TÜRK-İS KONGRESİNDE BAŞBAKAN PROTESTOSU
Türk-lş Genel Kurulu tartışmalı başladı. Genel Kurulun ilk gününe Başbakan Erdoğan adına katıldığını söyleyen Bekir Bozdağ´a yönelik protestolar damgasını vurdu.
BAŞBAKANI DUYUNCA…
Türk-lş Genel Kurulu tartışmalı başladı. Genel Kurulun ilk gününe Başbakan Erdoğan adına katıldığını söyleyen Bekir Bozdağ’a yönelik protestolar damgasını vurdu. BAŞBAKAN Yardımcısı Bozdağ, genel kurula Başbakan adına katıldığını söylemesiyle protestoların hedefi oldu. Bozdağ konuşması boyunca, delegeler tarafından protesto edildi. Bu sırada salon görevlilerinin müdahale etmesi gerginliği arttırdı.
GENEL KURUL GERGİN BAŞLADI GENEL
Kurul öncesinde de Türk-İş’i suskun kalmak ve işçiye ihanet etmekle eleştiren Sendikal Güç Birliği Platformu üyesi Belediye-İş delegeleri ile Tes-İş ve Türk Metal delegeleri arasında tartışma çıktı. Bazı delegeler Belediye-İş delegelerine bıçak çekti, s.5Türk-İş kongresi gergin başladı Türk-İş 21. Olağan Genel Kurulu Ankara’da başladı. Ancak kongre tartışmalı ve gergin başladı. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ konuşması sırasında delegeler tarafından protesto edildi. Bozdağ, protesto nedeniyle konuşmasını kısa kesti.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozbağ kürsüye çıkıp, Başbakanı temsilen katıldığını söylemesinin ardından başlayan protestolar konuşması bitene kadar sürdü. Bozbağ, Sendikal Güç Birliği Platformu (SGBP) üyelerinin protestosu eşliğinde yaptığı konuşmasında, işçinin alın terinin kutsal olduğunu buna yürekten inandığını söyledi. Taşeron çalışmasını eleştiren CHP’nin kendi belediyelerinde taşeronu kaldırmaya çağıran Bozbağ, samimiyet talep etti.
Bozdağ’m "Özelleştirme sonrası kapı önüne konulanlara ekmek verdik" demesi ise tepkilerin daha da artmasına neden oldu. 1 Mayıs tartışmalarına da değinen Bozdağ, "1 Mayıs kutlamalarına Taksim’i biz açtık, resmi bayram ilan ettik, Bundan sonra da emekçilerin emrinde olmaya devam edeceğiz" diye konuştu. Salondaki delegelerin protestoları artınca daha yüksek sesle konuşmaya başlayan Bozbağ, "Eski anayasada siyasi, dayanışma grevi yapılamaz, işgal, direniş, üretim yavaşlatma yasaktı. Biz bunları değiştirdik. Artık siyasi grev, dayanışma grevi yapılabiliyor.
Direniş, işgal, üretimi yavaşlatmayı yasal hale getirdik" dedi. Geçici işçileri kadroya aldıklarını söyleyen Bozbağ, belediyelerde yaşanan ve sürgün olarak yorumlanan yer değiştirmeleri, "Maaşlarını alamayan işçileri başka kamu kurumlarına gönderdik. Maaşlarını alır hale geldiler" diye açıkladı. Bozdağ’m konuşması sırasında bir salon görevlisi protesto yapan delegelerin üzerine yürüdü. Kısa süreli gerilim yaşandı. Olayı görüntülemeye çalışan basın emekçileri de salon görevlileri tarafından taciz etti.
GENEL KURUL BAŞLAMADAN…
Türk Metal Sendikasının Büyük Anadolu Otelinde yapılan genel kurul 4 gün sürecek. Bekir Bozdağ delegeler ve işçiler tarafından protesto edildi. merkezden uzak olması nedeniyle genel kurul öncesinde başlayan tartışmalar, otelde özel güvenlik ve polisin üst araması yapması da tepkileri artırdı.
Daha genel kurul başlamadan Belediye-İş delegeleri ile Tes-İş ve Türk Metal Sendikası delegeleri arasında oturma düzeni gerekçesi ile tartışma yaşandı. Bazı delegeler Belediye-İş delegelerine bıçak çekti. Kısa süren gerginliğin ardında taraflar sakinleştirildi. Sendikal Güç Birliği Platformu üyeleri salona girdikleri andan itibaren attıkları sloganlar ile Türk-İş yönetimini protesto ettiler. Genel Kurula Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Başbakan yardımcısı Bekir Bozbağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kıhçdaroğlu, MHP Grup Başkanı Oktay Vural, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, Kıbrıs Başbakanı İrsem Küçük, TİSK Genel Başkanı Tuğrul Kudatkobilik de katıldı. Türkİş Başkanı Mustafa Kumlu salona çalışma bakanı ile birlikte geldi.
