ÜRÜN BOYKOTU SENDİKAL BİR HAK
Tekgıda-İş Sendikası´nın işçi kıyımına karşı başlattığı ve yargıya taşınan ürün boykotuyla ilgili önemli bir karar çıktı. Yargıtay, tüketmeme eylemini sendikal faaliyet çerçevesinde değerlendiren yerel mahkemenin kararını onadı
YÖRSAN Fabrikası’nda 2008 yıkıda yaşanan işten çıkarmalara karşı sendika tarafından başlatılan ve işveren tarafından yargıya taşınan ürün tüketmeme eylemi hakkında emsal niteliğinde bir karar çıktı. Yerel mahkeme, tüketmeme eylemine ilişkin yapılan faaliyetin ürünleri ve markayı hukuka aykırı olarak kötülemekten ziyade işçilerin menfaatini korumak, yeniden işe alınmalarını veya haklarının temin edilmesini sağlamak maksadıyla yapıldığına dikkat çekerek, bu eylemlerin sendikal amaç ve faaliyetin dışında olmadığına karar verdi. Bu kararı Yargıtay da onadı.
‘AMAÇ İŞÇİLERİN HAKKINI KORUMAK’
Balıkesir Susurluk’ta faaliyet gösteren Yorsan Fabrikası’nda Tekgıda-İş Sendikası’na üye olan 402 işçi 2008 yılında işten çıkarılmıştı. İşçilerin işe dönüşü için eylem başlatan sendika ayrıca "Yorsan Yersen" sloganıyla boykot kampanyası düzenlemişti. Yorsan işvereni, 2012 yılında sendika genel merkez yöneticilerine, Sendikalar Yasası’na aykırı hareket ettikleri gerekçesiyle Susurluk Sulh Ceza Mahkemesi’nde dava açmıştı. Dava beraatle sonuçlanmıştı. İşverenin mahkeme kararına itirazla Yargıtay’a yaptığı müracaat da reddedildi Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 18 Şubat 2016 tarihinde onadığı Susurluk Sulh Ceza Mahkemesi kararında, Anayasa’nın ve Sendikalar Kanunu’nun ilgili maddeleri çerçevesinde, eylemin sendikal amacın sınırları içerisinde işçilerin hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla gerçekleştirildiğine yer verilerek şunlar ifade edildi:
‘EYLEMLER SENDİKAL FAALİYET KAPSAMINDA’
"Somut olayda sendika üyesi olan işçilerin büyük bir bölümünün katılan şirketteki işlerine son verildiği sabittir. Sendikanın işten çıkarmaları protesto ve işçilerin yeniden işe alınması, hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla kamuoyuna olayın haksızlık içeriğini anlatmak maksadıyla çeşitli eylemlerde bu lundukları yine işveren katılanın ürettiği mallan herhangi bir şekilde niteliğinden ötürü kötülemeden, sadece işçilerin haksız olarak işten çıkarılmalarına tepki gösterilmesi maksadıyla tüketilmemesi yönünde çeşitli ilanlarla çağrıda bulunduğu ortadadır.
Yapılan tüm bu faaliyetlerin katılanın ürünlerini ve markasını hukuka aykırı olarak kötülemekten ziyade, işçilerin menfaatlerini korumak, yeniden işe alınmalarını veya haklarının temin edilmesini sağlamak maksadıyla ve bu amaç da belirtilmek suretiyle yapıldığı, bu eylemlerin işçi hak ve menfaatlerinin korunması, işverenin dikkatinin çekilmesi için yapıldığı, sendikal amaç ve faaliyetinin dışında olmadığı anlaşılmış, böylece atılı suçun unsurlarının oluşmadığından, sanıkların beraatine karar vermek gerekmiştir."
Türkel: Tüketimden gelen güç yasal bir hakka dönüşüyor
YARGITAY’ın onadığı kararı Aydınlık’a değerlendiren Tekgıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, ürünü kötülemeden boykotun sendikal faaliyet olarak kabul edilmesinin çok önemli bir karar olduğunu vurguladı. Bu kararın, Sütaş işvereni tarafından Tekgıda-İş Sendikası aleyhine açılan "haksız rekabet" davasını da etkileyeceğine dikkat çeken Türkel, "Bu karar, bundan sonraki bütün davaları direkt etkileyecek. Sütaş zaman zaman bizim ürün boykotlarıyla ilgili afişleri yerellerde toplatma kararı almıştı. Artık bundan sonra böyle bir karar da alamayacak. Çünkü avukatlarımız bu kararı alıp mahkemeye verdiğinde yapabilecekleri bir şey yok. Sendikal mücadelede, özellikle de tüketimden gelen güç artık bir demokratik süreç haline, bir yasal hak haline dönüşmüş oluyor. Bir içtihat oluşuyor" ifadelerini kullandı.