Sendikal Güç Birliği Platformunun Adana´da yaptığı toplantıya Adana, Gaziantep, Hatay ve Mersin´den yüzlerce işçi katıldı. Türk-İş yönetiminin haklarını savunmadığını belirten işçiler, Türk-lş Başkanı´na tepkililer. Sendikanın işçilerin evi olduğunu kaydeden işçiler, Türk-İş´in işçinin sesi haline gelmesini istediler.

SENDİKAL GÜÇBİRLİĞİ’NİN TOPLANTISINA KATILAN İŞÇİLER TÜRK-İŞ YÖNETİMENE TEPKİLİYDİ

Türk-İş işçinin sesi haline gelmeli

       Sendikal Güç Birliğinin Adana’da gerçekleştirdiği toplantıya Adana, Gaziantep, Hatay ve Mersin’den yüzlerce işçi katıldı. Türk-İş yönetiminin haklarını savunmadıklarını ve yönetimin AKP iktidarının arka bahçesi haline geldiğini belirten işçiler, Mustafa Kumlu’ya tepkililer. Sendikanın işçilerin evi olduğunu kaydeden işçiler, Türk-İş’in işçinin sesi haline gelmesi gerektiğini söylediler.

       İhsan Boz SASA işçisi, Türk-İş’in uzun yıllardır aynı politikaları yürüttüğünü, işçiden değil iktidardan yana tavır aldığını söyledi. Türk-İş başkanının koltuğunu kaybetmeme adına iktidardan yana tavır sergilediğini belirten Boz, "Yeni haklardan, kazançlardan vazgeçtik. Mevcut, elimizdeki hakları bile korumuyorlar" diye konuştu. İşçi için sağın, solun kalmadığını belirten Boz, ekmeklerinin ellerinden gittiğini, Sendikal Güç Birliği aracılığıyla geniş işçi kesimlerinin yaşananlara karşı durması gerektiğini vurguladı.

HAKLARIMIZI SAVUNMADIĞI İÇİN…

       Mehmet Hanefi Bayrak taşımacılık işçisi ve Türk-İş yönetiminin işçi haklarını savunmadığını söylüyor. Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu’nun AKP taraftarı olduğunu aktaran Bayrak, Türk-İş yönetiminin kıdem tazminatı ve grevli toplusözleşme gaspına dahi muhalefet etmediğini kaydetti. Güç Birliğinin, Türkİş’ten ayrılmadan, Türkİş’i düzeltme hedefinde olduğunu söyleyen Bayrak, bunun için hep birlikte mücadele edeceklerinin altını çizdi.

       Ali Şahin de Taşımacılık işçisi. Türk-İş yönetiminin suskunluğundan rahatsız. Türk-İş yönetiminin haklarını savunmadığı için, yönetime muhalefet olduklarının altını çizen Şahin, suskun sendika istemediklerini dile getiriyor. Bu kadar üyesi olan sendikanın, bu konumda olmaması gerektiğini vurgulayan Şahin, işçi hakları için sendikanın sesini yükseltmesi gerektiğini ifade etti. Yönetimin işçinin sesi olması gerektiğine dikkat çeken Şahin şöyle konuştu: "Siyaset önemli değil. İşçinin hakları önemli. Sendika yönetimleri değişir ama işçiler hep vardır. Sendikaların işçinin tarafında olması gerek."

       Taşımacılıkta çalışan bir diğer işçi Yusuf Armutçu ise işçiler üzerinde oynanan oyunlara son vermek istediklerinin altını çiziyor. Emeklerinin daha fazla boşa gitmesini istemediklerini belirten Armutçu, işçilerin birliğinin her sorunun üstesinden gelebileceğini aktardı.

İŞÇİLER KADERİNE TERKEDİLDİ

       Ramazan Ürkmez ise Türk-İş yönetiminin işçileri ve şubeleri kendi kaderlerine terk ettiğini kaydediyor. Türk-İş’in, yönetimler aracılığı ile hükümetin arka bahçesi haline getirildiğini söyleyen Ürkmez, bu durumu işçilerin düzeltebileceğinin altını çizdi. Güç Birliğinden umutlu olduklarını söyleyen Ürkmez, Türk-İş’i daha işlevsel hale getireceklerine vurgu yaptı.

