TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞLERİ YASASINA MUHALEFET
Nihal Kemaloğlu:Temel demokratik haklardan olan toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak, pankart açmak, slogan atmak önümüzdeki dönemde kamuya açık alandan tamamen kaldırılacağa benziyor.
NİHAL KEMALOĞLU
Temel demokratik haklardan olan toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak, pankart açmak, slogan atmak önümüzdeki dönemde kamuya açık alandan tamamen kaldırılacağa benziyor. "Yükseltilmesine" rağmen geçit vermeyen demokrasi çıtası, otuz yıllık hak ve özgürlük kısıtlamalanyla otoriter vesayetçi tutumunu aynen sürdürüyor.
Kamusal alanda düşünceyi hele hele "muhalif görüşü" açıklamak yani "görünür olmak" ve "ses çıkartmak" en sert önlemlerle bastınlıyor… 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşlerine muhalefet etme gerekçesiyle üst üste açılan davalar ve mahkeme kararları, kamusal alanda "muhalefet hakkının" kökünü kazıyor. Kısaca sokağa çıkan bütün talepler Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasına karşı "suç" işliyor. "Meczup", "çılgın" kimliği giydirilen göstericiler, yerlerde yuvarlanırken kamuoyuna "asayiş kırıcı" insanlar gibi tanıtılarak "yabancılaştırılıyorlar". Siyasi iktidar döneminde TCK’nın en fazla dava açılan maddesi 2911 sa. yılı yasa oldu. Bu yasadan dolayı 2002-2008 yılları arasında 35 bin 914 kişi hakkında dava açıldı. 5 Kasım tarihinde de iki yıl önce İstanbul Teknik Üniversitesinin açılışına katılan Başbakan’ı protesto eden öğrencilere açılan davada, İ8 öğrenci 1 yıl 3 ay hapis cezasına ve 80 TL para cezasına mahkûm edildiler. Öğrenciler, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet gerekçesiyle 15 ay hapis cezası almışlardı. Zaten Başbakan’ın konuşma yaptığı salona alınmayan öğrencilerin dışarıda attığı sloganlara verilen ceza, tüm öğrencilere gözdağı niteliğindeydi. Ses, pankart, slogan, yürüyüş ağır cezalarla suçlaşırken anayasa tarafından güvence altına alınmış toplantı ve gösteri yürüyüş hakkı ve dolayısıyla ifade ve örgütlenme hakkı da suç kapsamına giriyordu. "Örgütlü toplumun" geri geleceği korkusu hâlâ devam ettiğinden olsa protestolar anında polisiye tedbirlerle susturuluyordu… Protestoların mutlaka ideolojik güç odaklarıyla ilişkilerine vurgu yapılırken imdada Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası yetişiyor. Böylece emekçiler, öğrenciler, öğretmenler, kadın hareketleri sokağa çıktıklannda fazlasıyla yasadışı pozisyona düşüveriyorlar. İki yıl önce Tuzla’da 18. arkadaşlannın tersanedeki ölümü üzerine "Taşeron sistem kalksın" talebiyle yürüyüş yapan işçiler için aynı yasaya muhalefetten 3 yıl hapis cezası isteniyor. Keza ağustos ayında Ankara’da parkta "oturma eylemi" yapan 51 ataması yapılmayan öğretmen de aynı gerekçeyle 3 yıl hapis cezası isteğiyle yargılanıyor. Yine geçen yıl Tire’de Tekel işçilerine destek vermek için yürüyüş yapan 35 öğretmen, 24 Kasım Çarşamba Öğretmenler Gününde hakim karşısındaydı. Onlar da Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri’ne muhalefet iddiasıyla mahkemeye çıkmışlardı ve hakim onlann beraat karannı açıkladıktan sonra "Öğretmenler gününüz kutlu olsun" dedi!
Kaynak:Akşam Gazetesi