Hükümet, 4 Şubat’ta yayımlanan karar uyarınca bu yıl 4-C statüsünde kamuda, toplam 36 bin 215 işçi istihdam etmeyi hedeflemişti. Ancak, Tekel işçisinin Danıştay’da açıp kazandığı dava, Hükümetin tüm bu planlarını alt üst etti.

Hükümet, 4 Şubat’ta yayımlanan karar uyarınca bu yıl 4-C statüsünde kamuda, toplam 36 bin 215 işçi istihdam etmeyi hedeflemişti. Ancak, Tekel işçisinin Danıştay’da açıp kazandığı dava, Hükümetin tüm bu planlarını alt üst etti.

2010 yılında kamuda istihdam edilecek personel sayısını belirlediği ve 4 Şubat’ta Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu kararında; bu yıl 4-C statüsüne geçirilecek işçi sayısı da belirtiliyordu. Bu Bakanlar Kurulu kararına göre, kamuda 2010’da toplam 36 bin 215 4-C’li istihdam edilecekti. Bu sayının yaklaşık 19 bini mevcut 4-C’liler. 12 bin kadarıysa Tekel’den 4-C’ye geçirilecek olan işçilerdi. Geriye kalan 5 bin kadar 4-C kadrosuysa, özelleştirilmesi planlanan şeker fabrikalarına ayrılmıştı.

Hükümetin nihai hedefiyse, kamudaki toplam 4-C’li sayısını 120 binlere yükseltmek. Personelden sorumlu Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı bunu açık açık dile getirmişti.

Tekel işçisinin kararlı direnişi, bu planları da alt üst etti. Danıştay’da açılan davalar, Hükümetin, bu yıl 4-C’ye geçireceği işçi sayısı hedefini de saptıracak gibi görünüyor.

Eğer Danıştay, Tekel işçisini haklı bulursa ve özlük haklarıyla başka kuruluşlara gönderilmesi yönünde bir karar alırsa; Hükümetin bu yıl için öngördüğü 4-C hedefi tutmayacak. Ve alınacak karar emsal teşkil edeceğinden; bir daha hiçbir özelleştirme veya kapatma mağduru 4-C’ye gönderilemeyecek! Bu bir anlamda, 4-C’yi tarihe karıştıracak ve işçiler açısından hukuk zaferi olacak!