Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
13 Kasım 2013
UZLAŞ DA GEL

Ne demişti Başbakan?
Aranızda anlaşın. Bizim açımızdan hiçbir sorun yok. Siz aranızda anlaşın, biz üzerimize düşeni anında yerine getirmeye hazırız. Başından beri aranızda uzlaşma olmasını bekliyoruz.

UZLAŞ DA GEL

Ne demişti Başbakan?
"Aranızda anlaşın. Bizim açımızdan hiçbir sorun yok. Siz aranızda anlaşın, biz üzerimize düşeni anında yerine getirmeye hazırız. Başından beri aranızda uzlaşma olmasını bekliyoruz."

Kıdem tazminatı düzenlemesi önce onun talimatıyla rafa kalkmıştı, ardından Eylül sonunda Çalışma Meclisi’nde yeniden gündeme geldi. Başbakan, işçi sınıfının elinde kalan son kazanımlarından birinin tırpanlanması konusunda, özetle "uzlaşın" diyordu. Türk-İş’in "kırmızı çizgileri", genel kurul kararı dururken; DİSK’in mücadele çağrısı, #Direnişçi kampanyası sürerken uzlaşmanın mümkün olmadığını en iyi Başbakan biliyordu.
Üstelik, uzlaşma dayatmasının, en fazla sosyal tarafların işçi kanadı olarak temsiliyetleri giderek meşruiyetini yitiren konfederasyonları zorlayacağının farkındaydı. Bu nedenle, kıdem tazminatı konusunda tartışmaların "uzlaşılabilir bir zemine" çekilmesi gerekiyordu. Hükümet yine yaratıcı hamlelerle kamuoyu algısını ve sendikaları bu zemine çekmeyi, iki yolla başardı.
Öncelikle, Çalışma Meclisi’ni izleyen günlerde, kaynağı belirsiz taslaklar basına sızdırıldı. Bu taslaklarda yazılanlar, işçi sınıfı açısından en kötü senaryo anlamına geliyordu.
Hükümet, ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalıştı. Ardından kıdem tazminatının "aksayan" yönleri ustalıklı bir şekilde bir sorun alanı olarak tanımlandı. Gündem, kıdem tazminatını alamayan işçilerin bu sorunlarına çekildi. Oysa kıdem tazminatında, patronların bu hakkın üstüne yatması ve hükümetin ise tazminatın ödenmesi için zorlayıcı ve güvence sağlayan önlemler almayarak konuya seyirci kalmasından başka bir sorun yoktu. Kıdem tazminatı sisteminde hakların genişletilmesi, zaten ne hükümetin ne de sermayenin gündemindeydi.
Sonuç olarak, sermaye, hükümet ve işçi konfederasyonları hep birlikte kıdem tazminatını tartışmaya başladılar. Nihayetinde önceki gün, Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in "son" toplantı dediği Üçlü Danışma Kurulu’nda ana gündem, sınıfa saldırı paketinin diğer unsurları dışında kıdem tazminatıydı. Toplantı sonrasında tarafların yaptığı açıklamalar, sondan çok bir başlangıca işaret etti. Hükümet, taşeron işçilerin kıdem tazminatı sorununa daraltarak kıdem tazminatı sistemini delmeye dönük yeni bir hamle yaptı. Yani en kötüsünü tartıştırdıktan sonra uzlaşılabilir olanına işaret etti. Türk-İş, genel kurul kararının yanından dolaşabileceğinin sinyalini Ekim ayı içerisinde vermişti.
Türk-İş’in çiçeği burnunda Genel Başkanı, taşeronda çalışanların kıdem tazminatı sorunundan bahseden açıklamalar yapmıştı. Son toplantıdan sonra, DİSK "Mutabakat yok, mücadele var" başlığıyla yayınladığı açıklamada, işçi sınıfının kazanılmış haklarının korunması şartıyla, taşeron işçilerinin sorunları ve kıdem tazminatı ile ilgili sorunların çözülmesi noktasında her türlü katkıyı sunmaya açık olduğunu belirtti. Bu tespitlerle, kıdem tazminatında bir uzlaşmaya doğru yol alındığı elbette iddia etmiyorum. Ancak gelinen noktada, kıdem tazminatı işçi sınıfının bir bölmesi için tartışılabilir hale getirilmiştir. Bu durum, taşeron çalışma ve taşeron işçilerin sorunlarını gündemine alan sendikaların reflekslerini, modern kölelik uygulamasının kaldırılmasına değil de koşullarının düzeltilmesi eksenine çeker.
Asıl tehlike buradadır. Peki, Türkiye’de geniş emekçi yığınların en temel kazanımlarından birisi ile ilgili tartışmalar bu toplantılara sıkıştırılabilir mi? Buna izin verilebilir mi? Hükümetin kıdem tazminatı ve diğer saldırı başlıklarına ilişkin uzlaşı arayışında, işçi tarafını temsil eden konfederasyonların temsil ettiği işçi sayısı 1 milyon dolayında.
Oysa, Türkiye’de bu saldırıya kayıtlı çalışmanın kıyısındakiler ve dışındakiler dahil, doğrudan muhatap olanlar 20 milyon civarındadır. Bu sayı, öğrenci gençlik katıldığında daha da yukarıya çıkıyor. Başta gençler olmak üzere, toplumun büyük kesimini ilgilendiren bu başlık, tam da bu nedenle, sadece "emek meselesi" olarak ele alınamaz. Kıdem tazminatı, bir toplumsal mücadele konusudur, tek başına sendikalara bırakılamaz.
Gezi Parkı eylemlerinde yeni Türkiye ile uzlaşmayı reddedenler, kendi yaşamlarına ipotek koyacak bu düzenlemeleri sineye çekebilir mi?

DİĞER HABERLER
ÇALIŞMA BAKANLIĞINA ÇAĞRI
ÇALIŞMA BAKANLIĞINA ÇAĞRI

Ürdünlü şirketin 2021’de satın aldığı Polonez fabrikasında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası hiçe sayıldı. Önce sendikalı 13 işçi, sonra ona destek olan 100 işçi ekmeklerinden edildi. Emekçiler, bu kanunsuzluğa göz yumulmamasını istedi.

POLONEZ’DE İŞÇİ KIYIMI
POLONEZ’DE İŞÇİ KIYIMI

İstanbul Çatalca’da Polonez fabrikasında Tekgıda-İş’e üye olmalarının ardından 22 Temmuz’da 13 kişiyle başlayan işten çıkarmalar önceki gün 100’ü aştı.

İŞ GÜVENCESİ VE İŞTEN ÇIKARMADA GEÇERLİ NEDENLER
İŞ GÜVENCESİ VE İŞTEN ÇIKARMADA GEÇERLİ NEDENLER

İşyerimizde yaşı ve özel durumu itibariyle işten ayrılmak isteyen bir kadın çalışanımız var. İşverenimiz bu kişiye tazminatlı olarak çıkış yapmak istiyor ve ödediği tazminatı kanuni olarak da göstermek istiyor. Bu durumda iş kanununun hangi maddesine istinaden çıkış işlemini yapabiliriz?

BASIN AÇIKLAMASINA ÇAĞRI
BASIN AÇIKLAMASINA ÇAĞRI

İstanbul Çatalca’da kurulu bulunan Polonez Fabrikasında işveren, daha iyi bir ücret alabilmek ve insana yaraşır koşullarda çalışabilmek için sendikaya üye olan işçilerden 13’ünü işten çıkardı.