Osmanlı Devleti, 27 Mayıs 1883’te Düyun-u Umumiye’ye teslim oldu. Reji İdaresine, yani Memalik-i Şahane Duhanları Müşterekül Menfaa Reji Şirketi’ne, devlet gelirinin en önemlisi olan tütün, tuz ve alkolden alınan vergilere, 30 yıl boyunca el koyabilme yetkisi verildi.
Reji, alım fiyatını kendisi belirliyordu. Köylü, Rejiden izinsiz kendi içeceği tütünü bile saklayamazdı. 3 kuruşa Rejiye sattığı tütüne, içmek için bile 10 kuruş ödemek zorundaydı. İzinsiz tütün ve tuz taşımanın cezası ise ölümdü. Reji, denetim için kolculuğu örgütlemişti.
1912’de Reji’ye son verilmek istendi. Ama Trablusgarp ve Balkan Savaşları sırasında 1 milyon 500 bin lira borç karşılığı, Reji İdaresi 1914’ten başlayarak 14 yıl daha uzatıldı.
Atatürk Cumhuriyeti’nin, 26 Şubat 1925’te son verişine kadar Reji İdaresinin kolcuları, 20 bin tütün üreticisini katletmişti.
YENİDEN REJİ DÖNEMİ
Emperyalistlerin 20 bin köylümüzü katlettikleri tütün pazarımıza yeniden sahip olmaları, Özallı yıllarda başladı, DSP-MHP-ANAP ve AKP Hükümetleri döneminde hızlandı.
Özal, ulusal pazarımızı yabancı sigaraya açtı. Emperyalist tekeller hücum etti iç pazarımıza. 1995’te TEKEL’in pazarımızdaki payı yüzde 82’ye düştü. 2005’te ise yüzde 33’e geriledi.
TEKEL’den geri kalan, Adana, Ballıca, Bitlis, Malatya ve Tokat sigara fabrikalarının 2008’de British American Tobacco’ya (BAT) satılmasıyla, ulusal pazar tümüyle yabancıların eline geçti.
AKP’nin Türk sigara fabrikalarının, tütün depolarının ve pazarlama birimlerinin BAT’a satılması için seçtiği danışmanlık firması ise Amerikan firması Citigroup idi.
Sigara fabrikalarımız emperyalist tekellere sunulurken, diğer yandan da tütün piyasamız ve üreticilerimize, emperyalistlerle işbirliği içinde yapılan saldırı devam ediyordu. Destekleme alımı kaldırılmış, doğrudan gelir desteği ve kota başlatılmıştı. 2002’de 405 bin 882 olan üretici sayısı, 2014’te 65 bine, tütün üretimi 159 bin 521 tondan 68 bin tona gerilemişti.
Yerli tütün kullanımı 2003’te yüzde 42.07 iken, 2014 yılında yüzde 15’e düştü, ithal tütün ise, yüzde 85 ile pazara egemen oldu. TEKEL’in de yabancılara satılması ile ulusal tütün pazarımız emperyalist şirketlerin rakipsiz sahası olmuştu. 2015’te tütün piyasamızda cirit atan yabancı şirket sayısı 23’e ulaştı. Bunlar şu şirketler:
– ABD’li Anadolu Tütün ve Kaituni Tobacco Industry
– Güney Koreli Kt&G Tütün, Hollandalı Best-Bitlis Entegre, British American Tobacco, Dimon Jti, Philip Morris Sabancı ve Reytek
– İngiliz, European Tobacco ve Imperıal Tobacco, İranlı Turkishtobacco, İsveçli, Baykuş Tütün ve Min Tütün
– İsviçreli Birtab Tarım Ürünleri ve Socotab
– KKTC firması görünen Orient Tütün
– Suudi Arabistan’ın Alafdal Nargile Tütün
– Ürdün’ün Kardeşlik Nargile Tütün
– Vietnam’ın Mekong Gıda
– Yunanistan’ın Boromik Tütün, Karelia Tütün ve Rodop Tütün şirketleri
– Lübnan’ın Hatem Tütün şirketleri
76 YILLIK EMPERYALİST PLAN
Şimdi biraz geriye giderek, Cumhuriyetin 1925’te Rejinin, o tarihten beri nasıl bir sinsi plan içinde olduğunu görelim:
Sigara fabrikalarımızı alan BAT’ın Yönetim Kurulu Başkanı Jan de Plessis, 30 Nisan 2008’de Londra’da yaptığı bir konuşmada şöyle diyor: “Sabır ve uzun vadeli hedeflerden bahsederken, arşivlerimizden çıkan 1932 yılında yapılan bir Yönetim Kurulu tartışmasını bilmek isteyeceğinizi düşündüm: ‘Yıllık gideri 10 bin pound olan Türk Tütün Monopolisinin idaresini üstlenmeliyiz.’ Bence yaptığımız modern anlaşma daha iyi ve her ne kadar bazı şeyler daha pahalı olsa bile, kesinlikle 76 yıl beklemeye değer…” (Hürriyet- 02.05.2008)
Emperyalistler 76 yıl önce de emperyalist idi.
Hükümetlerimiz ise 1925’i izlemek yerine, Düyun-u Umumiye yoluna sürdüler ülkeyi.
Not:Bu yazıyı 9 Eylül 2015’te bu köşede yazmıştım. Türk tütüncüsünün emperyalist şirketlere nasıl kurban edildiğini, ulusal pazarımızın yabancılara nasıl çiğnetildiğini hatırlayalım istedim.
Bir lokma ekmek yiyebilmek için birkaç dönümlük kıraç toprağında ektiği tütünün bugünlerde yasaklanmak istenmesine, ekenin hapse atılmak istenmesine isyan eden yoksul tütüncünün, sadece ekmek kavgası vermediğini hatırlayalım istedim.
Adıyaman’da ekmeği ve vatanı için ayaklanan tütüncü kardeşime selam olsun!