18 Mayıs 2017
ÜRKEK ADIMLARLA DOLARİZASYON ÖNLENEMEZ
Hükümet, dolarizasyona karşı, özelin dış borcuna izleme, serbest bölgelerde TL kullanımı ve döviz bürolarına düzenleme önlemleri aldı.
Hükümet, dolarizasyona karşı, özelin dış borcuna izleme, serbest bölgelerde TL kullanımı ve döviz bürolarına düzenleme önlemleri aldı.
Kemal Derviş politikalarıyla başlayan düşük kur yüksek faiz politikası, 2013’ten bu yana iflas etti. Hükümet o dönemden sonra Merkez Bankası üzerinde baskı kurarak düşük faizi dayatmaya başladı. Ancak kur, ekonomideki kırılganlık ve dış gelişmeler nedeniyle aldı başını gitti.
Bundan tam 4 yıl önce 17 Mayıs 2013’te 1.83 TL olan dolar kuru, 2017’nin Ocak ayıbaşında 3.93 TL ile rekor kırdı. Daha sonra dalgalı bir seyirle inişe geçen kur dün itibarıyla 3.55 TL oldu.
GELİRİN YÜZDE 43’Ü AÇIK
Mart 2017 sonu itibarıyla Türkiye’nin bir yıl içerisinde vadesi gelecek dış borç ödemesi 163.7 milyar dolar. Bu tutara 35-40 milyar dolar arasında oluşması beklenen cari açığı da eklediğimizde, ekonominin çarklarını döndürebilmek için 200 milyar doları bulan bir borç çevrimi gerekiyor. Türkiye’nin toplam dış borcu ise 400 milyar doları aşmış durumda. Türkiye’nin uluslararası net yatırım pozisyonu yani döviz açığı da 372.6 milyon dolar. Açık milli gelirin yüzde 43’üne denk geliyor. Yukarı alt alta sıraladığımız verilere bakınca Türkiye’nin dış dünya ile bağını görüyoruz. Finansal sistemle tamamen eklemlenmiş bir piyasa ekonomisi tablosu karşımızda duruyor. Buna yüzde 60-70 arasında gezinen, ihracatımızın ithalatımızı karşılama oranını da eklediğimizde aleyhimize oluşan bir denge söz konusu.
DEVLET ELİYLE DOLARİZASYON
Dış dünya ile ekonomik ve ticari ilişkilerde bu denli zarar yazınca haliyle ülkenizin parasının değeri de pula dönüyor. Bu yüzden öteden beri izlenen politikaların yanına son dönemde TL’deki hızlı değer kaybı da ekleninde dolarizasyon aldı başını gitti. Malum dolarizasyon, bir ülkede yaşayanların yabancı para birimlerini kendi paraları yerine kullanmaları demek. Yıllarca devlet eliyle Türkiye’de dolarizasyon adeta teşvik edildi. OSB’lerde, Teknokentlerde kiralar dolarla belirlendi. Hatta İstanbul’un bazı semtlerinde daireler dolarla kiralanırken, medyada bile müdürlerin dolarla maaş aldığı biliniyor.
Son 6 aydır ise tersi bir durum söz konusu. İlk olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçen Aralık ayında vatandaşlara “Döviz bozdurun. Altına, TL’ye yatırın” çağrısı yaptı. Daha sonra Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek vasıtasıyla özel sektörün borcu için” sistemik risk veri takip modeli” kurulacağı açıklandı. Uygulama geçen aylarda başlatıldı. Şimşek, konuya ilişkin açıklamasında döviz geliri olmayan şirketlerin dövizle borçlanmasına sınırlama getirebileceklerini bildirdi. Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla daha önce serbest bölgelerde dövizle yapılan ödemeler TL’ye çevrildi. Bu bölgelerdeki ticaret için de TL kullanılabileceği karar altına alındı. Bu hafta ise yine Mehmet Şimşek, yaptığı açıklamada döviz bürolarına yönelik yeni bir düzenleme hazırlığında olduklarını söyledi. Şimşek, düzenleme ile döviz bürolarına daha yüksek sermaye yeterliliği getirilerek, kurumsallaşmayı, denetlenebilirliği ve şefaflığı sağlacaklarını vurguladı.
Gümrüklerde antrepo teminatları ve konteyner ücretlerinin dövize belirlenmesi ise hala sürüyor.
SORUNUN KÖKÜNE İNİLMELİ
Hükümetin son dönemde attığı bu adımlara karşın ülkede döviz mevduatları yılbaşından bu yana 15 milyar dolar civarında artmış durumda. Öte yandan yılın ilk çeyreğinde toplam dış ticaretin içerisinde Türk lirasının payı yüzde 5.8’den yüzde 8.3’e yükseldi.
İktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman, Türkiye’nin cari açığını azaltacak, iç tasarruflarını yükseltecek reformlar yapılmadığı sürece alınacak diğer önlemlerin, yetersiz olacağını söyledi. Önlem alınan alanlardaki döviz ihtiyacının zaten Türkiye’nin üretim yapısından kaynaklanan durumun yansıması olduğunu ifade eden Konukman, “25 dönüşüm planı ne oldu? İthal girdilere bağlılık azaltılacaktı! Ne yapıldı? Dış tasarruf ihtiyacı azaldı mı? Reel sektörün üretim yapısına bakmak lazım. Temel soruna inilmeli. 30’lardan farklı Güney Kore’nin yaptığı gibi ithal ikameci politikalarla bunu çözmeden hiçbir şey yapamazsınız. Enflasyon çift hanede oldukça ben neden elimde TL tutayım?” dedi.