Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
18 Ağustos 2020
TÜRKİYE’DE SERMAYENİN YERLİLEŞMESİ

Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra, Türkiye ekonomisinin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak, savaş yıllarında vatana ihanet etmiş olan Osmanlı burjuvazisinin kalıntılarına dokunulmadı.

TÜRKİYE’DE SERMAYENİN YERLİLEŞMESİ

Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde elinde büyük miktarlarda para bulunduranlar, bu parayı üretken yatırımlarda değil, devlete borç vermede veya ticarette kullanıyorlardı. Devlete borç verip yüksek faiz alanlar da, genellikle emperyalist devletlerin ülkedeki uzantısı biçiminde ticaretle uğraşanlar da, büyük çoğunlukla Ermeni, Rum veya Yahudi kökenliydi. Sınırlı sayıdaki sanayi işletmesinin sahipleri de genellikle bu azınlıklardandı.

Özellikle Ermeni ve Rum zenginler, geleceklerini, Osmanlı devletinin güçlenmesi ve gelişmesine değil, parçalanmasına bağlamışlardı. Onların somut çıkarları, iş yaptıkları emperyalist ülkelerin çıkarlarıyla örtüşüyordu. Bu nedenle de Osmanlı devletinin temellerinin dinamitlenmesinde emperyalist güçlere yardımcı oldular. Kurtuluş Savaşımız sırasında da Yunan ordusunu maddi olarak desteklediler.
 
Türk Kurtuluş Savaşı’nın burjuvazinin önderliğinde yapıldığını ileri sürenler, Osmanlı burjuvazisinin bu özelliklerinden haberdar değildir. Osmanlı burjuvazisi, Ermenistan kurma ve Yunanistan’a katılma derdindeydi. İşbirliği yaptıkları emperyalistlerin programı da buydu.
 
16. yüzyıldan itibaren kapitalizmin iç dinamikleriyle geliştiği Avrupa ülkelerinde, ortaya çıkan burjuvazi milliyetçiydi. Milli devletin ve bu devletin sınırları içindeki halktan bir millet yaratılması mücadelesinin başını çekiyordu. Osmanlı burjuvazisi bunun tersini yaptı.
 
CUMHURİYETİN İLK YILLARINDAKİ DURUM
 
Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra, Türkiye ekonomisinin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak, savaş yıllarında vatana ihanet etmiş olan Osmanlı burjuvazisinin kalıntılarına dokunulmadı. Kemalist Devrim sürecinde artık Türkiye burjuvazisi olan bu kesimlerin hükümete talep dayatma gücü yoktu. Kurtuluş Savaşı yıllarındaki işbirlikçiliklerinin hesabının sorulmasından korkuyorlardı.
 
Nitekim bu hesap İkinci Dünya Savaşı yıllarında varlık vergisiyle bir ölçüde soruldu. Kurtuluş Savaşı yılların Anadolu halkı varını yoğunu kurtuluş için feda etmişken, düşmana destek vermiş olan bu kesim, belirli bir bedel ödedi. Ancak bu sermayedarlar, kaderlerini yine emperyalist güçlerle bütünleştirdiklerinden, Türkiye ekonomisini güçlendirecek biçimde sanayi yatırımlarına gitmediler.
 
Türkiye’nin Osmanlı kalıntısı bu gayri-milli sermayedarlardan kurtulması, Türkiye’de belli bir sermaye birikiminin sağlanması süreciyle birlikte, birkaç aşamada gerçekleşti.
 
İŞBİRLİKÇİLERİN TÜRKİYE’DEN GİTMESİ
 
Azınlık sermayedarların İkinci Dünya Savaşı döneminde Türkiye ekonomisi üzerindeki hakimiyetleri konusunda önemli bir kaynak, Arslan Başer Kafaoğlu‘nun Varlık Vergisi Gerçeği (Kaynak Yay., İstanbul, 2002) kitabıdır. Bu kitapta, Necati Doğru’nun Cumhuriyet Gazetesi’nin 10 Aralık 2001 tarihli sayısında yer alan “Salkım Hanım: Tersine Tarih!” yazısı da yer almaktadır.
 