       Belediye-İş üyesi olan Muhammet Güç, ekmek fabrikasında çalışıyor ve hafta sonları çalışmalarına rağmen mesailerini alamadıklarını, Türk-İş’in buna karşı herhangi bir eyleminin olmadığını belirtiyor. Türk-İş’i işçilerin yönettiği bir sendika haline getirmek istediklerini aktaran Güç, sendika patronların değil işçilerin olmalı diye konuştu.

TÜRK-İŞ İŞÇİLERİN SENDİKASI OLSUN

       Süleyman Kızıltay ülke genelinde işçilerde örgütlülük eksikliğinin olduğunu ve bunun en büyük sebebinin sendikalar olduğunu aktardı. Türkİş’in hükümet ile anlaşmak yerine işçilerin haklarını savunması gerektiğini söyleyen Kızıltay, Sendikal Güç Birliğinin ve destekleyen işçilerin hedefinin, Türk-İş’i işçilerin sendikası haline getirmek olduğunu kaydetti. Direnen işçilerin bunu başarabileceğine dikkat çeken Kızıltay, mücadeleye devam edeceklerini dile getirdi.

       Toros Tarım işçisi olan Erhan Özer, haklarını korumaları için sendikanın başına getirdikleri insanların, bu duruma aykırı davrandıkları zamanları onları oradan indirebileceklerini söylüyor. Sendikacıların, işçilerin avukatı olduğunu ifade eden Özer, sendikacıların işçiler için çok şey yapması gerektiğini kaydetti.

"BU BÖYLE GİTMEZ"

       Rafer Çetiner de Toros Tarım işçisi. Hükümetin kıdem tazminatına göz dikmesine tepkili. İktidar olan her hükümetin, işçilerden çalmaya çalıştığını vurgulayan Çetiner, sendikaların bu saldırılara karşı daha aktif olmaları gerektiğinin altını çizerek, "Onun için buradayız. Türkiye’de işçiler artık uyanıyor. Sendikacıların bu tutumları ile bu iş gitmez" diye konuştu.

       Ahmet Yenibetiz ise taşerona ve kıdem tazminatı gaspına karşı durmaları gerektiğini, Türk-İş’in bu konuda eksik kaldığını düşünüyor. Tazminatlarını kaybetmek istemediklerini vurgulayan Yenibetiz, birlikten güç doğacağını ve başaracaklarını söyledi.

       Liman işçisi olan Fevzi Tayan işyerinde daha güçlü olmak istediklerini ancak Türk-İş’ten bekledikleri desteği göremediklerini söyledi. Bunun için Sendikal Güç Birliğini desteklediklerini aktaran Tayan, "6 ay direnişteydik. Dışarıda kaldık. Türk-İş’in bize en ufak bir faydası olmadı. Ancak biz Türk-İş’i düzeltmeyi hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.

       Özcan Selağzı da güç birliğinin, gücü doğuracağını ve bu girişimde kaybedenlerin işçiler değil, işlemeyen sendikalar olacağını ifade etti. Çalıştıkları limanda TÜMTİS ve Liman-İş’in olduğunu ifade eden Selağzı, Liman-İş’in işçinin değil patronun yanında olduğunu söyledi. Güç Birliğinin başarı sağlaması halinde Liman-İş’in de kendilerine uymak zorunda kalacağını aktaran Selağzı, her şeyin işçilerin elinde olduğunu söyledi.

       Murat Kahraman direnişte olan Liman işçilerinden. 95 gündür direndiklerini anlatan Kahraman, sendikalardan direnişe destek olmalarını beklediklerini belirtti. Özelleştirmeler sonrası limanlarda ücretlerde büyük düşüş olduğunu söyleyen Kahraman, "Liman-İş yönetimi değişti. Yeni yönetimin temel amacı örgütlülüğü arttırmakla birlikte, işçilerin haklarını savunmak olacak" dedi.

