TÜRK-IŞ’İN ÜÇ SENDİKASI HAK-ÎŞ İLE PAZARLIK MI YAPIYOR?
Kimse yüksek sesle konuşmuyor. Ama sendika kulislerinde bir süredir, Türk-İş´ten üç ya da dört sendika başkanının, Hak-İş ile gizli görüşmeler yaptığı söyleniyor.

Kimse yüksek sesle konuşmuyor. Ama sendika kulislerinde bir süredir, Türk-İş’ten üç ya da dört sendika başkanının, Hak-İş ile gizli görüşmeler yaptığı söyleniyor.
Hak-Iş eski yöneticisi olan bir AKP milletvekilinin olan, pazarlık görüşmelerini yürüttüğü, kulislerde dolaşan ikinci söz. Hangi sendikacılar olduğunu bende yazmayacağım. Kendilerini biliyorlar. Türk-İş’in diğer sendikadan da biliyor. Sizce, durumda gariplik yok mu? Bir değil, sayılamayacak kadar gariplik var.
İlki, neredeyse bütün sendikacıların bilmesine rağmen susmalan… AKP ve Hak-İş’in, Türk-İş’e bağlı sendikaların üye ve yöneticilerini zorla ya da başka yollarla transfer etmesi, hem kabuslan olmuş, hem de olağanlaşmış. Orman-İş ve Belediye-İş üyeleri zorla Hak-İş’e geçirilirken seyredenler, Tezkoop-Iş, Koop-İş ve T. Maden-lş’e operasyon hazırlanırken de bir araya gelip konuşmadılar, seslerini çıkarmadılar. Son durum ise hepsine mum diktirecek ölçüde. Üç ya da dört sendika ile gizli pazarlıklar yapılıyor, bırakalım bir araya gelerek önlem almaya çalışmayı, Dendiren bile yok.
Bu nasıl sendikacılık? İkinci gariplik, Türk-İş yönetiminin tutumu… Kıllan kıpırdamıyor, tınmıyorlar. Kıpırdadı da biz mi farkına varamadık? Örneğin, söz konusu sendikacılara, söylentinin doğruluğunu sordular mı? Ya da, önlemleri görüşmek için sendikalan toplantıya çağırdılar mı? Oysa bırakalım bunun için toplanmayı, Türk-İş Başkanlar Kurulu, bir yıldan fazladır bir araya gelmiyor bile. Sadece bir kez, kongre öncesinde ve sadece, kongredeki konuşma sırasını belirlemek üzere kura çekmek için bir araya geldiler. O kadar. Ne, Toplu iş İlişkileri Yasa Tasansı, ne Ulusal İstihdam Stratejisi, ne Anayasa, ne de sendikalanna operasyon yapılması, Başkanlan toplamak için yeterli sebep olamadı. Türk-İş neden var? Konfederasyon ne işe yarar.’ Üye sendikalardan birine saldın olduğunda, birlikte davranmak için değil midir? İşçi sınıfının sorunlan için, birlikte hareket etmek diye amaçlan yok mudur? Yöneticiler, sendikalan bunlar için bile toplamayacak ise, başka ne yapacaklar? Üçüncü gariplik ise, Hak-İş ile gizli görüşme yapan sendikacılarda.
Batan gemiyi terk eden fareler gibiler. Türk-İş gemisi su alıyor, doğru. Peki, delikleri kim, nasıl açtı, bilmiyor musunuz? Delikler, Hükümetin, işçi sınıfının ve sendikalann elindeki haklan alması sonucu değil midir? ‘Hükümet yanlısı’ diye değerlendirdiğiniz Hak-İş, üyelerinize Hükümetin emri ve desteği ile el koymadı mı? Peki, ‘Hükümet yanlısı’ dediğiniz sendikaya iltihak etmeye çalışmanın ve pazarlığı Hükümetin milletvekili ile yapmanın anlamını, bilmiyor musunuz? İşçilerinizin yüzüne nasıl bakacaksınız? Nasıl ortalıkta ‘sendikacıyım’ diye dolaşacaksınız? Hükümetin, sendikalara ve işçilere saldınrken size dokunmayacağını mı söylediler? Saf da değilsiniz oysa! Gizli görüşmelerde, üyelerinizi arttırma sözü mü veriliyor? Sendikacılık tecrübenizle kazanamadığınız üyeleri, Hükümetin ya da işverenin ikram etmesini içinize nasıl sindireceksiniz? Bunun adı ‘san sendikacılık’ olmayacak mı? Caba göstermek ve işçilere kendinizi benimsetmek yerine, önünüze atılacak çaresiz işçileri üye yaparken, yüzünüz kızarmayacak mı?
Aynca, ‘hangi özel menfaatleri sağladığınızı’ merak eden ve sizi aşağılayan bakışlardan ömür boyu nasıl kurtulacaksınız? Yastığa başınızı koyarken vicdanınız rahat olacak mı? Türk-İş Yöneticileri ve Genel Başkanlar umursamasa bile, işçi önderleri, temsilci ve şube yöneticileri, Genel Merkez Yöneticileri, Türk-İş gemisinin delik deşik olduğunu görüyorlar.