TÜRK-İŞ’TE ARTIK MUHALEFET VAR
Türk-İş 21. Olağan Genel Kurulunda sadece Tes-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu kazanmadı. Türk-İş üyeleri de artık ciddi bir muhalefet kazandı.
Sendikal Güç Birliği Platformunun listesi ile Mustafa Kumlu’nun çıkarttığı listelerin yarıştığı Türk-İş 21. Olağan Genel Kurulu’nda Kumlu yeniden başkan seçildi. Kumlu’nun yanı sıra Türk-İş de kazandı. Artık nur topu gibi bir muhalefeti var. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Önceki genel kurullarda olduğu gibi bu muhalefet seçim kazanmak için oluşturulmadı. Yaklaşık altı ay önce bir araya gelip Sendikal Güç Birliği Platformunu (SGBP) kuran 10 sendika, seçimlerin ardından da muhalefetlerini sürdüreceklerini genel kurul kürsüsünden ilan ettiler.
Dört gün süren Türk-İş Genel Kurulu’nda kamuoyuna yansımayan, kulislerde kalan ayrıntılara bakacak olursak, SGBP’nin neden kazanamadığını da anlayabiliriz. Bu yazıda konuşulmayanlara dikkat çekeceğiz.
TÜRK-İŞ’TEN HERKES ŞİKAYETÇİ
Türk-İş yönetiminin 4 yıllık faaliyetine genel kurul salonundaki delegelerin yüzde 80-90’ının ‘evet’ demediği herkes tarafından biliniyor. Genel kurulda Türk-İş yönetiminin faaliyetlerini eleştiren Hava-İş Başkanı Atilay Ayçin ve Türk-İş’te nelerin değişmesi gerektiğini anlatan Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın’ın salonun tamamı tarafından alkışlanması bunun kanıtı niteliğindeydi. Peki böyle bir tablo varken muhalefet yönetimi neden kazanamadı? Bu soruya en iyi yanıtı Mustafa Kumlu’nun kürsüden söylediği şu cümle veriyor: “Salondakilerin yüzde 95’i profesyonel yöneticilerden oluşuyor. Biz birbirimizi biliyoruz. Kimin ne yaptığını da biliyoruz.”
İşçiden kopmuş, işçi baskısını üzerinde hissetmeyen delegeler, sendika genel başkanlarının baskılarına boyun eğdiler. Tabi ki muhalefet hareketinin delege sayısı düşük sendikalardan oluşması da, diğer sendikalara üye delegelerin cesaretle hareket etmesini engelledi. Bu nedenle platform adaylarını destekleyeceklerini söyleyen bir çok sendika ve delege oy vermedi.
HERŞEYİ DEĞİŞTİREN 4 GÜN
SGBP, genel kurula aylardır yaptığı bölge toplantıları ile hazırlanıyordu. Türk-İş’in hangi konularda eksik kaldığını, kendilerinin neler yapacaklarını anlattılar. Bu süre içinde mevcut Mustafa Kumlu yönetiminin sessiz sessiz süreci izlemesi de dikkatleri çekmişti.
Genel Kurulun ilk gününden itibaren delegelere uygulanan sıkı markaj, Gölbaşı’nda yenildiği iddia edilen balıklar, otellerde konaklamalar, Türk-İş yönetiminin neden bu kadar rahat olduğunu gösterdi.
Kulis çalışmaları elbette sadece Türk-İş yöneticileri tarafından yapılmadı. SGBP adayları da sıkı bir kulis çalışması yürüttü. Yaptıkları görüşmelerin ardından bir çok sendikadan ve delegeden destek sözü aldılar.
Her iki tarafın da listeleri genel kurul başladığı gün şekillendi. Yönetimdeki iki koltuğu platform dışındaki sendikalara ayıran SGBP, kimseyi bu listeye çekemeyince TGS ve Deri-İş’i ekledi.
Kumlu cephesinden ise 5’inci koltuğun hangi sendikaya verileceği kongrenin başladığı günlerde belirlendi. Kongre başlamadan SGBP’nin listesinde aday olacağı iddia edilen TEKSİF Genel Başkanı Nazmi Irgat, Şeker-İş Genel Başkanı yerine Kumlu’nun listesine girdi.
Şeker-İş Başkanı İsa Gök, yeniden neden aday olmadığını açıklarken, “Kendi teşkilatımla da bunu paylaşamadım henüz ama şeker fabrikalarının özelleştirilmesi gündemde, kendi sendikama daha fazla zaman ayırmam gerekiyor” sözleri kimseye inandırıcı gelmedi.
SGBP DE KAZANDI
Seçimleri Kumlu’nun listesi kazandı ama SGBP de kaybetmedi. Altı ay gibi bir sürede yürütülen çalışma sonucunda bu noktaya gelmesi bir başarı olarak yorumlanıyor. SGBP’nin Başkan Adayı Mustafa Öztaşkın’ın seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından kürsüden yaptığı konuşmada, “Bize hep ‘eleştiriyorsunuz, eleştiriyorsunuz ama çıkıp aday olmuyorsunuz’ deniyordu. İşte çıktık aday olduk. Biz 10 sendika olarak bir araya geldik ve bir platform oluşturduk. Bundan sonra da bu birlikteliğimiz sürecek. Önerilerimizi ilk önce Türk-İş yönetimine sonra Başkanlar Kuruluna sunacağız. Eğer bir şeyler yapılmazsa biz yine platform olarak gerekeni yapmaya devam edeceğiz” sözleri kongrenin kazananıydı.
Eğer SGBP çalışmalarını aynı hızla devam etmeyi başarabilirse, bir sonraki genel kurulda kesin kazanacaklardır. Çünkü bu platformun çalışmaları işyerlerinde daha da yaygınlaşacak ve şimdiki genel başkanlarının baskılarına boyun eğen şube başkanları ve delegeler o zaman işçinin baskısı karşısında duramayacaklardır.
FIKRALI GÖNDERME
Türk-İş Eski TEŞKİLAT SEKRETERİ ve TOLEYİS Genel Başkanı Cemail Bakındı’nın kürsüden yaptığı konuşma dikkat çekiciydi. Bakındı, Türk-İş yönetimine anlattığı bir fıkra ile göndermede bulundu; “Padişahın birisi hastalanmış, lokmanlar hastalığa tek çare olarak sarı saçlı bir çobanın ciğerini göstermiş. Ulemalara gidilip cevaz alınıyor.
Padişah ferman salıp o çobanı buldurmuş. Ailesine ‘Devletin bekası padişahın sağlığı için oğlunuzun ciğerine ihtiyacı var’ diyorlar. Aileye bir sürü altın, hayvan ve arazi veriyorlar. Çoban çocuk saraya getiriliyor. Son isteği soruyor, o da namaz kılmak istiyor. Namazını kıldıktan sonra bir de dua ediyor. Duanın sonunda yüzünde bir gülümseme olur. Padişahın ısrarları sonucunda ne duası ettiğini şöyle açıklıyor, ‘Önce benim ciğerimin şifa verdiğini söyleyen lokmanlardan, sonra buna cevaz veren ulemalardan ve beni parayla satan böyle anne babadan kurtardığı için Allah’ıma şükrettim’ diyor. Ben de beni bunlardan kurtaran Allah’ıma şükrediyorum.”