YA ASGARİ ÜCRET OLMASAYDI?
Bir yanda kamu, il özel idareleri ve belediye işçilerinin direk ya da dolaylı işvereni olan Hükümet, Onun yanında işveren temsilcileri,
Onların karşısında ise üçte bir oy hakkında sahip olan işçi tarafı. Bu durumda işçi tarafının arzuladığı sonucu alamayacağı açık değil mi?

Kaldı ki Hükümet, hem işveren olarak, hem de belirlenecek ölçünün toplumsal hayatın en kapsamlı ve çok yönlü belirleyeni olması yüzünden fazladan oy hakkına da sahip. O halde her defasında işçi tarafının muhalefet şerhi koymasından ya da masadan kalkmasından başka bir şans yokken, bu görüşme anlamsız mı? Çoğu kişi “anlamsız” diyecektir, tahmin ediyorum. Bu değerlendirmeyi kuvvetlendiren başka sorunlar da var. Örneğin masada tartışılan rakam, bekâr, yalnız yaşayan ya da bakmakla yükümlü olduğu kimsesi olmayan işçi içindir.
Oysa hayatın gerçeği bu değil ki! İşçinin büyük kısmının bakmakla yükümlü olduğu çalışmayan eşi ve iki-üç çocuğu var. Bekâr bir işçiye bile yetmeyecek ücretle, en az üç kişiden oluşan işçi ailesi geçinebilir mi? Elbette hayır! Ve başka sorunlar… Bütün bunlara rağmen, “asgari ücret olmasaydı ne oldurdu” diyenlere gönül rahatlığı ile “iyi ki asgari ücret var” demek lazım.
ASGARİ ÜCRET, KAPİTALİZMİN VAHŞETİNE DİZGİNDİR
1-) En başta, sendikası ve toplu sözleşmesi olmayan yedi milyonu aşkın sigortalı işçi için tutunacak daldır asgari ücret.
Düşünelim biraz. Sendikası yok, dayanışma duygusu gelişmemiş, on binlerce farklı işletmeye dağılmış yedi milyon işçinin ücretine alt sınır konmasa, halleri nice oldurdu?
2-) Bu yüzden ki asgari ücret, daha çok kar için daha ucuza işçi çalıştırma hırsının esiri olanlara dizgindir.
3-) Asgari ücret, sadece sendikasız sigortalı işçinin değil, sekiz milyonu aşan sigortasız kaçak işçinin de güvencesidir.
Yine düşünelim. Sigorta olanağı bile bulamamış, işverenin merhametine kalmış kaçak işçi, yıllarca yok pahasına çalıştıktan sonra bir bahane ile sokağa atılınca, kime, neye sığınacak? Devlete elbet. Hukuka ve kurallara… İsterse asgari ücretin yarısına, yıllar yılı gözden uzak, kaçak çalıştırılmış olsun, hukuk, asgari ücret tutarında hak uzatacaktır kendisine. Sadece eksik ücretleri değil, kıdem tazminatını da. Asgari ücret, kaçak işçinin farkında olmadığı haklarıdır.
4-) Asgari ücret, ölümüne çalışan madenciye nefestir, gün ışığıdır. Aylık ücretin “iki asgari ücretten aşağı olamayacağı” hükmü, kazanılan yeni bir soluktur.
5-) Asgari ücret, toplumsal hayata düzen getirilmesidir, tertiptir. Kıdem tazminatı, işsizlik maaşı, geçici işsizlik ödeneği, SSK tavanı, Bağ-Kur primi, SGK’ya bireysel borçlanma, doğum ve askerlik borçlanması, yurtdışı borçlanma, 65 yaş aylığı, gündelikçi ücreti, AGİ, GSS, iş göremezlik ödeneği, çocuk, aile ve yemek yardımı, evde bakım ücreti gibi toplumsal hayatın gerekliliklerini karmaşadan, keyfiyetten ve suiistimalden kurtarandır, düzene bağlayan ölçüdür.
6-) Asgari ücret, devlet çarkında mezuradır. Devlet teşvikleri, teşviklerdeki sübvansiyonlar, SGK idari para cezaları, bazı vergi cezaları, medeni hukukun kimi hesapları ya da cezaları, ceza hukukunda para cezaları, ücretten kesilen gelir ve damga vergileri, hatta ceza hukukundaki para cezalarında bile ölçüdür asgari ücret.
ASGARİ ÜCRET, ULUS DEVLETİN, MİLLETİN ÇİMENTOSUDUR
7-) Sınırsız kar peşinde olanlar, oldum olası kurallardan da haz etmediler. Kıdem tazminatı tümüyle kaldırılsın, belirli süreli sözleşme bütün işkollarına, bütün yaş gruplarına uygulansın istiyorlar. Kiralık işçilik, alt işverenlik gibi ortaçağ biçimleri de doyurmadı. Belirli süreli sözleşmeyi, sözleşmeli, mevsimlik, geçici, kapsam dışı işçilik gibi akla ziyan çalışma biçimlerini getirdiler. Ülkeyi taşeron cehennemine çevirdiler. Yetmedi, daha da illetlerini, belirli süreli, hizmet alım, yüklenici, personel alım sözleşmelerini icat ettiler. Götürü usulü (kabala), uzaktan, evden, kısmi zamanlı, çağrı üzerine çalışmaları, freelance işçiliği icat ettiler. Köle dönemini andıran çalışmaları, özel istihdam bürolarına kiralık işçiliği, Toplum Yararına Çalışmayı, denetimli serbestliği, ek ücretliliği icat ettiler. Bütün bunları dikkate alırsak, bütün toplumu ve herkesi bağlayan bir asgari ücret olmasaydı ne olurdu acep? İşçi önderlerinin sendikacıların bazıları farkında değil belki, ama kapitalizm asgari ücretin anlamını iyi biliyor. “ulusal ölçekte tek asgari ücret kaldırılsın, bölgesel asgari ücret uygulansın” dediler. Türkiye’yi parçalamak isteyenler de balıklama atladı bu hevese tabi. İşte o zaman jetonu düştü bazı vatanseverlerin. Meğer asgari ücret, sadece para ve kural değil, ulus devletin, milletin çimentolarındanmış. Meğer asgari ücret, kapitalizmin vahşetine dizginmiş.
Özeti şu ki, bütün sorunlara, bütün eksikliklere rağmen, iyi ki varsın asgari ücret