ÜCRETLER YİNE YERİNDE SAYACAK
Enflasyonu masaya yatıran Merkez Bankası’na göre yüzde 8.62’lik artışın 5 puandan fazlası gıdadan geliyor

İşlenmemiş gıda grubunda yıllık enflasyonun yüzde 31.28 ile endeks tarihinin rekorunu kırdığını belirleyen Para Politikası Kurulu’na göre, ekonomide toparlanma hızlanacak ama ücret baskısı hissedilmeyecek.
Ekonomi Servisi – Artan cari açığın getirdiği risklerin sınırlanması açısından “mali disiplinin önemine” yeniden dikkat çeken Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, son çeyrekte iktisadi faaliyetteki toparlanmanın iç talep kaynaklı olarak tekrar hızlanacağını, ancak işsizlik oranlarının bir müddet daha kriz öncesine kıyasla yüksek seviyelerde seyredeceğini ve “birim işgücü maliyetleri üzerinde belirgin bir baskı hissedilmeyeceğini” öngördü.
Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu’nun (PPK) 11 Kasım tarihindeki toplantısına ilişkin toplantı özetini yayımladı. Özete göre, özellikle krediler ve iç talep güçlü bir seyir izliyor. Ancak dış talep zayıf. Bu durumda toplam talep koşulları henüz enflasyon üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturmuyor.
Ancak gıda fiyatlarındaki artış dikkat çekici; ekim ayı itibarıyla yüzde 8.62 olan yıllık enflasyonun 5 puanı aşkın kısmı sadece işlenmemiş gıda ve tütün ürünlerindeki fiyat artışlarından kaynaklandı. Sebze fiyatlarındaki keskin yükselişlerle işlenmemiş gıda fiyatları ağustos ve eylülden sonra ekimde de yüksek oranda arttı. Özellikle, tarla ürünlerinden seraya geçerken ürün arzı azalınca domates fiyatlarında yüzde 112’lik keskin bir sıçrama gözlendi. Bu artış, yüzde 1.83’lük ekim ayı tüketici enflasyonuna 0.85 puan kattı. Kırmızı etteki artışın hızı biraz kesildi ama sonuçta, işlenmemiş gıda grubu yıllık enflasyonu, endeks tarihindeki en yüksek seviye olan yüzde 31.28’e yükseldi.
Buna karşılık kurul, söz konusu kalemlerdeki fiyat artış oranlarının zaman içinde kademeli olarak gerileyeceği beklentisinde. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde enflasyonun düşüş eğiliminde olacağı, temel (çekirdek) enflasyonun orta vadeli hedeflerle uyumlu seyrini sürdüreceği tahmin ediliyor. Bu doğrultuda kurul, “politika faiz oranının bir süre daha mevcut düzeylerde tutulması” ve “uzun süre düşük düzeylerde seyretmesi gerektiği” yönündeki görüşünü teyit etti.
PPK’nin dönüp dolaşıp vurguladığı konulardan biri de cari açığın getireceği riskler. Artan sermaye girişleri, hızlı kredi genişlemesi ve uyarılan ithalat talebi, iç ve dış talebin büyüme hızlarındaki ayrışmayı belirginleştiriyor. Bu da cari dengeyi bozuyor, finansal istikrara ilişkin riskleri gündeme taşıyor. Bunları sınırlandırmak için de önümüzdeki dönemde “zorunlu karşılıklar” ve “likidite yönetimi” gibi ek politika araçları “daha aktif kullanılabilecek”.
CUMHURİYET