TİMREPORT ARAŞTIRMASI OCAK 2012
Su ürünleri ve Hayvansal Mamuller, Tütün, Yaş Meyve ve Sebze, Meyve Sebze Mamulleri, Fındık, Kuru Meyve, Zeytin ve Zeytinyağı, Süs bitkileri, Müteahhitlik ve Lojistik ile ilgili Ocak Ayı İhracatları Araştırması.
SU ÜRÜNLERİ VE HAYVANSAL MAMULLER
Altıparmak Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak, konuya ilişkin değerlendirmesinde, Türkiye’nin en büyük bal ihracatçısı konumunda bulunduklarını ifade ederek, “2011’de bal ihracatımızı 2010 yılına göre yüzde 30 oranında artırdık. Bu yıl da ihracatta büyük hamleler yapmayı hedefliyoruz. Yıllık 100 bin ton bal ihracatı ile dünyanın en büyük bal ihracatçısı olan Çin’e bal satmaya başlıyoruz. 2012 bizim için Çin pazarı ile tanışacağımız ve dinamiklerini öğreneceğimiz bir yıl olacak. Bu yıl Çin pazarında temkinli ve sağlam adımlarla ilerleyip önümüzdeki yıllarda Çin’de daha agresif bir satış stratejisi izlemeyi planlıyoruz.” dedi. Ambalajlı bal pazarının 2011’de yüzde 6 büyüyerek 240 milyon lira ciro büyüklüğüne ulaştığını vurgulayan Özen Altıparmak, pazarda sahibi oldukları yüzde 57’lik pay ile 2011’de de liderliklerini açık ara koruduklarını vurguladı. Altıparmak, “Hedefimiz, 2011’deki 6.000 tonluk bal satışımızı 4 yıl içinde 2 kat artırarak yıllık 12.000 tona çıkarmak.” dedi.
Sektörde planlamalar yapıldı
2012 ürünü sözleşmelerde kullanılacak olan matbu sözleşmeler TAPDK’dan teslim alınarak daha önce söz alınmış olan üreticilere imzalatılmaya başlandı. Ayrıca, 2012 üretimi için sözleşme imzalayan ve çiftçi belgesini getiren üreticilere avans dağıtımına da start verildi. Edekataş ile yürütülen doğal seleksiyon yöntemi ile tescilli tohum elde edilmesine yönelik proje kapsamında 2012 yılında tohum performanslarının gözlenmesi amacıyla demostrasyon alanları belirlendi. 2013 yılında dağıtımı planlanan tohumların genel karakterlerine göre alım merkezlerinin planlaması yapıldı. 2009 yılında bu yana devam eden EZM (Entegre Zararlı Mücadelesi) Projesi, 2012-2013 yılları için daha agronomi ağırlıklı olarak planlanmış ve Agro-Program olarak adlandırılmıştır.
Agro Programın 2012 ve 2013 yıllarını içeren yıllık planları hazırlanarak uygulamaya konuldu. Programda 2012 yılı için deneme çalışmaları ve eksper eğitimleri ön plana çıkıyor. Tüm firma temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirilecek olan projede yapılacak deneme çalışmalarının kriterleri belirlenerek çalışmalara başlandı. Ayrıca firma bazında yapılacak olan eksper eğitimlerinde yaklaşık 225 eksper eğitilecek olup, ilk eğitimlere Ege İhracatçı Birlikleri’nde başlandı. Yine Agro Program kapsamında tüm üreticilere dağıtımı düşünülen “Oryantal Tütün Yetiştirme Teknikleri” kitabının Ege Tütün İhracatçıları Birliği’nin desteği ile basımına başlandı. Kitap, İzmir, Samsun, Basma, Adıyaman (İzmir menşe) ve Katerini menşeleri için ayrı ayrı basılacaktır. Yine tütün alıcısı yabancı müşteriler için İngilizce baskısı da yapılacak.
