Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ANADOLU ETAP
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ANADOLU ETAP
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
09 Haziran 2010
YAZ SONUNDA İŞSİZLİK ORANI DÜŞECEK Mİ?

Şimdi bu gözlemlerden hareketle, söz konusu işsizlik oranı ağustos sonunda yüzde 10’a düşer mi?

YAZ SONUNDA İŞSİZLİK ORANI DÜŞECEK Mİ?

İşsizlik Türkiye ekonomisinin, kuşkusuz, en önemli sorunu. Şubat verileri ile toplam 3.5 milyon açık işsiz ve yüzde 14.4 işsizlik oranı sergileyen Türkiye, istihdamsız büyüme döneminden sonra istihdamsız toparlanmasüreci içine girmiş gözüküyor.

İşgücü piyasasına ilişkin verilerin teknik detayları, sorunun gerisinde yatan istatistiksel yöntemlerde gizli. Örneğin işsizlik oranıkavramının kendisi bir dizi teknik varsayım ve gözlemin doğrudan bir sonucu. İşsizlik oranı, tanım olarak, toplam işsizlerin işgücü arzına bölünmesiyle elde ediliyor. 2010 Şubat ayı ortalamasına göre istihdam edilenlerin sayısı 21 bin 267 kişi. İşgücü arzı ise 24 milyon 831 kişi gözüküyor. Dolayısıyla işsiz sayısı 3 milyon 564 bin kişi. Son iki rakamın bölünmesiyle yüzde 14.4 işsizlik oranı ortaya çıkıyor.

Şimdi hesabın tam can alıcı noktasına gelelim: Türkiyenin çalışma çağındaki 15 yaş üstü toplam nüfusu 52 milyon 223 kişi. Ama istatistiklere göre bu nüfusun ancak yüzde 47si işgücü piyasasına katılıyor. Geri kalan yüzde 53ü, 27 milyon 392 bin kişi işgücüne katılmıyor. Nedenleri çeşitli… Öğrenciler, ev kadınları, umudu kırıldığı için iş aramaktan vazgeçenler, vs, vs…

Can alıcı soruyu soralım: Türkiyede işgücüne katılım oranı Avrupa Birliği ortalaması olan yüzde 70e yaklaşsaydı ne olurdu? Teknik, ancak basit ve son derece önemli bir soru. Sorunun kabaca yanıtını bulmak için toplam işgücü arzından istihdam edilenlerin çıkartılması gerekli. Böylece elde edilen işsiz sayısını işgücü arzına böleceğiz. Elimizdeki verilere göre elde ettiğimiz sonuçlar şöyle:

Eğer işgücüne katılma oranı yüzde 50 olsaydı, işsizlik oranı yüzde 18.6 olurdu; işgücüne katılma oranı yüzde 55e çıksaydı, işsizlik oranı yüzde 32 olarak tahmin edilecekti. Yani işgücüne katılım oranının yükselmesi işsizlik oranını da arttırıyor. Öte yandan, söz konusu oranın bir iki puan düşmesi işsizlik oranında da önemli düşmelere yol açıyor… Örneğin, varsayın ki işgücüne katılım oranı yüzde 45 olarak tahmin edilse, şubat ayındaki işsizlik oranı yüzde 9.5e gerilemiş gözükürdü!

 

Ekonomi idaresi ağustos ayına değin işsizlik oranının yüzde 10a düşürüleceği tahminini öne sürerken bu tip teknik varsayımların ne denli önemli olduğunu kuşkusuz hesaplamış durumda. Bu tür teknikdenemelerin dışında bir de Türk işgücü yapısının mevsimsel özellikleri söz konusu. Doğal olarak yaz aylarında istihdam artış eğilimi içine giriyor. Tarımsal faaliyetlerin hızlanması, turizm gelirlerinin artması, inşaat sektörünün canlanması bu tip mevsimsel konjonktüre özgü olgular. Dolayısıyla yaz ayları tipik olarak işsizlik oranının düşüş gösterdiği bir dönemi yansıtıyor. Zaten bu yüzden araştırmacılar ham veriler yerine, çoğunlukla mevsimsel etkilerden arındırılmış verileri kullanmaya özen gösteriyorlar.

Aşağıdaki şekilde 2006dan bu yana aylar itibarıyla gözlenen işsizlik oranları sergileniyor. Şekilden de izlenebileceği gibi mayıs-haziran aylarından başlayarak kabaca ekim ayına değin işsizlik oranı düzenli bir gerileme sergiliyor. Kış aylarında ise zirve yapıyor.

Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)

 

Kriz döneminde 2009un yaz aylarında gözlenen düşüş yeterli değil; yaz ayları için Türkiye ekonomisindeki yüzde 12li oranlar aslında çok yüksek sayılmalı.

Şimdi bu gözlemlerden hareketle, söz konusu işsizlik oranı ağustos sonunda yüzde 10a düşer mi? Böylece ekonomi idaresi işsizlikle mücadelede başarılı olduğunu iddia edebilir mi?

 

Ekonominin genel konjonktürü büyük olasılıkla zaten kendi başına bir şey yapılmasa da işsizlik oranının en azından yüzde 12ler düzeyine gerileyebileceğini gösteriyor. Bundan sonraki 2 puan ise kısa süreli çalışma ödeneği ya da toplum yararına çalışma projesi kapsamında geçici istihdamın birkaç yüz bin kişi arttırılmasıyla sağlanabilir.

Kısa süreli çalışma programları, 2009 boyunca istihdam arttırmaya yönelik ana strateji olarak benimsenmişti. Program, Çalışma Bakanlığınca belirlenen kıstaslara uygun kişilere 6 aya kadar kısa dönemli istihdam sağlıyor. Programdaki işçilerin SSK primlerinin işveren payı ve diğer istihdam vergilerinin büyük bölümü Hazinece ve İşsizlik Sigorta Fonu kaynaklarından karşılanmakta. Ödenen günlük ücretler ise işsizlik sigorta fonunda olduğu gibi, son dört aylık ücretin yüzde 40ı olarak belirlenmiş. Kısa süreli çalışma programları 2005’te hazırlanmış idi; ancak yoğun olarak uygulanması 2009’da yaşandı. Programdan 2005-2008 arasında toplam sadece 268 kişi yararlanmış iken 2009da Kasım ayına kadar toplam 168 bin 503 kişiye kısa dönemli (6 aya kadar) geçici istihdam olanağı sağlandı.

Dolayısıyla, ağustos sonunda, tam da anayasa referandumu öncesi işsizlikle mücadelede işsizlik oranının yüzde 10a düşürülmesi kimseyi şaşırtmamalı. Peki bu tür düşük ücretli ve geçici istihdam biçimlerine dayanan politikalar Türkiyenin yapısal olarak kronikleşen istihdamsız büyüme sorununa bir çözüm oluşturur mu? Ama gerçekçi olalım, Türkiyenin siyasi gündeminin kolaylıkla değiştirildiği böylesi günlerde bu sorunun ne önemi olabilir?

Cumhuriyet

DİĞER HABERLER
ANKARA’YA ‘ANAYASAL HAK YÜRÜYÜŞÜ’ YAPMAK İSTEYEN POLONEZ İŞÇİLERİNE POLİS ENGELİ: ‘GÜCÜNÜZ İŞÇİYE YETİYOR DEĞİL Mİ?’
ANKARA’YA ‘ANAYASAL HAK YÜRÜYÜŞÜ’ YAPMAK İSTEYEN POLONEZ İŞÇİLERİNE POLİS ENGELİ: ‘GÜCÜNÜZ İŞÇİYE YETİYOR DEĞİL Mİ?’

Sendikalı oldukları gerekçesiyle işten çıkarılınca 140 gün önce direnişe başlayan Polonez işçilerinin, Çatalca’dan Ankara’ya “Anayasal Hak Yürüyüşü” çevik kuvvet tarafından engelleniyor.

YENİ SAYFA İÇİN YOLCULUK BAŞLIYOR
YENİ SAYFA İÇİN YOLCULUK BAŞLIYOR

Polonez işçisi aylardır devam ettiği direnişi Ankara’ya taşımaya karar verdi. Bugün saat 11’de Çatalca Adliyesi önünden Ankara’ya yürüyüş başlayacak.

POLONEZ EMEKÇİSİNİN ANKARA YÜRÜYÜŞÜ BAŞLIYOR
POLONEZ EMEKÇİSİNİN ANKARA YÜRÜYÜŞÜ BAŞLIYOR

Sendikaya üye olduğu için hukuksuzca işten çıkarılan 146 işçi, ‘Anayasal Hak Yürüyüşü’nde ilk adımı saat 11.00’de Çatalca’daki Polonez fabrikasından atacak.

POLONEZ İŞÇİSİ HAKLARI İÇİN ANKARA’YA YÜRÜYOR
POLONEZ İŞÇİSİ HAKLARI İÇİN ANKARA’YA YÜRÜYOR

Ürdünlü işveren anayasayı çiğnedi; sendikaya üye işçileri işten attı. Yetkililer çözüm üretmedi. Çoğunluğu kadın 146 işçi, Ankara yürüyüşü için ilk adımı yarın atacak.