Türk-İş´e bağlı on sendika yöneticileri ve üyeleri, Taksim Meydanı´nda düzenledikleri basın açıklamasıyla, konfederasyon yönetiminin sendikal haklar konusundaki tutumunu eleştirdi.

       Türk-Iş’e bağlı on sendika, konfederasyon yönetiminin işçi sorunlarının çözümünde rol üstlenebilecek anlayışa sahip olmadığını belirterek, ortak hareket etme kararı aldı.

       Türk-İş’e bağlı Türkiye Sivil Havacılık Sendikası (Hava-İş) Genel Başkanı Atilay Ayçin, Türk-İş içinde ortak yaklaşımlara sahip, aynı  sendikal anlayışları benimseyen 10 sendika olarak ortak hareket etme kararı aldıklarını açıkladı.

       Hava-İş, Kristal-İş, Deri-İş, Petrol-İş, Tekgıdaİş, Belediye-İş, Tez Koop-İş, Basın-İş, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Türkiye Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası’na (TÜMTİS) üye işçiler ve yöneticiler, Taksim Meydanı’nda yaptıkları açıklamayla bu kararı duyurdu.

Türk-İş yönetiminin enerjisi yok

       Grup adına hazırlanan ortak basın açıklamasını okuyan Ayçin, Türk-İş’e bağlı ıo sendikanın genel başkanları olarak, sendikal harekete yeni bir ivme ve dinamizm kazandırmak amacıyla güç birliğine gitme kararı aldıklarını kaydetti. Türkiye’de sendikal hareketin ciddi bir tıkanıklık yaşadığını, emekçilerin karşı karşıya olduğu sorunlarda çözüm üretilemediğini savunan Ayçin, "İşçi sınıfının hak ve çıkarları ciddi biçimde tahrip edilmekte, çalışma ve yaşam koşulları 19. yüzyıl vahşi kapitalizm ile benzer bir hal almaktadır. Sendika hareketi ise bu sürece müdahale etme ve tersine çevirme kapasitesinden uzak kalmıştır" diye konuştu.

       Yasal, siyasal kısıtlamalar ve işverenlerin sendika karşıtı uygulamalarının, sendikal hareketi güçsüz kıldığını ifade eden Ayçin, şunları kaydetti: "Bunun somut sonucu sendikal hareketin toplumsal ağırlığının azalması ve tabanın daralması olarak ortaya çıkmaktadır. Sendikal hareketin içinde bulunduğu bu tablo karşısında yapısal bir dönüşüme gitmek acil bir ihtiyaçtır. Türkiye’nin en büyük emek örgütü olan Türk-İş yönetimi, bu sorunların çözümünde rol üstlenebilecek anlayıştan, enerjiden ve inançtan yoksundur. Türk-İş yönetimi, çalışma hayatındaki sorunlar karşısında, iş yasasında yapılan değişikliklerde, taşeronlaştırmanın yaygınlaştırılması için yapılan yasal değişikliklerde, sosyal güvenlik ve sağlık sisteminin dönüştürülmesi sürecinde, suya sabuna dokunmayan açıklamalarla, baştan savma eylemlerle, suskunlukla, iktidarın bu süreçteki sorumluluğuna ortak olmuştur. İşçi sınıfından yükselen dayanışma ve mücadele çağrılarına arkasını dönerek, temsil ettiği kesimlerden giderek uzaklaşmıştır."

       Ayçin, ilk hedeflerinin Türk-İş’i güçlü, mücadeleci demokratik bir yapıya kavuşmasını sağlamak olduğunu belirterek, "Bu, yüzü sınıfa dönük, mücadeleci, birleşik bir sendikal hareketi yaratmak yolunda atacağımız önemli adımlardan biri olacaktır" dedi.