UZAKTAN ÇALIŞMANIN KÖKLERİ
Topraklarımızda “eve iş verme” de denilen “uzaktan çalışmayı”, 17. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu döneminde görüyoruz. Dokumacılıkla başlayan serüven, diğer işkolları ile yayılarak bugünlere kadar uzanıyor.

Türk-İş’in 2001’de yayınladığı “Eve – İş – Verme: Sorunlar, Öneriler” adlı kitap, uzaktan çalışmanın topraklarımızda izlediği seyri de ayrıntılı olarak ele almaktadır. Türk-İş Genel Başkan Danışmanı Sayın Yıldırım Koç’un yazdığı kitaptan, Osmanlı dönemindeki ve Özal sonrasındaki seyri hızlı bir özet olarak sunuyorum:
OSMANLI’DA UZAKTAN ÇALIŞMA
“1600-1615 yıllarında Ankara’da tüccar hammaddeyi köylü ve şehirli üreticiye veriyor ve belirli bir ücret karşılığında evlerde sof dokutturuyor ya da boyattırıyordu.
1913 ve 1915 Sanayi Sayımlarında kunduracılıkta, pamuk ipliği üretiminde ve pamuklu dokumacılıkta eve-iş-verme sistemi saptanmıştı. …kunduracılık büyük çoğunlukla evlerde yapılıyordu. İstanbul’da büyük mağazalar için kundura üreten işçi sayısı üç bin dolaylarında idi
Manisa’da evlerde 600 dolayında tezgâh, pamuklu kumaş dokuyordu. Bursa’da evlerde 500 dolayında havlu tezgâhı vardı.
1900’lü yılların başlarında Anadolu’nun birçok bölgesinde halı evlerde dokunuyordu.
1908’de kurulan Şark Halı Şirketi, İzmir, Sivas, Burdur, Isparta, Haçin, Urla, Maraş ve Kırkağaç’ta imalathaneler kurup, işçileri buralarda topladı. Ancak diğer taraftan evlerde üretimi sürdürttü.”
12 EYLÜL SONRASI UZAKTAN ÇALIŞMA
12 Eylül Amerikan darbesi sonrası, ucuz emek pazarının ulus ötesi tekeller için cazibe alanı haline getirilmek istendiğini görüyoruz. Özal Hükümeti, uzaktan çalışmayı da büyütmek ve uygulanan işkolu sayısını daha da çoğaltmak için epeyce çaba gösterdi. Eve iş verme 1986’lara kadar şu işlere yayılmıştı bile; “İlik açma, düğme dikme, pantolon dikişi temizleme, biçilmiş etek dikme, biçilmiş önlüğü dikme, yün kazağa yakasını geçirme, pardösü eteği bastırma, iş işleme, triko dokumayı birleştirme, örgü ve tığ işi yapma, daktilo yazma, tercüme yapma, yabancı dil dersi verme, kese kağıdı yapma, çocuk bakma, dekoratif duvar süsleri yapma, elektrik sanayiinin yan işi olarak darbeli el presi ile zil butonu basma, halı dokuma.”
ANAP’ın Devlet Bakanı Ahmet Alptemoçin, “… konfeksiyon, halıcılık, el sanatları, dokumacılık, elektronik araçların montajı gibi alanlarda” eve iş verme yöntemini yaymayı planladıklarını açıklıyordu.
ANAP Hükümeti’nin Başbakanlık Danışmanı Adnan Kahveci’nin desteği ile, “…Menteşoğlu Şirketi Muş’ta beş bin aileye kazak ördürmeye karar verdi.”
DPT 1986 Programı, “eve-iş-verme sisteminin teşvik edileceğini yazdı.”
“…eve-iş-verme sistemi konusundaki ilk önemli bilimsel çalışma yapanlardan Mine Çınar, 1987 ve 1989 yıllarındaki araştırmasını 1994’te yayımladı:
İstanbul’da giyim, dokuma ve deri sektöründe 88 bin dolayında kadın…” bu sistemde çalışmaktaydı. Bazı kadınlar 10 yılı aşkındır örgü işinde çalışıyor olmalarına rağmen, bunu “iş” olarak görmüyorlardı. Görüşme yapılan kadınların yüzde 54’ü kocası izin vermediği için, yüzde 24’ü çocuklar nedeniyle dışarıda çalışmıyordu.
1989’daki bir haber, Kahramanmaraş’ta 15 bin ev kadınına örgü ördüren Aytemizler Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şirketi’ne aitti… Yılda yaklaşık 1,5 milyon adet triko… ihraç ediliyordu.
Araştırmacı Kuvvet Lordoğlu, Bursa’da 1989-1990 yıllarında 2500-3000 kadının sürekli olarak işverenlerden iş talep ettiğini veya ilişkisini sürdürdüğünü saptıyor. Şirketlerin bazıları “ekipbaşı” kullanıyor. Ekipbaşı 20-30 kadına iş dağıtıyor ve yapılan işleri topluyor.
İşsizlikle birlikte eve-iş-verme de yaygınlaştı. 1993’de Adana’daki üç sakız imalathanesi, sakızların kağıda sarılması işini evlerde 300 dolayında kadına yaptırıyordu.”
DYP-SHP II. Koalisyon Hükümeti, “bazı kamu bankaları aracılığıyla ev kadınlarına düşük faizli kredi vererek, evlerde yapılacak bu nitelikteki üretimi teşvik etmeye başladı;
Konfeksiyon atölyelerinde dikime hazırlanan kumaşlar evlerde diktiriliyor,
Boncuk ve tesbih dizimi,
Beyaz eşya üretiminde kullanılan lastik contaların çapaklarının temizlenmesi,
Elektrik anahtarları ve sigortalarının montajı,
Ayakkabıların saraç dikişleri,
Gümüş zincir örülmesi,
Eşarp kesilmesi, deri işlenmesi, düğme kutulanması, abiye giyimle işleme yapılması,
Kemik kutularına granür çizilmesi, hediyelik kemik kutu süslemesi, tüm küpürlerinin kesimi, gelinliklere işleme yapılması,
Oyun kağıdı paketlenmesi,
Dolma sarılması, fermuar dikilmesi ve çeviri yapılması…”
Uzaktan çalışmanın sömürü alanına girmişti bile.1995 sonrası süreç daha da hızlandı.