Satıcı, “Tüm bölge ihracatçılarının işbirliği ile elde ettiğimiz bu başarı bizler için daha büyük hedefler belirlemeyi de beraberinde getirmiştir. Ancak 2012 yılının sıkıntılarla başladığını görüyoruz.” dedi. Bölge ihracatının lokomotifi olan yaş meyve sebze sektörünün yeni yıla iyi bir başlangıç yapamadığına dikkat çeken Satıcı, yılın ilk dönemlerinde toplam sebze meyve ihracatının yüzde 5 azaldığını kaydetti. Bu azalmanın domateste yüzde 10, salatalıkta ise yüzde 20 oranında ihracatı düşürdüğünü aktaran Satıcı, “Dış pazarlarda yaşanan talep daralması özellikle Rusya başta olmak üzere ihracat yaptığımız birçok ülkede siparişlerde azalmaya yol açmıştır. Bu durumda, ihracatçılarımız gerek kalite ile ilgili yaşadıkları sorunlar ve gerekse talep daralmasının oluşturduğu fiyat baskısı nedeniyle zarar ediyorlar.” diye konuştu. Satıcı, ayrıca havaların soğuk geçmesinin sera ürünlerinde verim ve kalite kaybına neden olduğunu, bu durumun da ihracatçın rekabet gücünü olumsuz etkilediğini ifade etti. Ürün fiyatlarının özellikle domateste gerilemiş olmasının da üreticiyi olumsuz etkilediğini vurgulayan Satıcı, şunları kaydetti: “İhracat rekorlarına alışık bir bölgenin temsilcileri olarak bizler söz konusu konjonktürel sıkışıklıkların en kısa zamanda aşılacağına eminiz. Bölge ihracatımıza katkı yapan tüm diğer sektörlerle birlikte yaş meyve sebze sektörü de en kısa zamanda satış grafiğini yukarı yönlü değiştirecek ve 2012 yılı hedeflerimize ulaşmada önemli katkı sağlayacaktır.”
DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, temin ettikleri yeni kaynakla ilgili şöyle konuştu: “EBRD’nin TurAFF Programı’na dahil olmaktan gurur duyuyoruz. Ülkemiz için tarım sektörünün stratejik önemine yürekten inanan ve bu alana yaptığı yatırımlarla liderlik bayrağını büyük bir onurla taşıyan bankamızın, tarım sektörüne verdiği toplam kredi tutarı 2 milyar TL’ye ulaşmıştır. Özel bankalar arasında tarım sektörüne en yüksek tutarda kredi kullandıran bankayız. Önümüzdeki yıllarda da yerimizi koruyarak sektörün finansal ihtiyaçlarını karşılamaya devam edeceğiz. Bu yeni kaynak ile de Türkiye’de tarımsal sanayi alanında faaliyet gösteren KOBİ’lere uzun vadeli yatırım imkânı sağlayarak gelişimlerine destek olmaktan mutluluk duyuyoruz.” EBRD’nin Batı Balkanlar, Doğu Avrupa ve Türkiye’den sorumlu Finansal Kurumlar Direktörü Francis MALİge, söz konusu kaynak ile ilgili şunları söyledi: “Bu proje ile EBRD, Türkiye reel ekonomisinin, özellikle de Türkiye’nin doğusundaki bölgelerinin, gelişmesini desteklemedeki amacını pekiştirmektedir. Bu yeni finansman çerçevesi ile EBRD, bankaların öncelikli sektöre odaklanmalarına ve fonlama alternatiflerini çeşitlendirerek vadelerinin uzamasına yardımcı olmaktadır.”
