Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, emperyalist işgale karşı verdiğimiz ulusal kurtuluş mücadelemizin başarıya ulaşmasıyla kurulan Cumhuriyetimizin 100. yılındayız.

Cumhuriyetimiz; bugün Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin zaferini simgelemektedir.

Cumhuriyetimiz; laik, demokratik ve çağdaş değerlere sahip bir ulusal devlet olma yolunda büyük bir adım atarak başta Türkiye işçi sınıfı olmak üzere Türk milletinin geleceğini şekillendirmiştir.

Cumhuriyetimiz; padişahın, şeyhin, ağanın, aşiret reisinin “kulu” olan insanımızı, özgür birer yurttaş yapmıştır.

Cumhuriyetimiz; egemenliği tek kişiden alarak kayıtsız ve şartsız millete vermiş, ulusal egemenliği hakim kılmıştır.

Cumhuriyetimiz; “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar memleketi olamaz” diyerek karanlığın üstüne güneş gibi doğmuş, düşüncesi hür, anlayışı hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmiştir.

Cumhuriyetimiz; emperyalist işgalden bağımsızlığa, kulluktan yurttaşlığa, karanlıktan aydınlığa, yok oluştan özgür bir vatan olmaya giden yolun adı olmuştur.

Dün kanla, canla, umutla kurduğumuz Cumhuriyetimiz bugün ne yazık ki 100. yılını ağır tahribatlarla karşılamaktadır. Ancak yaşadığımız tüm zorluklara ve kayıplara rağmen, ülkemizin üzerindeki karanlığın kalkacağı umudunu ve inancını taşıyoruz.

Bizler, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 100 yıl önce açtığı yolda, gösterdiği hedefe durmadan, yılmadan yürümeye devam edeceğiz!

Dün olduğu gibi bugün de fabrikalardan, tarlalardan, atölyelerden, ofislerden emeğin alın terinin olduğu her yerden güçlü bir şekilde sesleniyoruz: YAŞASIN ATATÜRK, YAŞASIN CUMHURİYET!