TÜRK İŞ TABANI ÜMİTSİZ
Türkiye´nin en büyük işçi konfederasyonu olan Türk-İş´in genel başkanlığından Mustafa Kumlu´nun istifa ettirilip yerine Ergün Atalay´ın getirilmesinin yankıları sürüyor. Peki taban ne düşünüyor? Gazetemize konuşan işçilerde ümitsizlik hâkim.
![TÜRK İŞ TABANI ÜMİTSİZ](https://www.tekgida.org.tr/wp-content/uploads/2020/12/türk-iştabanıümitsiz_7556.jpg)
Türkiye’nin en büyük işçi konfederasyonu durumunda bulunan Türk-İş’te yaşanan başkan değişikliğinin yarattığı tartışmalar sürüyor. Peki taban ne düşünüyor? Gazetemize konuşan işçilerde ümitsizlik hâkim
Türkiye’nin en büyük işçi konfederasyonu olan 726 bin üyeli Türk-İş’in genel başkanlığından Tes-İş Başkanı Mustafa Kumlu’nun istifa ettirilip, yerine Demiryol-İş Başkanı Ergün Atalay’ın getirilmesinin yankıları sürüyor. Köşe yazılarında, "Aynı tas aynı hamam değişen tellaklar" görüşü ağırlık basarken, sendika başkanları, yöneticiler ve uzmanlar bu koltuk değişikliğini farklı mecralarda değerlendirmeye devam ediyor. Peki taban ne düşünüyor?
Türkiye’nin en büyük işçi konfederasyonu Türk-İş’te tabanı oluşturan işçiler, kendilerine söz hakkı tanınmadan yapılan bu değişikliği ümitsiz gözlerle izliyor. Gazetemize konuşan Türk-İş’e bağlı sendikalara üye işçiler, Türkİş’teki tabandan kopuk bürokratik kökleşmiş yapı yok edilmeden, değişimin isimlerden ibaret kalacağını düşünüyor. İşçiler, "tabandan bir hareket oluşmadığı sürece, Türk-İş’te bir değil 100 kişi de değişse hiçbir şeyin fark etmeyeceğini" vurguluyor.
‘TAKTİK VE STRATEJİ GELİŞTİRİLMELİ’
Kumlu’nun halen başkanlığını sürdürdüğü Tes-İş sendikasına üye işçi Halil İbrahim Önderoğlu, Kumlu’nun Tes-İş’in başından gidişinin de yakın olduğunu, ancak Kumlu’nun yerine gelecek isimlerin de Kumlu’dan farksız olacağını söyledi. Önderoğlu, Türk-İş’teki başkan değişiminin işbirlikçiliği, yolsuzlukları teşhir edilmiş olan Kumlu’nun yerine daha az yıpranmış isimlerin getirilmesinden ibaret olduğunu düşündüğünü kaydetti. Önderoğlu, "Sadece Kumlu’nun gidişiyle ne Türk-İş ne Tes-İş düzelir. Çünkü Türk-İş’in içinde, işçilerin değil kendilerinin menfaatini düşünen kökleşmiş bir yapı var. Bu yapının değişmesi lazım. Tes-İş ve Türk-İş içinde devrimci demokratik yapılar, Kumlu gibilerin yolsuzlarının ortaya çıkarılmasında etkili olsalar da güçlü değiller. Sarı sendikacılık anlayışını, bürokratik yapıyı değiştirmek, tabandan sesi yükseltmek için iyi bir taktik ve strateji geliştirilmeli" dedi.
‘İPLER İKTİDARIN ELİNDE’
Nakliyat işçilerinin sendikası Tümtis’e üye olan Hakan Özkan ise Türk-İş’in başındaki değişiminin isim değişiklikliğinden ibaret olduğunu, bu değişimin anlayış değişikliği yaratmayacağını düşündüğünü belirtti. Özkan, "Hiçbir Türk-İş yöneticisine güvenmiyorum. Kumlu kadar Atalay da AKP’nin adamı. Sonuçta mantıkları aynı. AKP’nin ‘elimizde yolsuzluk dosyalarınız var’ diye korkuttuğu iktidarın adamları hepsi" dedi. Haklarını arayan, sendikalaşan işçiler işten atılırken bir Türk-İş yöneticisinin çıkıp da açıklama yaptığını yıllardır görmediğini söyleyen Özkan, "UPS direnişindeyken bir Türk-İş yöneticisi bile yanımıza gelmedi" diye konuştu. Türk-İş’in işçilerden aldığı gücü kullanabilmesi için mantığının değişmesi gerektiğini söyleyen Özkan, "Ancak bundan umutlu değilim. Türk-İş’in ipleri AKP iktidarının elinde. İktidardan kurtulmak lazım" dedi.
SİSTEM DEĞİŞMELİ KONGRE ŞART
Belediye-iş üyesi Hüseyin Akgün de diğer işçilerle aynı görüşte. Aygün, Kumlu’nun yerine Atalay’ın gelmesini, "Gidenin de gelenin de düşünce yapısı sonuçta aynı" sözleriyle yorumladı. "Türk-İş’te sistemin, yönetim anlayışının değişmesi lazım, ama bu da zor gözüküyor" diyen Akgün, sendikaların demokratik bir işleyişe kavuşmadan değişmeyeceğini vurguladı. Atalay, Türk-İş’i kongreye zorlayarak, tabanın sesine kulak verecek bir yapı için mücadele edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
‘SENDİKALARI MALLARI GİBİ GÖRÜYORLAR’
PTT grevleri sonrası, devrimci demokrat yapıların çeşitli işbirlikleriyle tasfiye edildiği, ancak yeniden toparlanmaya başladığı Türk Haber-İş’in üyesi Yusuf Keş, Türk-İş yönetiminde etkin olan sendika başkanlarının birbirinden sendikal anlayış olarak farklı olmadıklarını kaydetti. Keş, "12 Eylül darbesi ve sonrasında getirilen sendika yasaları üzerinde yükselen bu insanlar, sendikaları kendi malları gibi görüyor, sendika üyesi çalışanların taleplerini hiçe sayan bir anlayışa sahipler" dedi. Devrimci bir anlayış ortaya konulmadan Türk-İş’in düzelmesi olanağının bulunmadığını ifade eden Keş, " Yine de Türk-İş’i olağanüstü kongreye götürmesi, değişimin başlaması açısından bir ivme yaratabilir " diye konuştu.