KURU MEYVE
Kar yağdı kuruyemiş tüketimi arttı
Türkiye’nin 2010 yılı itibariyle 189 milyon 248 bin dolarlık zeytinyağı ihracatı yaptığını ifade eden Ölken, 2011’de 181 milyon 212 bin dolar ihracat rakamına ulaşıldığını söyledi. Ölken, zeytinyağı ihracatının yüzde 4,25 oranında gerilediğini belirterek, şunları kaydetti: “Zeytinyağı sektörünün toplam ihracattan aldığı pay ise 0,13 olarak gerçekleşti. Hatta 2010 yılının aralık ayına oranla 2011 yılının Aralık ayında gerçekleştirilen zeytinyağı ihracatı yüzde 10,57 artış kaydetse bile yıl sonundaki yüzde 4,25’lik gerilemenin önüne geçemedi. Sonuçta zeytin, zeytinyağı sektörü, Türkiye’de ihracatın gruplandırıldığı 24 ana sektör içerisinde ihracatı düşen tek sektör olarak dikkati çekti.” Türkiye’nin 110 ülkeye zeytin ve zeytinyağı ihracatı yaptığını dile getiren Ölken, Türkiye’nin 1 Kasım 2010-26 Ekim 2011 tarihleri arasında en fazla zeytinyağı ihracatı yaptığı ülkenin Japonya olduğunu söyledi. Ölken, Japonya’yı, İran, Birleşik Arap Emirlikleri, Amerika Birleşik Devletleri ve Almanya’nın takip ettiğini ifade etti. Japonya’nın son 10 senedir ciddi bir ithalatçı ülke olduğuna değinen Ölken, şunları kaydetti: “ZZTK adına Japonya’da hedef ülke olarak 2009 yılından itibaren ciddi çalışmalar yapılmakta. Bunun neticesinde ülkedeki Türk zeytinyağı imajı arttı ve de firmalarımızın önü açıldı. Bu trend devam edecek.”
Bağdatlıoğlu’nun ihracat rakamlarına ilişkin verdiği bilgilere göre, 2011 yılının tamamında canlı bitkiler ihracatı yüzde 85, çiçek soğanları yüzde 26, yosunlar ve ağaç dalları yüzde 8, kesme çiçek ise yüzde 3 artış gösterdi. 2011 yılında süs bitkileri sektöründe en önemli ihracat pazarları sırasıyla Türkmenistan, Hollanda, Irak, İngiltere, Almanya ve Azerbaycan oldu. Türkmenistan, Irak, Azerbaycan ve Özbekistan gibi pazarlarda Türk müteahhitlik hizmetlerinin gelişimine paralel olarak canlı bitkiler ihracatı artışını sürdürdü. Canlı bitkiler ihracatında en önemli pazar haline gelen Türkmenistan’a yüzde 109, Irak’a yüzde 184, Azerbaycan’a yüzde 68 artış yaşandı. Önümüzdeki yıl canlı bitkiler ihracatının bu pazarlarda payını arttırmaya devam etmesi bekleniyor. Diğer önemli ihraç pazarları olan Hollanda’ya yüzde 32, Almanya’ya yüzde 21, Ukrayna’ya da yüzde 14 artış görüldü. 2011 yılında sektörün gösterdiği bu başarıya katkısı olan tüm ihracatçılara teşekkür eden Osman Bağdatlıoğlu, “2012 yılında da sektör hedefimiz olan yüzde 30 artış ve 100 milyon dolar ihracat rakamına ulaşacağımıza ve yeni rekorlara imza atacağımıza inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
Türkmenistan’ı inşa ediyor
Sanırım bizde bundan nasiplendik” diye konuştu.Özellikle kurumsallaşmış firmalara Türkmenistan’a gitmeleri için tavsiyede bulunan Tanık, “Korkmasınlar. Geçen yıl 5 milyar dolarlık müteahhitlik hacmimiz vardı. Gidip orada çalışsınlar.” dedi. Önümüzdeki aylar için Cezayir ve Nijerya’dan davet aldıklarını kaydeden Tanık, şunları söyledi: “Cezayir’de ya da Nijerya’da şantiye açmayı planlıyoruz. Fizibilite çalışmaları yapıp bu bölgelerden birine girmeyi düşünüyoruz. İç piyasada bir darlık var. EĞİTİMli, birçok firmamız var. Geçen yıl 150 milyon dolarlık ihracat yapmışız.”NATA İnşaat Ankara’ya içinde 365 gün kayak yapma keyfini yaşatacak yeni alışveriş merkezi projesini de hayata geçirecek. Namık Tanık, “210 milyon dolara yapacağımız projeyle Ankaralılara yılın her günü kayak yaptıracağız.” dedi. Ankara-İstanbul yolunda yapılacak proje 33 bin metrekarelik bir alanda hayata geçecek. 400 konutun yer alacağı projede 20 bin metrekarelik bir de eğlence merkezi bulunacak. Tanık, “Kayak merkezinde 130 metrelik pist uzunluğu olacak. Merkezde yüzde 100 karsız ortamda kayak hissi vereceğiz. Yılın 365 günü 40 derece sıcaklıkta bile kayak yapabileceksiniz.” diye konuştu.
