Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
15 Nisan 2018
TOKER DERELİ’NİN AYAK İZLERİ

Ülkemizde sanayileşme geç başladığından işçi sınıfının ortaya çıkması da gecikmiştir. Soğuk savaş nedeni ile işçi sınıfı sıkı bir denetim altındaydı ve özgür değildi.

TOKER DERELİ’NİN AYAK İZLERİ

Prof. Dr. Toker Dereli’yi 1963 yılında Cornell Üniversitesi’nde tanıdım. Cornell Amerika’nın endüstriyel ilişkiler konusunda çok güçlü bir öğretim kadrosuna sahip en önemli üniversitelerinin önde geleniydi. Toker Dereli ile orada iki yıl çok güzel günler yaşadık ve ileriki yıllarda denizlerinde kulaç atacağımız endüstriyel ilişkilerde donanımlı olabilmek için büyük çaba gösterdik ve sanırım ülkemizin işçi-işveren ilişkilerine olumlu katkılarda bulunduk. Toker’in sürekli gülümseyen yüzü, insana güven veren dostluğu o günlerden bugünlere hiç eksilmeden varlığını sürdürdü. Toker ve ev arkadaşı Mark Thompson o yıllarda bekardı ve zaman zaman bizim evde rahmetli eşim Mübeccel’in yaptığı Türk yemeklerini keyifle yerken bir yanda da dünyanın sorunlarını tartışırdık. Ben 1965’te yüksek lisansımı tamamlayıp yurda döndüğümde onun çalışmaları daha devam ediyordu. Toker, İstanbul İktisat Fakültesi İçtimaiyet Enstitüsü’nde asistanken Cornell’e gitmiştir. Benim ilk tanıştığım sendikacılar Bahir Ersoy’un başkanlığını yaptığı İstanbul Tekstil İşçileri Sendikası’nın yöneticileri idi ve bu sendikanın İçtimaiyat Enstitüsü ile yakın ilişkileri vardı.

Prof. Dr. Orhan Tuna, enstitünün başkanı idi ve Cornell Üniversitesi ile ortak çalışmalar yapıyorlardı. Benim Cornell ile ilişkim sendikacıların beni sayın Orhan Tuna ile tanıştırmaları sonunda gerçekleşti.
 
ENDÜSTRİYEL İLİŞKİLERİN DEV KADROSU
 
Ülkemizde sanayileşme geç başladığından işçi sınıfının ortaya çıkması da gecikmiştir. Soğuk savaş nedeni ile işçi sınıfı sıkı bir denetim altındaydı ve özgür değildi. O yıllarda işçi ve sendika sorunları ile ilgilenen en önemli merkez bu İçtimaiyat Enstitüsü idi. Sendikacılığımız, işçi hareketimiz cılızdı ama bu enstitünün, önemini bu günlere kadar sürdüren dev bir kadrosu vardı. Bu dev kadroda hepsi Prof. Dr. olan başta rahmetli Orhan Tuna olmak üzere Metin Kutal, Nusret Ekin, Toker Dereli, Sabahattin Zaim, Nevzat Yalçıntaş, Turan Yazgan vardı. O yıllarda işçi hareketi ve sendikacılık konularında konferanslar düzenler ve konunun satırbaşı isimleri sunum yapar ve bu sunumlar enstitü tarafından yayınlanırdı. Bu dev kadronun tümü ülkemizde çalışma yasalarının hazırlanmasında, işçilerin, sendika yöneticilerinin ve işverenlerinin eğitilmesinde çok önemli katkılar sağlamışlardır. Toker, yurda döndükten ve ben sendikalarda çalışıp, günlük gazetelerde yazılar yazmaya başlayınca Orhan Tuna, Toker aracılığı ile benim kürsüde asistan olmamı önerdi. Ben zarımı işçi sınıfı için atmaya karar verdiğimden sayın hocamın önerisini kabul etmedim. Bugün yazdıklarından ve konuşmalarından dolayı dört sendikadan kovulmuş biri olarak “Acaba yanlış mı yaptım?” diye kendimi hâlâ sorgularım.
 
BİLİM SENDİKACILIĞIN ÖNCÜSÜ OLMALIDIR
 
O yıllarda adı sonradan Çalışma Ekonomisi olarak değiştirilen İçtimaiyet Enstitüsü işçi ve işveren sendikacıları ile çok sıcak ilişkiler içinde ve onları aydınlatma konusunda müthiş bir görev yapıyordu. O günlerde sendika yöneticiliği yapanların hemen hepsi bu dev kadronun “rahle-i tedrisinden” geçmiştir. O nedenle o günün sendikacıları günümüz sendikacılarının çok ilerisindeydiler. Sendikacılığımızın bugün yaşadığı sorunların temelinde iyi eğitilmemiş sendika yöneticilerinin varlığı önemli bir nedendir ve kimse bu konu üzerinde durmamaktadır. Toker Dereli bu aydınlatma sürecinde, arkadaşları ile birlikte, çok önemli katkılar sağlamış bununla yetinmeyerek İngilizceye çevirdiği mevzuatımızla, yabancı ansiklopedilere yazdığı makalelerle ve yurtdışı üniversitelerinde hocalık ve yöneticilik yapması ile ülkemizin yurt dışında tanınmasına da öncülük etmiştir. Toker ve arkadaşları bilimin öncülüğünde sendikacılığımızın yüzünü ağartmaya çalışmışlar ve sendikacılığımızın tarihinde yerlerini almışlardır. Toker Hocayı tanımak bir ayrıcalıktı ve ben bu ayrıcalığın keyfini yaşadım. Türk Metal Sendikası büyük bir özveri ile Toker Dereli’nin yazdığı anılarını “Geçmişin Ayak İzleri” başlığı ile yayınlayarak sendikacılığımıza önemli bir hizmette bulunmuştur. Kendilerine teşekkür ederim. Sendikacıların ve gençlerin bu anılardan öğreneceği çok şey var. Kadim dostum sevgili Toker Dereli eline sağlık diyor, sana bin selam ediyor ve sağlıklı, mutlu bir ömür diliyorum. İşçi sınıfı seni unutmayacaktır.
DİĞER HABERLER
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS

47 aydır artan gıda enflasyonu nedeniyle sağlıklı beslenmek lüks oldu.

PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ
PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ

1 Mayıs, 8 saatlik iş günü mücadelesinin bir sonucuydu. ABD’de daha kısa çalışma saatleri tekrar sendikaların gündeminde. Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) 32 saatlik iş haftasını grev ve örgütlenme talepleri arasına aldı.

HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7
HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7

Türkiye’de 47 aydır yükselen gıda fiyatları ile halkın enflasyonu nisanda yüzde 95.7’ye ulaştı.

RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI
RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI

Mehmet Şimşek’in “Rasyonel zemine dönmek zorundayız” anlayışı iyi niyetli ve gerekli bir yaklaşımdır. Ne var ki Türkiye’de bugünkü koşullarda slogan düzeyinde kalmak zorundadır.