri işçiler için esnek çalışma öngörülüyor ve tamamlayıcı emeklilik adı altında kıdem tazminatı fonu yeniden gündeme getiriliyordu. Çalışma hayatı uzmanları ve işçi sendikaları, İstihdam Kalkanı paketindeki esnek çalışma düzenlemelerine karşı uyarmıştı. Ancak tepkiler artınca bu düzenlemelerin yer almadığı, “mini istihdam” paketi hazırlanmıştı.
ESNEK DEĞİL KALICI İSTİHDAM
Çalışma Bakanı’nın açıklamalarına göre esnek çalışma modellerinden vazgeçilmedi. Bu yüzden uzmanların çalışma hayatına zarar verecek, hakları tırpanlayacak uyarılarını tekrar hatırlatmak istedik.
Esnek çalışma modellerinin işçiler için hak kayıplarını gündeme getirdiği ifade eden uzmanlar, 25 yaş altı genç işçiler ile 50 yaş üzeri işçilerin belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılmasının önünü açan hazirandaki düzenleme hazırlığına dikkat çekmişti. Genç işçilerin ve 50 yaş üzeri işçilerin “esnek çalıştırılmasına", güvencesiz istihdamın bu kesim üzerinden yaygınlaştırılmaya çalışılmasına itiraz eden uzmanlar ve sendikalar, ‘esnek çalışma biçimlerinin değil, kalıcı istihdam için çalışmalar yapılması konusunda uyarıda bulunmuştu.
KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI ORTADAN KALKIYOR
Bir esnek çalışma modeli olarak belirli süreli iş sözleşmesiyle çalışanlar önemli hak kayıplarıyla karşı karşıya kalıyor. Yürürlükteki mevzuata göre, belirli süreli iş sözleşmeleri süresinin sonunda kendiliğinden sona erdiğinde kıdem tazminatı ve ihbar süresinin ücreti ödenmiyor. 4857 sayılı İş Yasasında belirli süreli iş sözleşmelerinin her yerde kullanılmasını engelleyen hükmün 25 yaşın altındaki gençler ve 50 yaşın üstündekiler için kaldırılması, bu kesimler için kıdem tazminatının kaldırılması anlamına geliyor.
4857 sayılı İş Kanununda belirli süreli iş sözleşmelerinin yapılması konusunda ciddi kısıtlamalar bulunuyor: “Madde 11 – İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar.”
Kanunda yer alan bu sınırlamalar, daha önce öngörülen düzenleme hayata geçirilirse, 25 yaş altı ve 50 yaş üstü emekçiler için istisna olacak.
YARGI KARARLARI
Belirli süreli iş sözleşmelerinin süresi sonunda kendiliğinden sona ermesi durumunda kıdem tazminatının ödenmeyeceği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kararıyla da kesinlik kazanmıştı. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ilgili kararına göre “Belirli süreli iş sözleşmelerinde sözleşmenin kendiliğinden sona ermesi durumunda kıdem tazminatının hüküm altına alınması doğru değildir. Çünkü böyle bir durumda sözleşme sürenin bitimi ile sona ermektedir ki, bu fesih şekli kıdem tazminatına hak kazandıran hallerden değildir”.
Yargıtay 22.Hukuk Dairesinin ilgili kararı da şöyle: “Somut olayda, davacı, taraflar arasında imzalanan sözleşme içeriğine göre davalı bünyesinde belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışmıştır. Süre sonunda işverence herhangi bir bildirim yapılmaksızın iş sözleşmesi kendiliğinden sona ermiş olmakla davacı kıdem tazminatına hak kazanamaz.”
Yargıtay’ın diğer bir kararı da şu şekilde: “Belirli süreli sözleşmenin kendiliğinden sona ermesi halinde kıdem tazminatı istenemez. Süre bittiğinin bildirimi, fesih değil tespit niteliğindedir.”