YENİ CEHALET ÜZERİNE
Günümüzde “yeni” olarak nitelenebilecek ama birbirine taban tabana zıt iki cehalet biçimi vardır. “Birincisi açar ve serbest bırakır ,İkincisi haps eder ve öldürür”.
“Bir aptala seslenmek uyuşmuş bir insanla konuşmaktır.
Sonunda “ne var” diyecektir.
Bir ölünün ardından ağla,çünkü o ışığı terk etti
Bir aptalın ardından da ağla, aklını kaybetti.
Bir ölünün ardından daha az acıyla ağla, çünkü rahata kavuştu
Oysa aptalın hayatı ölümden beterdir.
Bir ölünün yası yedi gün sürer.
Aptalınki ve dinsizlerinki yaşamlarının her günü”
(Sirak kitabı, 22,10-12)
Günümüzde “yeni” olarak nitelenebilecek ama birbirine taban tabana zıt iki cehalet biçimi vardır. “Birincisi açar ve serbest bırakır ,İkincisi haps eder ve öldürür”.
Birinci cehalet türü yüceltilmesi gereken türdür. Kendini yeni buluşların yol açtığı yeni sorularla açığa vurur. Bilgi ve ilerlemenin devindirici gücüdür.Yol açıcıdır,geliştirici ve çözümleyicidir,barışçıldır,Başkasına karşı saygılıdır.
İkinci olarak tanımlanan cehalet türü ise, bizim bilmediğimiz ancak biliyormuşuz gibi bilgelik tasladığımız bilgisizlikte ısrar ettiğimiz, ve geçmişte platonun “çifte cehalet olarak tanımladığı, bugün bakterilerin yerleşip en güçlü ilaçlara karşı direnç kazandığı, eski bulaşıcı hastalıklar örneğine benzediğini belirtmek gerekir.Tıkayıcıdır, öldürücü ve çatışmacıdır.Başkalarını yok sayar.
Burada özerinde durulması gereken cehaletin en kaygı verici olanı, en tıkayıcı olanı, en kötü , kör ve tehlikeli olanı bu yeni ve ikincil olarak tanımlanan cehalet türüdür. Sokrates Alkibiades’e “ortadaki konular ne kadar önemli ise bu cehalet okadar zarar ve utanç vericidir”, yalnızca “en önemli şeyleri bilmediğin için değil, bilmediğin halde bildiğini sanmandır. Aynı zamanda Zavalı dostum “cehaletin en beteriyle birliktesin” diyordu.
Bu gün, politikada, eğitimde, ekonomide, sağlıkta,yerel yönetimde, Tv ekranlarında, gazete köşelerinde vs tüm alanlarda etkili ve yetkili olan ancak gerçek bilgiden yoksun, karanlıkta kala kala karanlıklar konusunda uzmanlaşmış ve böyle olmaktan da memnun ve mutlu olanların ortaya koyduğu korkunç sonuçlarla karşı karşıya gelmekten başka çaremizin olmadığını görüyoruz.
Küreselleşen çağımızda teknolojiile birleşen bu cehalet anlayışının sonucu da doğal olarak şiddettir. Başka seçeneği yoktur. Çıkış yolu bulamamaktadır.Haps olmuştur, ölür ve öldürür. Ya kültürün ya şiddettin yolu, başka yol yoktur Yunanlar bunu bin yıllar önceden kanıtlamışlardır. Gerçek bilgi eksik olduğu sürece şiddet artar. Bu kör inancın sayısız sonuçları vardır. İlk örneği AuschWitz’den çıkmıştır. Bugün seksen insanı katl eden Norveç Katilinin durumu buna çok uygundur. Öldürücü ideoloji ve kinle beslenen bir kültürün sonucu başka ne ola bilir. Daha önce Ruanda’da ve Bosnadaki cinayetler soy kırımlar, Kamboçya’dakiler, Günümüzde Irak ,Afganistan orta doğuda arap komşularımızda Libya’da Suriye’de ve Türkiyede.. Yanlışları doğru olarak algıladığımız ve İçinde bulunduğumuz kin ve ölüm kültürü devam ettiği sürece insanlık daha şiddetli felaketlerle karşı karşıya gelmeye devam edecektir. sonuç olarak bu şidet kısır döngüsü devam ettiği sürece “yeni cehalet” daha da şiddetlenecek etkileri çoğalacak ve yoğunlaşacaktır.
Kaynak: Yeni cehalet ve kültür problemi – Thomas De Koninck