YA HALK ERDOĞAN’IN ÇAĞRISINA UYARSA
Şimdi tutmuş, herkesi 29 Ekim´de hipodroma çağırıyor. Devlet töreni yapıp, AKP Cumhuriyeti´ni kutlamak için! AKP Cumhuriyeti´nin kurucu babaları kara gözlüklerle şeref koltuklarına dizilecek, tanklar yürüyecek, uçaklar bayrak gösterecek, paraşütçüler milim şaşmadan inecek. Ahali de çılgınca alkışlayacak…

Başbakan Tayyip Erdoğan düne kadar "milli bayramları resmiyetten uzaklaştırmak, halkın özgürce kutlamalarına açmak gerek" diyordu. Stadyumlarda düzenlenen etkinlikler "komünist işiydi" ona göre.
Haklıdır, en güzel kitle gösterilerini ister iktidarda olsunlar, ister muhalefette; devrimci, ilerici, komünist örgütler düzenlerler. Güçlerini yığınlardan aldıkları, dayanışmayı, ortak hareket etmeyi iyi bildikleri, örgütlü davranma yetenekleri geliştiği ve yaratıcı enerjileri hep yüksek olduğu için…
Akla askeri törenler gelmesin hemen! Sovyetler Birliği’nde "askeri" boyutu olduğu için, Ekim Devrimi ve ikinci Dünya Savaşı’nın bitişini sembolize eden "Zafer Günü" militer resmi geçitlerle kutlanırdı. 1 Mayıslar, 1 Eylül Barış günü, 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü ve başka birçok festival, halk şölenlerine dönüşürdü.
Küba’da devrimin yıldönümleri dahil, pek az askeri tören yapılır. Havana’da bir milyonu aşkın kişinin katıldığı devasa gösterilerin hepsi gerçek halk etkinlikleridir. iktidarda olmayan devrimci hareketlerin kapalı salon toplantıları, açık hava mitingleri de çoğu kez görsel açıdan zengindir.
Portekiz Komünist Partisi’nin her yıl düzenlediği Avante Festivali’ni Erturğrul Günay bakanlığının bütün bütçesini ayırsa, yine düzenleyemez. Bu bir kalite sorunudur.
Erdoğan ne yapar? Parayı basar, yandaş reklam ajansından gelen her tür görgüsüzlüğü "yenilik" diye onaylar. Belediye başkanlarını, otobüsle "şakşakçı" taşımakla görevlendirir. Beceremeyenin bir sonraki seçimde çiziği yiyeceğini hissettirerek. Sahne sadece ve sadece ona aittir,
Yüceltilmek, parlatılmak, kutsallaştırmak ister. Diğer konuşmacıların işi hazret kürsüye çıkmadan önce tribünleri oyalamak, "geldi geliyor"la tansiyonu yükseltmektir sadece. Programa uymaz, konuşmasına iki saat sonra başlar, gecikmek liderin şanındandır nasılsa… "Komünist işi" olmayınca böyle oluyor!
Şimdi tutmuş, herkesi 29 Ekim’de hipodroma çağırıyor. Devlet töreni yapıp, AKP Cumhuriyeti’ni kutlamak için! AKP Cumhuriyeti’nin kurucu babaları kara gözlüklerle şeref koltuklarına dizilecek, tanklar yürüyecek, uçaklar bayrak gösterecek, paraşütçüler milim şaşmadan inecek. Ahali de çılgınca alkışlayacak…
Peki ya halk gerçekten gelirse… Halk halk olmayı becerebilendir, halk gibi davranan, halk olmak için çaba harcayandır. Erdoğan halkı hipodroma çağırmış. Halkın daha önce Arena’da çıkan sesinden çok rahatsız olmuştu oysa…
Bu kez nasıl olacak? Halk gelsin ama sesini kısıp otursun mu denecek? Ses çıkarana tankların tareti döndürülüp gözdağı mı verilecek? Gösteri uçuşu yapan F-16’lardan kadir bilmez "halk"a biber gazı mı püskürtülecek? Yoksa gıkını çıkaran olursa intikam için Meclis kaçağı Hakan Şükür’e bayram fıkrası mı anlatılacak?
Amasya Valisi Mado Pastanesi’nde kutluyormuş 29 Ekim’i. Ankara’da seçenek daha fazla. AKP Cumhuriyeti’ni kutlayacak çok yer bulunurdu, illa hipodroma, stadyuma ne gerek vardı? Komünist işi değil miydi bunlar?
Şimdi tasalansın dursun, ya halk gerçekten gelirse diye…