Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
12 Aralık 2012
TÜRK-iŞ’TE OLAĞANÜSTÜ OLURSA

Türk-İş’in 21. Genel Kurulu’nun üstünden henüz 10 ay geçti. Ama Türk-İş, şimdi “olağanüstü genel kurulu” tartışıyor. Oysa, 60 yıllık geçmişi içinde Türk-İş’te yönetimi değiştirmek için hiç olağanüstü genel kurul olmamış. Eğer olursa bu ilk olacak.

TÜRK-iŞ’TE OLAĞANÜSTÜ OLURSA

Türk-İş’in 21. Genel Kurulu’nun üstünden henüz 10 ay geçti. Ama Türk-İş, şimdi “olağanüstü genel kurulu” tartışıyor. Oysa, 60 yıllık geçmişi içinde Türk-İş’te yönetimi değiştirmek için hiç olağanüstü genel kurul olmamış. Eğer olursa bu ilk olacak.

Türk-İş’te işler “sorunsuz” gibi gözükürken, sendikalar yasasında, Hak-İş’in sendikalarını kayıran ve sendikal hareketteki kan kaybını artıracak bir protokole, Genel Başkanı Mustafa Kumlu’nun Türk-İş yönetimi adına (diğer yönetim kurulu üyelerinin iddiasına göre yönetimden habersiz) imza atması, yönetimde krize yol açmıştır.

Eğer bu kapsamda alırsak, yönetimdeki kişilerin arasındaki anlaşmazlık ya da “teknik olarak” bir yetki aşma tartışması merkezli bir olağanüstü genel kuruldan sendikal mücadele ve sınıf adına bir hayır çıkmayacağı ortadadır.

Ancak, sorunu bu dar çerçeve içinde görmek yanıltıcıdır. Belki bu olanlar sadece balona sokulan bir iğne rolü oynamış, balon patlamıştır.

Ve böyle bir kamplaşmada taraf olmak da elbette “kırk satır mı kırk katır mı” seçeneği ile karşı karşıya kalmaktır.

Ancak, bilinen sorunları ne kadar büyük olursa olsun, en büyük işçi konfederasyonu olarak Türk-İş’in içine sürüklendiği bu yeni kriz, aslında Türk-İş‘in sendikal sorunlar karşısında düştüğü çözümsüzlüğün devasa büyümüş olmasından gelen bir krizdir. “Protokole habersiz imza atma” sadece bir bahanedir.

Bu yüzden de Türk-İş içindeki olup bitene; “Bu koltuk kavgası, öyleyse yesinler birbirini!” denilerek geçilemez. Böyle denirse bundan bugün Türk-İş’te koltuk kavgası yapanlar kazanır; Türk-İş, bağlı sendikalar ve işçiler kaybeder.

Başka bir söyleyişle Türk-İş’in krizi, Türk-İş’in sendikacılık çizgisinin krizidir ve bu çizgide kalındığında yönetime kim gelirse gelsin, isterseniz, en temiz, en mücadeleci işçi önderlerini getirin ne sendikal harekete bir nebze fayda gelir ne de Türk-İş içinde bir rahatlama olur.

Bu yüzdendir ki; eğer bir olağanüstü genel kurul olacaksa bu genel kurul, Türk-İş’in sendikacılık anlayışını tartışan ve mücadeleci bir sendikacılık anlayışını Türk-İş’e egemen kılma amaçlı, sendikal bürokrasinin Türk-İş’ten tasfiyesinin adımı olacak bir genel kurul olmak durumundadır.

– Türk-İş’e bağlı sendikaların iç işleyişlerinin demokratikleştirilmesi,
– Patronların ve hükümetlerin değil sınıf talepleri etrafında işçilerin birleştirildiği, başlıca ilkenin sermayenin saldırılarına açıkça karşı duran
– Türk-İş’in bütün sermaye güçlerinden, hükümetlerden bağımsız bir sendika merkezi olmasını önüne koyan bir platformda birleşmiş her kademeden sendikacılar ve ileri işçilerin bir hareketinin örgütlenmesi böyle bir genel kurulun başarılmasının ilk şartıdır.

Aslında bunun koşulları da vardır. Çünkü artık herkes görmektedir ki, Türk-İş ve genel olarak Türkiye sendikal hareketi bugünkü mücadele çizgisiyle ve örgütlenme tarzıyla hiçbir yere gidemez. Kumlular bu mecalsizliğin, tükenmişliğin çözümsüzlüğün ürünüdür.

Ama Türk-İş içinde ve tabanında bu gidişatı gören ve değiştirmek isteyen her kademeden çok sayıda sendikacı ve geniş bir işçi kesimi olduğu da bir gerçektir. Burada sorun bir grup cesur ve mücadeleci sendikacının inisiyatif alarak  kendisini öne atmamasıdır.

Eğer bir olağanüstü genel kurul olursa, bu genel kurul işte bu inisiyatifi gösteren sendikacılar ve ileri işçilerin Türk-İş ve sendikal hareketin kaderini ellerine almaları için bir vesile olursa anlamlı olacaktır. Bu olmazsa; hamasetle “Türk-İş kardeşliği” ile bir iki koltuk değişse de Türk-İş değişmeyecek ve bundan sonra da Türk-İş’in ne kadar sendika ne kadar işçilerin mücadelesinin engeli olduğu tartışılacaktır.

DİĞER HABERLER
1990-1992 YILLARINDA BAĞITLANAN TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİNDE KIDEM TAZMİNATI VE İHBAR SÜRELERİ
1990-1992 YILLARINDA BAĞITLANAN TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİNDE KIDEM TAZMİNATI VE İHBAR SÜRELERİ

1990-1992 yıllarında bağıtlanan toplu iş sözleşmelerinde kıdem tazminatı ve ihbar süreleri.

MİLYONLAR AÇLIĞA MAHKUM EDİLECEK EDILECEK
MİLYONLAR AÇLIĞA MAHKUM EDİLECEK EDILECEK

2010’dan beri enflasyon hedefini tutturamayan TCMB, ücretlere beklenen enflasyona göre zam talep ediyor. Ekonomistler ise ‘asgari ücretliye refah payı verilmeli’ diyor.

HALK 10 YILDIR NAS’IN ALTINDA KALDI
HALK 10 YILDIR NAS’IN ALTINDA KALDI

Asgari ücret zammında tartışmalar yüzde 25 oranında takılı kaldı. Nas inadı ise krizin faturası sırtına yüklenen yurttaşın ücretlerinin açlık sınırını 130 ayda 12 kez görmesine sebep oldu. Ekonomi Gazetecisi Ekinci “Açlığı değil, insani ücreti tartışmak gerek” dedi.

ENFLASYONA DEĞİL, BÜYÜMEYE ENDEKSLENMELİ: ASGARİ ÜCRETTE ENFLASYON KAPANI!
ENFLASYONA DEĞİL, BÜYÜMEYE ENDEKSLENMELİ: ASGARİ ÜCRETTE ENFLASYON KAPANI!

Hükümet ve sermaye çevreleri asgari ücret zammını resmi enflasyonun bile altında tutmak istiyor. Bu, bölüşümün daha da kötüleşmesi demek. Asgari ücreti enflasyon kapanından çıkarmak lazım. Bunun dışına çıkıldığında çok daha yüksek artışın mümkün olduğu görülecektir.