03 Eylül 2013
TÜRK-İŞ YÖNETİM KURULU İÇİNDE YAŞANAN BÖLÜNMEDE SON PERDE
Aydınlık´a konuşan Türk-iş´e bağlı sendikaların genel başkanları, çözümünTürkiş´in yeniden kurulması olduğunu söylediler. Tek Gıda-iş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel, istifanın çare olmadığını, çarenin sendika içi demokrasiyi işleterek acilen olağanüstü genel kurula gitmek olduğunu ifade etti.
Aydınlık’a konuşan Türk-iş’e bağlı sendikaların genel başkanları, çözümün Türk-İş’in yeniden kurulması olduğunu söylediler. Tek Gıda-iş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel, istifanın çare olmadığını, çarenin sendika içi demokrasiyi işleterek acilen olağanüstü genel kurula gitmek olduğunu ifade etti.
TÜRK-İŞ YÖNETİM KURULU İÇİNDE YAŞANAN BÖLÜNMEDE SON PERDE
Mustafa Kumlu istifa etti Türk-İş yönetimi içerisinde yaşanan tartışmalar Genel Başkan Mustafa Kumlu’nun istifasıyla sonuçlandı. Kumlu’nun istifasının ardından Genel MALİ Sekreter Ergün Atalay’ın Genel Başkanlık için adı geçiyor.
Türk-işYönetim Kurulu içindeki tartışmalar; Sendikalar ve Toplu iş Sözleşmesi Yasası’nın TBMM’de görüşüldüğü sıralarda su yüzüne çıktı. Kumlu, yönetimden habersiz Başbakan Tayyip Erdoğan’la görüşerek gizli bir protokol imzaladı. Bu protokolün ortaya çıkmasının ardından Türk-İş Yönetim Kurulu içinde başlayan tartışmalardaTürk-iş’in yıprandığı ileri sürülerek sorunun çözümü için Kumlu’nun istifa etmesi istenmişti. Kumlu, istifa etmeyeceğini, seçimle geldiğini ancak seçimle gideceğini söylemişti.
2012 Ekim ayı içerisinde başlayan tartışmalar sonucunda ne olağanüstü genel kurul kararı alınabilmiş ne de Kumlu istifa etmişti. Aradan geçen zaman içerisinde Türk-İş Yönetimi çeşitli defalar "Olağanüstü genel kurul kararı alacağız" dese de, asıl amacın Kumlu’nun istifa ettirilmesi olduğu ortaya çıktı.
Türk-İş Yönetim Kurulunun üç üyesi (Ergün Atalay, Pevrul Kavlak ve Nazmi Irgat) olağanüstü genel kurul kararını imzalamış olmalarına karşın, kararı deftere kaydetmeyerek, istifa için baskı aracı olarak kullandılar Kumlu’nun istifa etmemek de ısrarı üzerine olağanüstü genel kurul kararı da geri çekildi. Mustafa Kumluyu istifaya götüren süreç bununla sınırlı kalmadı.Türk-İş Yönetiminin pasif tutumu ve özellikle Sendikal Güç Birliği Platformu (SGBP) içindeki sendikalara karşı hükümet tarafından yürütülen operasyonlarda alınan tutum da bu süreçte önemli rol oynadı.
En son kamu toplu iş sözleşmelerinde yüzde 4 oranında zamma imza atması Kumlu’nun köşeye sıkışmasına neden oldu.Genel Başkanlığını yaptığı Tes-iş Sendikası hükümet ve Türk-İş arasında imzalanan çerçeve protokolü kabul etmedi. İstifaya götüren süreç Mustafa Kumlu,Türk-İş Başkanlığından istifa edeceğini ilk olarak 21 Ağustos’taTes-iş Sendikası Başkanlar Kurulunda açıkladı.
Başkanlar Kurulu’nun istemesi üzerine Tes-iş Başkanlığı’ndan da istifa edebileceğini belirten Kumlu, olağan genel kurula kadar kendisine süre verilmesini istedi. Mustafa Kumlu’nun istifasının istenmesine hakkında hazırlanan yüklü miktarda yolsuzluklara ilişkin dosyalann yanışıra, AKP hükümetine payandalık yapması veTürk-iş’i bölünmeye götürecek bir çizgi izlemesi gösteriliyor.
Şimdi Türk-İş tüzüğü gereği Yönetim Kurulunun ilk yedek üyesi olan Koop-iş Başkanı Eyüp Alemdarın Yönetim Kuruluna çağrılması bekleniyor Ardından Yönetim Kurulu kendi arasında görev dağılımı yapacak. Genel Başkanlık için Türk-İş Genel MALİ SEKRETERİ ve Demiryol-iş Sendikası Genel Başkanı Ergün Atalay’ın adı uzun zamandır konuşuluyordu.
Kumlu’nun istifasının ardından dün akşam Ankara Sürmeli Otel’de SGBP dışında kalan 21 sendikanın genel başkanı biraraya geldi. Bu toplantıda görev dağılımının da açıklandığı söyleniyor İstifa açıklaması Kumlu, istifasının ardından yaptığı açıklamada, 2011’de yapılan Türk-İş Genel Kumlu’nun hemen ardından, Türk-İş yönetiminde huzursuzluk başlatıldığını, bu huzursuzluğun zaman içerisinde giderilemeyecek bir noktaya getirildiğini ve Türk-İş’ e zarar verir hale geldiğini vurguladı. ‘Türk-İş’ in yüksek çıkarları benim için önemlidir" diyen Kumlu, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Verdiğim bu önem gereği, Yönetim Kurulu içinde yaşanan problemlerin aşılmasındaki en önemli görevin bana ait olduğu inancını taşıyor, bu temenniyle Türk-İş Genel Başkanlığından istifa ediyorum."