İskenderun Limanının 36 yıl süre ile işletme hakkının Limak Yatırım’a devrine ilişkin imtiyaz sözleşmesi Adalet Bakanı Sadullah Ergin, MALİye Bakanı Mehmet Şimşek, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Özelleştirme İdaresi Başkan Vekili Ahmet Aksu, TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman, Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir tarafından imzalandı. Rixos Otel’de düzenlenen imza töreninde konuşan Yıldırım, bunun bir özelleştirme projesi değil, sadece limanın 36 yıllığına işletme hakkının devri olduğunu söyledi. Buradaki amacın limanın daha verimli çalışması, yatırımların daha hızlı yapılması olduğunu ifade eden Yıldırım, “Burada çalışan 300 işçimiz vardı. Bular TCDD bünyesinde çalışmaya devam ediyor. İşçilerimiz hiç bir hak kaybına uğramadan çalışmalarına devam edecek.” dedi. Limanda yeni istihdam oluşturulacağını anlatan Yıldırım, Limak’ın, 250 kişi daha istihdam edeceğini belirtti. Konteyner kapasitesinin ilk etapta 4 yüzbine, kısa sürede da 1 milyona çıkarılacağını anlatan Yıldırım, limana toplam 250 milyon dolarlık bir yatırım yapılacağını kaydetti.
İskenderun limanının 750 dönümlük alanıyla Türkiye’nin 4’üncü büyük limanı olduğunu anlatan Yıldırım, şöyle konuştu: “Demiryollarına bağlı limanların özelliği limana kadar demiryolu ve otoyol bağlantısının bulunması. Dolayısıyla limana gelen ve sevk edilecek bütün yükler ulusal ulaşım ağına bağlanabiliyor. Limak grubuna düşen buraya belirli uluslararası linerleri bağlamak ve İskenderun’u, ihracat ve ithalatın yapıldığı merkezin ötesinde bir aktarma haline getirmektir. Bu liman buna uygundur. İskenderun, ülkemizin Ortadoğu’ya, Akdeniz’e ve Afrika’ya açılan kapısı olmaya başladı.” Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, beş yıl içinde İskenderun Limanına 250 milyon dolar yatırım yapacaklarını bildirdi. Özdemir, İskenderun Limanı projesinin finansmanı için 6 büyük bankanın yer aldığı konsorsiyumdan toplam 425 milyon dolar tutarında kredi sağladıklarını belirtti. Limak Yatırım’ın en önemli projelerinden biri olan İskenderun Limanı;nda kapasite artırımı ve iyileştirme çalışmalarına derhal başlayacaklarını ifade eden Özdemir, ilk etapta 1,3 milyon TEU’luk konteyner yatırımı yaparak, ilerleyen aşamalarda 3 milyon TEU’ya ulaşmayı hedeflediklerini kaydetti.