Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
24 Mayıs 2013
THY GREVİNDE BASKILAR HUKUKSUZDUR!

Önce ÇAYKUR daha sonra THY grevi devletin sendikal hak ve özgürlükleri yok sayan yaklaşımını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Örgütlenmek, haklarını almak isteyen işçilerin devletin kolluk güçleri tarafından engellendiği birçok örnek yaşanmıştır.

THY GREVİNDE BASKILAR HUKUKSUZDUR!

Önce ÇAYKUR daha sonra THY grevi devletin sendikal hak ve özgürlükleri yok sayan yaklaşımını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Örgütlenmek, haklarını almak isteyen işçilerin devletin kolluk güçleri tarafından engellendiği birçok örnek yaşanmıştır.

YÖRSAN’da, Sinter Metal’de, Hey Tekstil’de yaşananlar bu örneklerden sadece birkaçıdır. Emekçilerin yasalarda yer alan hakları için dahi bir araya gelmelerini hazmedemeyen devletin, kendi yönetimi altında bulunan işyerlerinde yaşanan hak mücadelelerine karşı gösterdiği baskı ve şiddeti daha da artmaktadır. Devletin emekçilerin hak arayışına karşı baskı ve şiddet içeren tavrı birçok fabrika ve işyerinde görünmez iken Türkiye’nin en büyük uluslararası havaalanı olan Yeşilköy’de ayan beyan gözler önüne serilmiştir.

Grev hakkını kullanmak isteyen işçilerin eylemini engellemek için Yeşilköy Atatürk Havalimanı askeri darbe dönemlerinde bile görülmedik biçimde polis ablukası altına alınmıştır. Grevi gözlemek ve işverenin grev kırıcılığı yapması durumunda bunu yargıya taşımak için grevci işçilerin bulunması gereken yer; üretimin veya hizmet sunumunun yapıldığı işyerlerinin önüdür. Oysa grevdeki THY işçileri, hizmet faaliyetlerinin gerçekleştiği yerin çok uzağında Genel Merkezin yanında bir yerde beklemeye zorlanmışlardır. Diğer hak mücadeleleri gibi THY grevinde de devlet, uyguladığı baskı ve şiddet içeren tavrıyla gerek iç hukuka gerekse uluslararası mevzuata aykırı davranmaktadır.

Örneğin Anayasanın 49. maddesinde "Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır" hükmü yer almaktadır. Sanayi kapitalizminin uygulanageldiği yaklaşık 200 yılda görülmüştür ki; çalışanların hayat seviyelerini yükseltebilmeleri ve çalışma barışının sağlanabilmesini yegane yolu kolektif hakların özgürce kullanılması ve özellikle de grev uygulamalarıdır. Yine Anayasanın 90. maddesine göre "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir.

Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz." Türkiye başta ILO’nun 87 ve 98 sayılı sözleşmeleri olmak üzere grev hakkını da içeren sendikal hak ve özgürlüklere ilişkin birçok uluslararası sözleşmeye imza atmıştır ve bunları uygulamakla yükümlüdür. Tüm anayasal düzenlemelere karşı devlet erkini kullananların hak arayan emekçilere yönelik baskıcı tutumu Ekim 2012’de çıkartılan 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu iş Sözleşmesi Kanunu’na da yansımıştır. Sendikal özgürlükleri ve hak arama hürriyetini Anayasanın yukarıda belirtilen hükümlerine de aykırı biçimde sınırlandıran bu yasa, THY yönetimi tarafından grevi kırmanın yeni bir yolu olarak kullanılmak istenmektedir.

Bu bağlamda THY yönetimi, 6356 Sayılı Yasa’nın "Taraflardan birinin veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının başvurusu üzerine mahkemece, grev hakkı veya lokavtın iyi niyet kurallarına aykırı tarzda toplum zararına veya milli servete zarar verecek şekilde kullanıldığının tespit edilmesi halinde, uygulanmakta olan grev veya lokavtın durdurulmasına karar verilir" ifadesinin yer aldığı 72. maddesine dayanarak grevi yasa dışı göstermeye çalışmaktadır. Oysa burada hukuk dışı olan Anayasa ve Anayasada belirtilen uluslararası sözleşmelere aykırı biçimde düzenlenmiş olan 6356 sayılı Yasa’nın kendisidir.

Bu durumda Anayasada yer alan hükümler yasalardan üstün olduğuna göre dikkate alınması gereken Anayasanın 49. maddesi ve 90. maddede belirtildiği üzere imzalanmış olan uluslararası sözleşmelerdir. Yani THY yönetiminin iddia ettiği gibi grev uygulanması yasa dışı değildir. Yasalara ve hukuka aykırı olan THY işçisinin dayanakları son derece meşru olan grevini kırmaya çalışan devlet ve THY yönetiminin emekçi karşıtı tutumudur(l) Devlete ve işverenlere kendi oluşturdukları burjuva hukukunu bile çiğneyerek emekçilerin en temel haklarını ihlal etme cesaretini veren hiç şüphesiz işçi sınıfının gücünü ortaya koyamayacak ölçüdeki dağınıklığıdır. İşçi sınıfının mücadele gücünü zayıflatan bu dağınıklığın nedeni olarak sendikaların sınıf perspektifinden uzaklaşmaları başta olmak üzere birçok etken sayılabilir. Emekçilerin haklarını gerileten birçok yasa gibi 6356 sayılı Yasa çıkarken gerekli mücadelenin yapılmamış olması; THY grevinin diğer sendikalar tarafından sadece göstermelik düzeyde desteklenmesi gibi somut eksiklikler işte(!) bu etkenlerin sonucudur. 

DİĞER HABERLER
ÇALIŞMA BAKANLIĞINA ÇAĞRI
ÇALIŞMA BAKANLIĞINA ÇAĞRI

Ürdünlü şirketin 2021’de satın aldığı Polonez fabrikasında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası hiçe sayıldı. Önce sendikalı 13 işçi, sonra ona destek olan 100 işçi ekmeklerinden edildi. Emekçiler, bu kanunsuzluğa göz yumulmamasını istedi.

POLONEZ’DE İŞÇİ KIYIMI
POLONEZ’DE İŞÇİ KIYIMI

İstanbul Çatalca’da Polonez fabrikasında Tekgıda-İş’e üye olmalarının ardından 22 Temmuz’da 13 kişiyle başlayan işten çıkarmalar önceki gün 100’ü aştı.

İŞ GÜVENCESİ VE İŞTEN ÇIKARMADA GEÇERLİ NEDENLER
İŞ GÜVENCESİ VE İŞTEN ÇIKARMADA GEÇERLİ NEDENLER

İşyerimizde yaşı ve özel durumu itibariyle işten ayrılmak isteyen bir kadın çalışanımız var. İşverenimiz bu kişiye tazminatlı olarak çıkış yapmak istiyor ve ödediği tazminatı kanuni olarak da göstermek istiyor. Bu durumda iş kanununun hangi maddesine istinaden çıkış işlemini yapabiliriz?

BASIN AÇIKLAMASINA ÇAĞRI
BASIN AÇIKLAMASINA ÇAĞRI

İstanbul Çatalca’da kurulu bulunan Polonez Fabrikasında işveren, daha iyi bir ücret alabilmek ve insana yaraşır koşullarda çalışabilmek için sendikaya üye olan işçilerden 13’ünü işten çıkardı.