Mustafa Kumlu’nun Türk-İş başkanlığından istifasının ardından Türkİş’in içinde bulunduğu durumdan nasıl çıkacağı yeniden gündeme geldi. Aydınlık’a konuşan Türk-İş’e bağlı sendikaların genel başkanları çözümün Türk-İş’in yeniden kurulması olduğunu söylediler.
Tek Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel, Türk-İş’te istifanın çare olmadığını söyledi. Türkel Aydınlık’a yaptığı değerlendirmede çarenin, sendika içi demokrasiyi işleterek acilen olağanüstü genel kurula gitmek olduğunu ifade etti. Aksi bir davranışın genel kurulu es geçmek olacağını belirten Türkel, yedekten çağrılarak tamamlanan biryönetim kurulunun Türkiye emekçilerinin ve işçilerinin karşı karşıya bulunduğu sorunları çözemediği gibi yeni sorunlar yaratacağının da altını çizdi.
Türkel, "Varlığı tartışılan bir Türk-İş’i bu noktaya bu yönetim kurulu sürüklemiştir. Başta Kumlu olmak üzere yönetim kurulu Türk-İş’i AKP’lileştirmişlerdir. Bu bir hükümet operasyonudur ve bu operasyona alet olan herkes tarih önünde yargılanacaktır. Bu nedenle görev Tükiye işçi sınıfına, Türk-İş’in gerçek sahiplerine düşüyor" dedi.
TÜMTİS Genel Başkanı Kenan Öztürk, Kumlu’nun istifasının Türkİş’teki krizi çözebilecek bir durum olmadığını belirtti. "Malumun açığa çıkmasıdır bu istifa. Krizin sorumlusu olarak Kumlu’yu gösteriyorlardı" diyen Öztürk şunları söyledi: "Ama herkes biliyor ki bu istifa durumu kurtarmaya yetmez. İşçiye saldırırken sesi çıkmayan, tek görevi, iktidarla uzlaşmaya ve sınıfa yönelik saldırıları meşrulaştırmaya çalışan bir yönetim mevcut. Bu sendikal anlayış değişmediği sürece sorun çözülmeyecektir. Türk-İş yeniden ayağa kaldırılmak isteniyorsa genel kurul toplanmalı. Türk-İş’i işlevsiz hale getiren, emek karşıtı yasaların geçmesini sağlayan tavrın özeleştirisi verilmeliyken Kumlu istifa ettirildi. İsim değişikliği Türk-İş’te hiçbir şeyi değiştirmeyecektir."
‘Türk-İş’i ayağa kaldıracak bir yönetim gelmeli’
Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, Kumlu’nun istifasıyla bunalımın aşılacağına inanmadığını belirtti. Olması gerekenin olağanüstü genel kurulun toplanması olduğunu ifade eden Öztaşkın şöyle konuştu: "Olağanüstü genel kurula giderkende geçmiş dönemin özeleştirisinin iyi yapılarak Türk-İş’te birliği sağlayacak, Türkİş’in yeniden sınıf kimliğine bürünerek mücadelesi ile ön plana çıkmasını sağlayacak, Türk-İş içerisinde farklı düşünce ve eğilimleri biraraya getirecek bir ekibin işbaşına gelmesi gerekir. Bu ekip kısa sürede Türkİş’i ayağa kaldırmanın yanında yeniden yapılandırılmasını da sağlayacak Türk-İş’te sorun kişilerin değiştirilmesiyle çözülecek düzeyde değildir. Tüzüğün yeniden yapılması, sendika içi demokrasinin yeniden oluşturulması, değişen koşul ve şartalara göre her şeyin sorgulandığı ve yenilendiği bir Türk-İş kurulmalı. Bunun için kongre toplanmalı ama öncesinde yoğun bir tartışma ortamı sağlanmalı. Bu sürecin içerisine taban da katılmalı ve bu geniş tartışma ortamının ardından Türk-İş’i yeniden yapılandıracak yönetim oluşturulmalı."
‘Erdoğan’ın sendikalara doğrudan girişimi’
İşçi Partisi Sendika Bürosu Başkanı Yıldırım Koç da, Kumlu’nun istifasını, özellikle Sendikalar Kanunu’nun görüşüldüğü sırada imzaladığı 6 maddelik protokol nedeniyle çıkan uyuşmazlık sonucunda beklenen bir tavır olarak yorumladı. "Ancak bu protokol esasında, Türk-İş yönetiminin tümünü bağlayan çok ciddi hataların yalnızca biriydi ve bardağı taşıran damla oldu" diyen Koç, değerlendirmesine şöyle devam etti: "Ayrıca bu istifanın arkasında Başbakan’ın sendikalarda daha doğrudan etki sağlama girişiminin olduğunu zannediyorum. Türk-İş’in 2011 Aralık’taki Olağan Genel Kurulu’nun iptali için açılan davadaki gelişmeler ve Mustafa Kumlu’nun malvarlığı hakkındaki tartışmalar da bu süreci hızlandırdı. Dileğimiz Mustafa Kumlu’nun istifa etmek zorunda kalmasının başka bazı sendikacılara da ders olmasıdır.