TAZMİNATI ENGEL GÖRÜYORLAR
Genel Kurulda açılış konuşmasını yapan Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, küreselleşme ile ekonomik ve politik açıdan uluslararası ilişkilerin bir ülkede yaşanan olumlu yada olumsuz sonuçların diğer ülkeleri de etkilediğini söyledi. Yoksulluğun küresel bir soun haline dönüşmesinde, işsizliğin derinleşmesi, açlığın insani bir boyuta ulaşmasında küresel süreci yönetmek için ortaya konulan strateji ve politikaların yanlışlığının etkin olduğunu belirten Kumlu, sosyal devlet anlayışını tasfiye eden ekonomik politikaların yaşanılan bunalımın kaynağı olduğunu ifade etti.
İşçinin en büyük güvencesi olan kıdem tazminatının, parasal değerinden öte sosyal boyutu olan, yalnızca işçiyi değil ailesini de ilgilendiren bir konu olduğunu belirten Kumlu, işverenlerin ise maliyetsiz ve güvencesiz çalışma biçimine olan özleminin bir ürünü olarak sürekli kıdem tazminatını yük olarak ifade ettiğini söyledi. Kumlu, işverenlerin kıdem tazminatını, işgücü piyasasının esnekle sürümesi ve işten çıkartmanın önünde bir engel olarak gördüğünü dile getirdi. Kıdem tazminatı konusunda kırmızı çizgilerinin kazanılmış haklar olduğunu belirten Kumlu, bu hakları geriye götürecek hiçbir düzenlemeye izin vermeyeceklerini kaydetti. Kiralık işçilik konusunda ısrarın devam ettiğini belirten Kumlu, kayıt dışı çalışma biçiminin de sosyal barış ortamını karartacağına dikkat çekti. Kumlu, "Hükümetin, çalışan haklarını gerileten değil, ileriye götürecek konular
TAŞERON ÇALIŞMA TARTIŞMASI
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ise kamu sözleşmelerinde yapabileceklerinin en iyisini yaptıklarını belirterek, "Daha fazlasının verilmesine hiçbir siyasetçi hayır diyemez ama ne yapalım bu kadar oluyor" dedi. 2821-2822 sayılı yasaları değiştirerek Toplu İş İlişkileri Yasası yaptıklarını söyleyen Çelik, her gün 4 işçinin yaşamını yitirdiği bir ortamda İş Güvenliği ve İş Sağlığı yasasını da yeniden düzenleyerek, bu ölümlerin önüne geçeceklerini iddia etti.
Çelik, "Taşeron çalışmayı biz getirmedik. 1936’dan beri var. 12 saat çalışıyorlar, izinleri yok, sendikal örgütlenme hakları yok, tazminatları yok. Bu tam bir kölelik düzenidir. Karşı çıkıyoruz. Bunu değiştireceğiz" dedi. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) üyeleri, "Gazetecilere özgürlük", "Tutsak gazetecilere özgürlük", "Yıpranıyoruz" yazılı dövizler açarak "gazeteciler yıpranıyor mu ki, yıpranma payı istiyorlar" diyen Bakan Çelik’i protesto ettiler. üzerinde çalışması 21. yüzyıl Türkiyesi için daha uygun olacaktır. Kayıt dışı istihdamın önlenmesi, asgari ücretin iyileştirilmesi, vergi adaletsizliğinin giderilmesi, taşeron işçiliğin engellenmesi, iş güvencesinin artırılması gibi işçilerin emekçilerin çalışma şartlarını iyileştirmek dururken, işçi haklarını geriye götürmek istemesi üzücüdür" diye konuştu.
TEKEL İŞÇİLERİNE NE OLDU?
CHP Genel Başkanı Kemal Kıhçdaroğlu, özelleştirmeleri savunurken insanı yok sayan bir anlayışla yapılmasını eleştirdi. Özelleştirilen kurumlarda çalışan işçilerin sokaklara çıktığını ama diğer sendikaların eylemlere katılmadığını belirten Kıhçdaroğlu, "hadi bakalım sıra şimdi Şeker-İş’e geldi ne yapacaksınız?" dedi.
Gücünüzü salonda değil sokakta gösterin" diyen Kıhçdaroğlu, anayasayı değiştirmek için yapılan referandumda bir çok kişinin evet oyu verdiğini, iki sendikaya üye olmak hakkının getirildiğini hatırlatarak "hadi gidin üye olun bakalım başınıza neler gelecek görün" dedi. Taşeron çalışma konusuna da değinen Kıhçdaroğlu, "En çok taşeronu devlet çalıştırıyor, neden çünkü sendikalı olarak çalışmalarını istemediği için. Türk-İş taşeron işçilerin haklarına sahip çıkmalı ki işçilerde buraya gelsin" diye konuştu. "Tekel işçilerine ne oldu? Soğuk havada suya atıldılar, coplandılar. Haklarını alabildiler mi? Ben bu salonda Tekel işçilerinin haklarını aldığının söylenmesini isterdim" diyen Kıhçdaroğlu, toplumsal barışın sağlanmasının yolunun herkesin karnının doymasından geçtiğini dile getirdi.
MHP Grup başkanı Oktay Vural, Hükümetin ‘bize oy veren sendikanın dediğini yaparız’ dediklerini ama hakkını arayan işçiyi copladıklarını dile getirdi. TİSK Başkanı Turğrul Kudatkobilik, işverenlerin dünyanın yedi düveliyle rekabet eder duruma geldiklerini söyledi. (Ankara/EVRENSEL)