‘TEKEL DİRENİŞİ’YLE NELER KAZANDIK…
Tekel işçilerinin Ankara’da kara soğuğa, kötü koşullara aldırmadan yürüttükleri direnişin (Türkiye yakın tarihinin ne yazık ki işçi hakları, işçi örgütlenmesi ve başarılı direnişler açısından pek parlak bir görüntü çizmediğini de göz önünde bulundurursak) şimdiden önemli bir başarı olarak tarihe geçtiğini söyleyebiliriz.
Tekel işçilerinin Ankara’da kara soğuğa, kötü koşullara aldırmadan yürüttükleri direnişin (Türkiye yakın tarihinin ne yazık ki işçi hakları, işçi örgütlenmesi ve başarılı direnişler açısından pek parlak bir görüntü çizmediğini de göz önünde bulundurursak) şimdiden önemli bir başarı olarak tarihe geçtiğini söyleyebiliriz.
Uzun zamandan beri ilk kez, geniş bir toplumsal arka plandan destek alabilmiş olan bir direnişle karşı karşıyayız. İşçiler bu büyük desteği görünce daha dirençli davranabildiler. Bu tür direnişlerde toplumsal desteğin ve kamuoyunun sahip çıkmasının son derece önemli ve tayin edici olduğunu biliyoruz.
Tekel işçilerinin direnişi, ilk başlarda, hükümet tarafından da muhalefet tarafından da çok önemsenmedi. Çünkü bugüne kadarki deneyimlerde bu tür talepler, istekler bir süre sonra sönümleniyor, işçiler bir şey elde edemedikleri gibi dağılıp gidiyorlardı.
Bu kez öyle olmadı. Tekel işçileri direnerek bir mevzi yarattılar. Bu mevzi giderek genişledi. Sonuç alacak kadar etkili oldu. Tabii bunun işçilerin direnişinin ötesinde de önemli nedenleri var.
***
AK Parti iktidardaki 8. yılına giriyor.
Bu kadar uzun süre işbaşında kalmak kaçınılmaz olarak bir yorgunluğa yol açıyor. İktidar partisi son dönemde karşılaştığı ağır sorunlarla başetmekte zorlanıyor. Örneğin önce ‘Kürt açılımı’ adıyla başlayan, sonra ‘Demokratik açılım’ adını alan kritik projede, hükümetin bir kilitlenme yaşadığını net bir şekilde gördük.
Güneydoğu’dan umut verici sesler gelmiyor. AK Parti, daha önceki kendine güvenen tutumunu terk etmiş gibi görünüyor. O bölgede, daha önce de olduğu gibi, ‘asayiş kuvvetleri’ hüküm sürüyor. Polis, asker yöredeki siyasetçileri, belediye başkanlarını gözaltına alıp operasyon yapıyor, ‘yargı’ kurumu da kitle tutuklamalarıyla onlara destek veriyor.
Ordu-siyaset ilişkisindeyse durumlar ‘gri’ renkte görünüyor. Her gün ordu içinden darbe hazırlıklarına ilişkin belgeler ortalığa dökülüyor. Darbecilerin üstünde çalıştıkları ‘eşsiz’ senaryolar birer birer gün yüzüne çıkıyor.
Hükümet, orduyla ‘bir küskün, bir barışık’ şekilde ilişkileri götürmeye gayret ediyor. Hatta ortaya çıkan son belgelerden, darbe planlarının ortaya dökülmesinden rahatsızlık duyulduğu yönünde mesajlarla bile karşılaşıyoruz. Başbakan Tayyip Erdoğan, ‘bizi gaza getirmeyin’ diyerek, frene bastıklarına ilişkin çıkışlar yapıyor.
İktidarın yorgunluğu, muhalefeti daha canlı hale getiriyor. Uzun süreden beri ilk kez muhalefet güçleri, Tekel işçilerinin direnişinden bir enerji elde ettiler. İlk başta dikkat çekmeyen direniş önce toplumsal katmanlarda, sendikalarda, sivil toplum örgütlenmelerinde hareketlenmeye neden oldu. Ardından muhalefet de bu dalgaya
destek vermeye başladı.
***
Tekel işçilerinin direnişi, içeriğinin çok ötesinde bir anlam kazandı. Öyle olduğu için de, geniş bir destek buldu. Bu direnişin etrafında AK Parti’ye kızan tüm çevrelerin toplanmakta olduğu göze çarpıyor. Örneğin Talasemi hastalığından çocuğunu kaybeden işçi Batmanlı. O yöreden direnişe epeyce geniş bir destek olduğu anlaşılıyor.
Ezcacılar, mühendisler, avukatlar, doktorlar, kamu emekçileri hükümetle kıyasıya bir mücadele içindeler. Hak kaybına uğradıklarını söylüyorlar. Bunun için kitlesel gösteriler yapıyorlar.
İşte böyle bir ortamda Tekel işçileri canlarını dişlerine takıp direnince, bir güç odağı ve birleşme noktası haline geldiler.
Tekel işçileri taleplerinin ne kadarını elde edebilirler, ne kadarını elde edemezler onu kestirmek kolay değil. Ayrıca Tekel işçilerini desteklediğini söyleyenlerin ne kadarının onların talepleriyle samimi olarak ilgilendiğini, ne kadarının sırf AK Parti’ye öfkeleri nedeniyle bu desteği verdiğini kestirmek oldukça zor.
Tekel işçilerinin direnişi, hak arama konusunda, örgütlü mücadele konusunda son yıllarda artan umutsuzluğa karşı bir işaret fişeği gibi oldu. Toplum ve siyasetteki derin kamplaşma nedeniyle, düşündüklerinin çok ötesinde bir etki yaptılar. Uzun zamandan beri görmediğimiz, hissetmediğimiz şeyleri gösterdiler, hissettirdiler. Tekel işçilerine başarılar diliyorum. Teşekkür ediyorum.