İŞ YERLERİNDE TARTIŞILMALI

       Sasa işçisi olan Gökhan Bingöl torba yasa, tazminat, sendikal hakların gaspı derken işçilerin üzerine çok gidildiğini belirtiyor. Ellerinde kalan hakların alınmak istendiğini belirten Bingöl, Sendikal Güç Birliği ile işçilerin haklarının daha iyi savunulacağını düşünüyor. Sendikal Güç Birliğinin işyerlerinde tartışılması gerektiğini söyleyen Bingöl, "Türk-İş’i işçinin sözcüsü haline getirmemiz lazım. İşçi, neredeyse işveren kadar vergi ödüyor. Devlet için en çok biz çalışıyoruz en çok vergiyi biz ödüyoruz. İşyerinden kurban parası alıyoruz ondan bile vergi kesiyorlar. Sonra Müslümanlıktan bahsediyor iktidar" diye konuştu.

Sendikal Güç Birliği Adana’da Toplandı

       Sendikal Güç Birliği’nin Türkiye genelinde yaptığı toplantılarından beşincisi Adana’da yapıldı. Bölgesel olarak gerçekleştirilen toplantıya Adana, Gaziantep, Mersin ve Hatay’dan çok sayıda işçi katıldı. TÜMTİS, Belediye-lş ve Petrol-İş üyelerinin yoğun katılım gösterdiği toplantıda işçiler mevcut Türk-İş yönetimine tepki gösterdi.

       Toplantı öncesinde işçiler, "Uyuyan sendika istemiyoruz", "İşçiler burada Kumlu nerede" sloganlarını atarak Türk-İş yönetimine tepki gösterdiler. Toplantının açılış konuşmasını Basın-İş Genel Başkanı Yakup Akkaya yaptı. Adana’nın bir zamanlar fabrikalarıyla, işçileriyle ünlü bir şehir olduğunu hatırlatan Akkaya, artık bu durumundan uzaklaşıldığını söyledi. Adana’da 52 fabrikanın yanlış yürütülen politikalar nedeniyle kapandığını söyleyen Akkaya, Adana’nın bugün için Türkiye’nin işsizlikte birinci kenti haline getirildiğini, bunun siyasal dayatma olduğunu dile getirdi. Bu duruma karşı duracak bir sendikal hareketin olması gerektiğini kaydeden Akkaya, "Türkiye’deki iş gücünün heba edilmemesi gerektiğini söyleyecek bir anlayışın olması gerekiyor. Ve böyle bir anlayış olmadığı için biz bir çıkış yaptık" diye konuştu. AKP’nin iktidara geldikten sonra ilk işinin iş güvencesi yok etmek olduğunu belirten Akkaya, Türk-İş’in buna tepki göstermediğini, bu algıyı değiştirmek istedikleri ifade etti.

       Yakup Akkaya’nın konuşmasının ardından soru cevap bölümünde sendikacılar işçilerin sorularını yanıtladı, geçildi. Soruların ardından Genel Başkanlar sırayla söz aldı. Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan ipekçi, gazetecilerin tutuklu olmasına tepki göstererek konuşmasına başladı. 60’ın üzerinde gazetecinin fikirlerinden dolayı tutuklu olduğunu söyleyen İpekçi, "Hırsızlık dolandırıcılık yapanlar serbest bırakılıyor ancak gazeteciler içeride tutuluyor. Basılmamış kitaplar, fikirler, düşünceler suç olarak görülüyor" dedi. Yaklaşan bayram öncesinde cezaevlerinde tutuklu bulunan gazetecilere bayram mesajı gönderilmesi çağrısında bulunan İpekçi, cezaevinde tutuklu bulunan gazetecilerin yalnız olmadığını söyledi.

       Toplantının ardından TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi ve Sendika Yöneticileri Evrensel Gazetesi, Hayat Televizyonu Adana Bürosunu ziyaret ederek, sohbet gerçekleştirdi.