TEKEL işçilerinin, 4-c´li çalışma dayatmasına karşı verdiği direnişe destek olmak için 9 Ocak 2010 tarihinde Torbalı´da yapılan basın açıklamasına katılan 34 kişiye açılan davanın ilk duruşması dün görüldü.

       TEKEL işçilerinin, 4-c’li çalışma dayatmasına karşı verdiği direnişe destek olmak için 9 Ocak 2010 tarihinde Torbalı’da yapılan basın açıklamasına katılan 34 kişiye açılan davanın ilk duruşması dün görüldü.

       EĞİTİM Sen, Tek Gıda-İş, Anadolu Alevileri Derneği, BDP gibi çeşitli sendika, dernek ve siyasi parti temsilcilerinin de aralarında bulunduğu 34 kişi hakkında, 2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu uyarınca hapis cezası ve TCK’nın 53/1 maddesinde yazılı tedbirlere (Memuriyetten men, siyasal hakların engellenmesi vb.) hükmolunması talep edilmişti.

UCUBE DEMOKRASİ

       Torbalı Adliyesinde görülen duruşma öncesi, EĞİTİM Sen Torbalı Temsilciliği tarafından Adliye önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamada konuşan EĞİTİM Sen Temsilcisi Nuri Önder, eyleme katılan 700-800 dolayındaki kişiden 34 kişiye dava açılmasının manidar olduğunu dile getirdi. Seçim meydanlarında AKP’nin ve Başbakanın her fırsatta sadaka dağıtır gibi demokrasi ve iş güvencesi dağıttığını ifade eden Önder, "Ama aynı AKP ve Başbakan TEKEL işçilerine destek eylemini suç saymıştır. Başbakanın ileri demokrasi diye tarif ettiği demokrasinin ne kadar ucube bir demokrasi olduğunun göstergesidir" dedi. Önder, herkesin kendisini özgürce ifade edebildiği ve geleceğine güvenle bakabildiği bir demokrasi istediklerini belirtti. Açıklama sırasında, "Ucube değil, gerçek demokrasi", "Yaşasın işçilerin birliği hakların kardeşliği" sloganlan atıldı.

İFADE VERDİLER

       Ardından Adliye binasına giren kurum temsilci ve üyelerinin duruşmasına başlandı. 34 sanıktan 24’ü duruşmada hazır bulundu. Kimlik tespitinin ardından ifadeler alındı. Sanıklar ifadelerinde, özelleştirmeye ve 4-c uygulamasına karşı destek olma amacıyla eyleme katıldıklarını belirttiler. 4c’nin kamu emekçileri açısından da tehlike oluşturduğuna dikkat çektiler. "Orada olmamız gerekiyordu. Böyle bir eyleme katılmaktan onur duyduk" dediler. Dava 16 Eylüle ertelendi.