Madencilerin sendikası Genel Madenİş’in üyesi Hüseyin Kolçak ise, Türk-İş’te değişim için bürokratik yapının kırılarak, tabanda yer alan işçilerin sendika yönetimlerinde etkin olmasının sağlanmasının gerektiğine dikkat çekti. Sendikaların ancak bu şekilde sınıf sendikacılığı yapan bir kimliğe kavuşturulabileceğini dile getiren Kolçak, "Maden işçileri, yorgun, mutsuz ve umutsuz. Bunda da Türk-İş’in geçmişten beri yürüttüğü teslimiyetçi politikaların payı var. Olağan kongre beklenmemeli. Olağanüstü kongreye gidilmesi, Türk-İş’te kadroların değiştirilmesi için bir şans olabilir. Her geçen gün işçilerin haklarına yönelik saldırıların yaşandığı bir süreçten geçiyoruz, kaybedilecek zaman yok artık" şeldinde konuştu. Türk-İş’te değişim amaçlayan bir söylemle hareket eden Sendikal Güçbirliği Platformu’nu da eleştiren Kolçak, platformun bir taban hareketi yaratamadığını kaydetti. Kolçak, bunun nedeninin sendikacıların yanı sıra, genç işçilerin taleplerini güncel sorunlarla sınırlı tutmasından kaynaklı olduğunu ifade etti. Kolçak, "Türk-İş’te çıkış için, tabana ümit verecek, işçi memur ayrımı gözetmeyen bir yapılanmaya ihtiyaç var" dedi.
100 İSİM DEĞİŞSE DE FARK ETMEZ
Şişecam’da Türkiye işçi sınıfının son yıllarda en kaydadeğer direnişlerinden birini ortaya koyan Kristal-İş üyesi işçilerden Barış Kılıç, işçiler arasında sendika yönetimlerine en sert eleştirileri yönelten işçi oldu. "Türk-İş’te tabandan bir hareket oluşmadıkça bir değil 100 kişi de değişse hiçbir şey fark etmez" diyen Kılıç, şöyle devam etti: "Sendikacılarla taban birbirinden kopuk. Biz Şişecam direnişi sırasında Türkİş’teki sendikacıları dinleyerek hareket etseydik işimiz zordu, başaramazdık. Değişim tabandan yaratılır. İşçiler yönetimlerde söz sahibi olmalı." "Ben 38 yaşında bir işçiyim, yıllardır geçinemediğimizi söylüyoruz, bir sendika başkanı gelip de bizi dinleyip, açıklama yapmadı" diye konuşan Kılıç, tüm sendikalardaki işçilerin durumunun aynı olduğunu kaydetti. Kılıç, buna rağmen işçilerin korkarak bu isyanlarını sendika yönetimlerine iletememesine şaştığını kaydetti. Olağanüstü kongrenin de Türkİş’in sessizliğine reçete olmayacağını ifade eden Kılıç, eleştiri oklarını bu kez Sendikal Güçbirliği Platformu’na da yöneltti. Kılıç, şunları söyledi: "SGBP, bir değişim talep ediyor, fakat öyle yukarıdan olmaz değişim. İşyerlerinde toplantı yaptıklarını görmedik. Gazetelere açıklama yapmakla olmaz değişim. Bizim gibi gündemi takip eden işçiler dışında, çoğu işçinin Sendikal Güçbirliği’nden haberi yok."
GELECEĞİ GREVLER BELİRLEYECEK
Grevdeki Hava-İş üyesi Başak Çetin ise, Sendikal Güçbirliği Platformu’nun, Türk-İş’in olağanüstü kongreye gitmesi talebinin değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Kumlu’nun yerine gelen Ergün Atalay’ın AKP’nin kuruluşunda yer alan bir isim olduğunu söyleyen Çetin, "Ergün Atalay’ın Türk-İş başına gelmesi demek, konfederasyonun anahtarlarını AKP’ye teslim etmek demek. Türk-İş yönetiminde yer alan isimlerin hiçbirinin birbirinden faydası yok. THY grevimiz sürüyor. Biri dahi bırakın açıklama yapmayı, bizi aramadı bile… Türk-İş’te değişim olması için kongre talebinin değerlendirilmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
DARPHANE GREVİ SINAV OLACAK
Darhane grevini sürdüren işçilerden Basın-İş üyesi Ali Şimşek ise gündemi pek takip edemediklerini ama grev çadırında, Ergün Atalay’ın AKP’ye yakın bir isim olduğunun konuşulduğunu kaydetti. Şimşek, "Darphane grevi Ergün Atalay için sınav olacak. Çünkü yüzde 88 katılımla çıkılan grev başarısız olursa, Türk-İş’te bir daha greve çıkılamaz. Darphane grevi Türk-İş’in bitip bitmeyeceğini belirleyecek grev olacak"dedi. Şimşek ayrıca "Atalay’ın güven kazanması için olağanüstü kongreye de gitmesi lazım. Sonuçta biz işçiyiz bu yöndeki kararları da üstlerimiz, yöneticilerimiz verecek" biçiminde konuştu.