Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
30 Kasım 2012
YAĞMA GÜFTESİNE YENİ BESTE: PPP

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Sönmez´in bugünkü köşe yazısı..

YAĞMA GÜFTESİNE YENİ BESTE: PPP
Kapitalizmin geride kalan 250 küsur yıllık tarihinde, “tüyü değişti, huyu değişmedi”: Daha çok kâr, daha çok sermaye birikimi… Bunun için dönem dönem biçim değiştirse de değişmeyen tek şey, devlet himayesi…

Bu gelişmiş, azgelişmiş tüm kapitalist formasyonlar için geçerli. Örneğin, yükselen Türkiye kapitalizmini alalım. Yine devletsiz yapamıyor. Birikim için yeni koltuk değneklerine ihtiyacı var. Son zamanların yağmalama biçimi olan PPP (Public-Private Partnership), yani Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ), devletin ya da kamu kaynaklarının yerli-yabancı sermaye arasında paylaşımı için yenilenmiş bir araç. Batı’da da var, bize de uyarlanıyor…


Devlet ve/veya kamu kaynaklarının yağmalanması deyince, yine bazı liberallerin tüyleri diken diken olacak… “Yine mi devletçilik” diyecek, suratlarını buruşturacaklar. Aslında, “devletin, kamunun yağmalanması” derken vergi olarak halktan devletin aldığının, vergilerle oluşturulmuş ya da kıyılar, ormanlar, su kaynakları gibi halka ait kamu varlıklarının belli bir azınlığa tahsisinden başka bir şey değil konuştuğumuz. Kamu kaynaklarının aktarımı, bir sınıftan alıp bir diğerine vermenin başka bir ifadesi…

Bahse konu KÖİ projeleri de 19. yüzyıla ait bir uygulamanın günümüze uyarlaması. Çoğu, Abdülhamit dönemine denk gelen demiryolu, liman, maden işletmeciliği, hatta elektrik, gaz, telefon gibi altyapı hizmetlerinin, Fransız, Alman, İngiliz finans kapitaline imtiyazlarla yaptırılmasının, günümüze uyarlanışı… Bugüne uyarlama, “Yap-İşlet-Devret,Yap-Kirala, İşletme Hakkı” adlarıyla yapılıyor, yapılmak isteniyor, o kadar.

***

Osmanlı’nın dünya kapitalizmine entegre olmaya başladığı yıllarda altyapıya kredi açan, altyapıyı inşa eden, bunun için imtiyazlar edinen finans kapitalin elindekilerini, genç Cumhuriyet geri aldı. İmtiyazlı sözleşmeleri iptal etti, millileştirmelere gitti. Altyapı “stratejik” özellikteydi, yabancıya bırakılamazdı. O günden itibaren de, kendi kurduğu kamu iktisadi teşebbüsleriyle kendi altyapısını, kendisi üretmeye koyuldu. Demiryolları, barajlar, limanlar, elektrik santralları böyle imal edildi, madenler böyle işletildi.

1950 sonrası Dünya Bankası kredisi alınsa da altyapı hep devletin işi olageldi. Ne zamana kadar? 1980 miladına kadar. Sonrasında devlet ekonomiden çekilmeli, dediler. Kamu, sadece sanayiden dışlanmadı, altyapıdan da uzaklaştırıldı. İyi de, büyüyen kapitalizmin yeni altyapı ihtiyaçları nasıl karşılanacaktı? Yerli-yabancı özel sektörle mi? Evet, denildi, ama farklı bir biçimde; “Kamu-Özel İşbirliği” ile… Yani? Devlet yine olacak, ama arsa sağlayarak, üretilecek mal ve hizmete alım garantisi vererek, dışarıdan sağlanacak finansa garantör olarak… İşte yeni dönemin yağma biçimlerinden birinin adı bu: KÖİ…

***

Yeni yağma sisteminin aksayan yanları sürekli etüt ediliyor ve buna yeni dönemin yükselen İslamcı burjuvazisinin örgütü MÜSİAD da öncülük ediyor. Geçen hafta 24 Kasım’da MÜSİAD’cılar, Kalkınma Bakanlığı (eski DPT) ,Özelleştirme İdaresi ve Enerji Bakanlığı yetkililerini Akçakoca’da topladılar ve sorunları masaya yatırdılar.

