YENİ ANAYASA’NIN EMEĞE FAYDASI YOK!
Bir yandan Meclis´teki komisyon çalışmalan öbür yandan kamuoyundaki tartışmalar, yeni Anayasa konusunu yeniden gündeme getirdi. AKP, aslında küresel güçlerin çıkarlan doğrultusunda kapitalizmin dönemsel koşullarına uyarlanan bir Anayasayı hayata geçirmeyi amaçlıyor.

Bir yandan Meclis’teki komisyon çalışmalan öbür yandan kamuoyundaki tartışmalar, yeni Anayasa konusunu yeniden gündeme getirdi. AKP, aslında küresel güçlerin çıkarlan doğrultusunda kapitalizmin dönemsel koşullarına uyarlanan bir Anayasayı hayata geçirmeyi amaçlıyor.
Böyle bir Anayasada, devletin sosyal niteliğinden tamamen uzaklaşan, bireysel koruma mekanizmalannı öne çıkartan bir anlayış egemen olacak. Özgürlük konusu da genelde kişilerin din ve vicdan özgürlüğü ile kimliklerini özgürce ifade erme bağlamında ele alınacak.
Bu arada başkanlık sisteminin de gündeme gelebileceği, daha otoriter bir düzen anlayışının ufak tefek makyajlarla topluma kabul ettirilmesi amaçlanacak. Anayasa meselesine emeğin haklan açısından baktığımızda; 12 Eylül 2010’daki referandum sonucu yapılan değişiklikler, AKP’nin yaklaşımını daha net bir biçimde ortaya koyuyor.
AKP, Anayasa referandumu sırasında memurlara daha fazla hak tanınacağı, toplu görüşmeden toplu sözleşmeye geçileceği yönünde bir propaganda yapmıştı. Gelin görün ki, Anayasanın 53. maddesinde yapılan değişiklikle memurlann toplu sözleşme sürecinde bir uyuşmazlık çıkması halinde Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararlarının kesin olacağı belirtildi.
Dolayısıyla memurlar açısından mutlak bir grev yasağı getirildi, böylece grev yasağı ve zorunlu tahkim Anayasal çerçevede kurumsallaştı. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu adı altında da son sözü söyleyen ve siyasal iktidann ağırlıklı olduğu bir yapı oluştu.
Nitekim 11 kişilik bu hakem kurulunun 7 üyesi hükümet tarafından belirleniyor, 4’ünü de sendikalar temsil ediyor. Halen memurlarla ilgili görüşmelerde anlaşmazlık çıkınca KESK ve Türkiye KamuSen, 23 Mayıs’ta bir günlük greve gideceklerini açıkladılar. Çalışma Bakanı Faruk Çelik de "mevzuatımızda böyle bir şey yok" dedi. Ne kadar özgürlükçü olduklan da net bir biçimde ortaya çıktı.
Anayasa’nın 54. maddesindeki grev sınırlamalan ve grev ertelemesi, yani grev ertelendikten sonra yeniden başlayamama yasağı yerinde duruyor. Yine çalışanlar açısından önemli bir konu olan ve 12 Eylül askeri rejiminin getirdiği hak grevi yasağı da kaldırılmadı.
Bu arada hiçbir Avrupa Anayasasında yer almayan lokavt hükmü de Anayasada korunuyor. Tüm bu örnekler, AKP’nin özgürlükçü ve yeni haklar tanıyan yeni bir Anayasanın yapılacağı iddiasını tamamen çürütüyor.
Aslında emeğin sosyal haklan, ancak sınıfsal bir çaba ve mücadele ile elde edilebilir. Emek kesiminin işçi, memur ayırt etmeden tüm çalışanlara sendika, toplu sözleşme ve grev hakkını talep eden, sosyal devletin tüm kurumlanyla oluşmasını sağlayan, Anayasanın 65. maddesindeki "sosyal haklann mali kaynaklarla sınırlandınlması" anlayışını reddeden ilkeleri hayata geçirebilmesi için sınıfsal bir mücadele vermesi ve bu anlamda siyasal desteğin sağlanması gerekli gözüküyor.