Necati Doğru’nun bu yazısında, İstanbul Ticaret Odası kayıtlarından hareket edilerek, İstanbul ekonomisinin yaklaşık yüzde 90’ına Musevi, Ermeni ve Rumların hakim olduğu ileri sürülmektedir. Bu yıllarda Türkiye sermayedarlarının çok büyük bölümünün İstanbul’da olduğu düşünülünce, bu değerlendirmenin Türkiye’nin bütünü için de geçerli olduğu söylenebilir.
 
Arslan Başer Kafaoğlu, Türkiye ekonomisi üzerinde azınlık hakimiyetinin sona ermesinde üç önemli gelişmeye işaret etmektedir: “(1) İsrail devletinin kuruluş döneminin sona ermesiyle birçok Yahudi buraya gitti; (2) 1955’te 6-7 Eylül olaylarından sonra önemli bir Rum nüfus Yunanistan’a gitti; (3) Selanik Bankası ve iki İtalyan bankasının ülkemizden ayrılması. Bu bankalar azınlıklara muvazaalı işlerde büyük kolaylık sağlardı.” (s.66)
 
A.B.Kafaoğlu’nun bu listesine belki Rumların (EOKA’nın) 1963 yılı Aralık ayında Kıbrıs’ta Türklere yönelik saldırısından sonra Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin aldığı bir kararla Türkiye’de yaşayan ve ekonomik faaliyetin içinde bulunan binlerce Yunan vatandaşı Rumu sınırdışı etmesi ve bu arada TC vatandaşı Rumların da ülkeden ayrılması eklenebilir.
 
Türkiye’de sermayenin yerlileşmesi böyle bir süreç izledi. Sermayenin hangi kesimlerinin hangi dönemlerde çıkarlarını milli çıkarlarla birlikte gördüğü ve buna uygun davrandığı ise ayrıntılı bir araştırma sonucunda belirlenebilecek bir konudur.
DİĞER HABERLER
1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN
1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN

1 Mayıs emeğin, alın terinin, barışın, demokrasinin ve güvenli bir gelecek için dayanışmanın, yardımlaşmanın günüdür. Bu gün o gündür.

TÜRK-İŞ BAŞKANINDAN ‘YETKİ DAVASI’ ELEŞTİRİSİ: MAHKEME 7 SENE SÜRÜYOR
TÜRK-İŞ BAŞKANINDAN ‘YETKİ DAVASI’ ELEŞTİRİSİ: MAHKEME 7 SENE SÜRÜYOR

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, sendikaların işverenlere açtıkları yetki davasında mahkemelerin uzun sürmesini eleştirerek “Mahkeme 7 sene sürüyor. 7 sene sonra ne iş yeri kalıyor, ne sendika kalıyor, ne bir şey kalıyor” dedi.

KANATLI ETİ İHRACATINA KISITLAMA GETİRİLDİ
KANATLI ETİ İHRACATINA KISITLAMA GETİRİLDİ

Ticaret Bakanlığı kanatlı eti ihracatına kısıtlama kararı aldı. Son dönemde fiyatlarıyla tartışma konusu olan beyaz et tarafında ihracat kısıtlaması için düğmeye basıldı.

1996-1998 DÖNEMİNDE İŞVEREN SENDİKACILIĞI VE TİSK
1996-1998 DÖNEMİNDE İŞVEREN SENDİKACILIĞI VE TİSK

TEKGIDA-İŞ SENDİKA AKADEMİSİ 51.Cumhuriyet Hükümeti (II.Çiller Hükümeti) 5.10.1995-30.10.1995 tarihleri arasında, 52. Cumhuriyet Hükümeti (III.Çiller Hükümeti) 30.10.1995-6.3.1996 tarihleri arasında görevdeydi. 24 Aralık 1995 tarihinde gerçekleştirilen milletvekili seçiminde oyların yüzle 21,4’ünü alan Refah Partisi 158 milletvekili çıkardı. ANAP’ın oyu yüzde 19,6 (132 milletvekili) ve DYP’nin oyu yüzde 19,2 (135 milletvekili) düzeyinde kaldı. DSP oyların yüzde 14,6’sını (76 […]