Aktarılanlara göre, Kalkınma Bakanlığı Kamu Özel İşbirliği Daire Başkanı Cem Galip Özenen, 2011 itibarıyla PPP modeli kapsamındaki proje sayısının 134, bunların da yüzde 40’ının enerji alanında olduğunu söylemiş. Enerji projelerini karayolu, liman ve havaalanı projelerinin izlediğini belirten Özenen, gümrük kapılarında uygulanmaya başlanan kamu-özel işbirliğinin yabancılar tarafından yakından takip edildiğini de ifade etmiş.

Özenen, 2002 yılına kadar 11 milyar dolarlık, 2002 yılından sonra ise 24 milyar dolarlık projenin gündeme alındığını, devam eden 23 projenin tutarının da 9 milyar doları aştığını aktarmış. Kısa zaman içerisinde değeri 3 milyar doları aşan 16 projenin ihalesinin gerçekleşeceğini söyleyen Özenen, İstanbul’a yapılacak olan havaalanı projesi için 10 milyar doları aşan bir ihale gerçekleşeceğini de belirtmiş…


***

KÖİ adlı yeni yağma sisteminde devletten 3 temel destek isteniyor: 1- Kamu arsası sağlaması, kıyı, orman, su kaynağı gibi kamu varlıklarını tahsis etmesi, 2- Üretilen enerjiyi, öteki hizmetleri 25-30 yıl boyunca satın almayı garanti etmesi, 3- Projelerin yapımı için uluslararası bankalara garantör olması, birlikte borçlanması… Tadından yenmez, risksiz bir model. Bulunsun yabancı ortaklar, yapılsın havaalanları, otoyollar, limanlar, santrallar, hastane, üniversite binaları… Nasılsa devlet hepsinin arkasında; arsa hazır, alıcı hazır, risk halinde hava yastığı hazır…

MÜSİAD’cılar, KÖİ projelerinde farklı bakanlık ve kuruluşların yetkili olmasından şikâyetçi oldukları için ilk elde her şeye yetkili bir “Merkezi PPP İdaresinin Teşkili”ni istiyorlar. Yargıya çekilen onca ayara rağmen hâlâ bazı projelerin Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’dan dönmesinden de şikâyetçiler.

Dikensiz gül bahçesi niyetlerine, diken hem de devedikeni olmak için TMMOB odaları direniyor. Daha güçlü direnmeli ve kamuoyunu daha iyi aydınlatmalılar..
DİĞER HABERLER
ÇARESİZ KALAN EMEKLİ İŞE DÖNÜYOR
ÇARESİZ KALAN EMEKLİ İŞE DÖNÜYOR

Açlık sınırı altında aylıklarla yaşamaya mahkûm edilen emekliler, çalışma yaşamına geri dönmek zorunda kalıyor. Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyerek çalışan emekli sayısı son 4 yılda 1 milyon 125 bin 131 kişi arttı.

HALK BIKANA KADAR YÜKSEK FAİZE DEVAM
HALK BIKANA KADAR YÜKSEK FAİZE DEVAM

Politika faizini yüzde 50 seviyesinde sabit bırakan TCMB, liraya geçişi özendirmek için bankaları mevduat faizini artırmaya zorluyor. Bankalar mevduat faizini düşük, kredi faiz oranını ise daha yüksek hızda artırıyor.

İŞÇİYE İŞ SÖZLEŞMESİ VERİLMESİ ZORUNLUDUR
İŞÇİYE İŞ SÖZLEŞMESİ VERİLMESİ ZORUNLUDUR

5 yıldır özel bir iş yerinde çalışıyorum. Geçen hafta iş sözleşmesi verip imzalamamı istediler. Anlayabildiğim kadarıyla şartlar hep işverenin lehinde. Sözleşmeyi imzalamazsam ne olur, işveren işten çıkarabilir mi?

FAİZİ ARTIRMAK İYİ OLURDU DA, ANLAYIN İŞTE!
FAİZİ ARTIRMAK İYİ OLURDU DA, ANLAYIN İŞTE!

Bizler, yani kamuoyu, enflasyonda buzdağının su üstündeki kısmını görürüz. Merkez Bankası ise suyun altında kalan kısmı da görür, görmelidir, zaten gördüğünü de dile getiriyor.