YENİ BİR TOPLUMSAL MUHALEFET OLUŞUMU
Anayasa referandumunda “Hayır” cephesinin yüzde 42’lik oyu gerçekten önemli bir oran. CHP’nin burada yüzde 30-32’lik bir payı olduğu ifade ediliyor. CHP dışındaki laik, cumhuriyetçi, sol ve sosyalist oyların da belli bir etkinliğinin olduğu anlaşılıyor.
Anayasa referandumunda “Hayır” cephesinin yüzde 42’lik oyu gerçekten önemli bir oran. CHP’nin burada yüzde 30-32’lik bir payı olduğu ifade ediliyor. CHP dışındaki laik, cumhuriyetçi, sol ve sosyalist oyların da belli bir etkinliğinin olduğu anlaşılıyor.
Kampanya döneminde ÖDP, EMEP, TKP ve Halkevleri’nden (HE) oluşan sosyalist blok, niceliksel olmasa bile niteliksel ağırlığını hissettirdi. Daha önce Anayasaya Mahkemesi ve HSYK ile ilgili iki madde dışında anayasaya değişikliklerine olumlu baktığını belirten CHP, bu sosyalist blokun diğer maddelerle ilgili “hayır” gerekçelerini dikkate aldı. CHP, kamu yararını dışlayan ve özelleştirmelerdeki yargı denetimine engel çıkaran 125. madde değişikliğine vurgu yaptı.
Önümüzdeki dönemde AKP ile birlikte küresel sermaye ve yerli işbirlikçilerinin saldırılarına karşı yeni bir toplumsal muhalefet hareketinin örgütlenmesinin büyük önemi var. Bu toplumsal muhalefetin tabanını, “Cumhuriyetçi değerlere” sahip kesimle kır ve kent emekçilerinin birlikteliği oluşturabilir. Nitekim Prof. Dr. Korkut Boratav, son kitabında (Emperyalizm, Sosyalizm ve Türkiye, Yordam Kitap, 2010) siyasal İslamın gelişimine karşı böyle bir birlikteliğin gereğine işaret ediyor.
Burada CHP’nin konumu önemli. CHP’nin yeni Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, halkın somut sorunlarına, sosyal politika önlemlerine ağırlık veriyor. Sosyal politika önlemlerinin uygulanabilmesi için öncelikle partinin yapısında önemli değişiklikler yapmak gerekiyor. Batı’da olduğu gibi sosyal demokrat bir partinin hem kendi tabanında işçi büroları şeklinde örgütlenebilmesi, hem de sendikalarla daha yakın ilişki kurması gerekli gözüküyor. Bu çerçevede CHP Parti Meclisi’nde görev yapan İzzet Çetin, Hüseyin Karakoç gibi sendika kökenli kişilere görev düşüyor.
Öte yandan ÖDP, EMEP, TKP ve HE’den oluşan sosyalist blok, bu güç birliğini koruyarak toplumsal muhalefet hareketinin somut sorunlarına somut çözüm yolları öneren politikalarını ortaya koymalıdır. Bir zamanlar TİP’in yaptığı gibi CHP’nin de daha “sol” politikalar izlemesine yönelik bir “basınç” sağlamalıdır.
Toplumsal muhalefet hareketinin önemli bir “ayağı” da sendikalardır. Referandumda özellikle Türk-İş içersinde Petrol-İş, Hava-İş, Tek Gıda-İş, Harb-İş gibi sendikaların bulunduğu 11 işçi örgütü, tutarlı bir tavır koydu. Buna DİSK ve KESK’in referandumda “hayır” diyen sendikalarını da kattığımız zaman önemli bir güç ortaya çıkıyor. Bakalım seçimlere kadar böyle bir toplumsal muhalefet oluşabilecek mi?
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi / atillaozsever@ttmail.com