Ülkemizde nüfusun yüzde 20’den fazlası açlık sınırının altında, yüzde 60’ı da yoksulluk sınırında yaşıyor. Ülkemizde gıdalarda hile yapan firmaların Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 19 ay sonra kamuoyuna açıklanmasının ardından gıda güvenliği tekrar gündeme geldi. Can güvenliğini hiçe sayan firmalar yaklaşık 21-22 bin lira para cezasına çarptırılıyor. Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) cezaların artırılması için yıllardır taleplerde bulunuyor. Federasyon, Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulan Ulusal Beslenme Konseyi’ne taleplerini götürecek, Adalet Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı’na ceza artırımı isteminde bulunacaklar.

 

 

TÜDEF Genel Başkan Vekili ve Gıda Komisyonu Başkanı Sinan Vargı, para cezasının çözüm olmadığını belirterek, “Para cezası yerine kişilere 15 günden başlamak üzere üç aya kadar hapis cezası verilmeli” dedi. Vargı, bakanlığın listeleri 15 gün sonra kaldıracağını söyledi. Vargı bu durumun nedeni şöyle açıkladı:

 

“Tarım Bakanlığı, yanlış üretilmiş bir ürünü yakalıyor. Firma, bunun tüm ürünlerini kapsamadığını, yanlışlık olduğunu söylüyor. ‘Firmayı boşuna deşifre ediyorsun’ diyor. Bakanlık da bunu haklı buluyor. Listeyi o yüzden sürekli bakanlığın sitesinde tutmuyorlar.”

 

 

Altı et ürününde soya çıktığını söyleyen Vargı, şöyle sürdürdü:

 

“Soya ne soyası bilmiyoruz. Soya hayvan yemidir, GDO’lu üründür. O zaman insan gıdası GDO’laştı… Bir diğer konu da biz yurtdışına meyve sebze gönderiyoruz, bazı ürünler geri geliyor. Gümrüğe geri dönen ürün için sadece beyana dayanarak, ‘şeklini beğenmediler, geri gönderdiler’ diyorlar. Ürünleri için böcek var demiyorlar. Orada bekleyen salça fabrikaları da tırlarına mahsulü alıp salça yapıyor.”

 

 

Vargı, milli gelirdeki dağılım eşitsizliğinin sağlıklı gıdaya ulaşımı etkilediğine dikkat çekti. Vargı şöyle konuştu:

 

“Bir yandan çocuklarda ve gençlerde aşırı kiloluluk oranı artarken, bir yandan da açlık artıyor. Bir kutu 330 ml meşrubatta tam 38 gram şeker var. Bu ise yaklaşık 20 kesme şekere denk geliyor. Çin tuzu artık sokakta et tavuk satan satıcılar tarafından da lezzet arttırıcı olarak kullanılıyor. Çocuk bir kutu meşrubat içtiğinde bir cips yediğinde günlük tuz, yağ ve şeker ihtiyacının çok üzerinde enerji alıyor.”

 

 

Vargı, Amerikan basınına yansıyan bir habere dikkat çekti. Habere göre, Amerikan Gıda ve Tarım Dairesi’ne peynir ürünlerinin üzerine ‘kanser yapabilir’ uyarısı yazılsın önerisiyle gidilmiş. İneklere süt versin ve yavrulasın diye östrojen hormonu verildiği belirtiliyor. Hormonlu sütten yapılan peynirin, göğüs kanserine yol açtığına dikkat çeken Vargı, “Aynı durum ülkemizde de var. Bizde zaten peynirlerde sütün dışında her şey var. Bir kilo peynir 7-8 kilo sütten yapılıyor, süt 3 lira… Gerçek peynir yediğimize inanabilir miyiz” diye konuştu.