Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
31 Ocak 2010
TEKEL DİRENİŞİNİN OMUZLADIĞI ‘HAK DERSİMİZ’

Tekel işçilerinin hak talebini adaletin terazisinden alıp ´maliyet hesabına´ yatıran devlet, demokrasi, sosyal haklar ve özgürlüklerin de artık piyasaya dahil olduğunu itiraf etti.

TEKEL DİRENİŞİNİN OMUZLADIĞI ‘HAK DERSİMİZ’

Tekel işçilerinin hak talebini adaletin terazisinden alıp  ‘maliyet hesabına’ yatıran devlet, demokrasi, sosyal haklar ve özgürlüklerin de artık piyasaya dahil olduğunu itiraf etti.
Tekel işçilerinin özlük hakları, büyük neoliberal işletme tarafından ‘arkaik’ ve ‘yüksek maliyetli’ bulunmuştu.

Patronaj şivesi kullanarak ‘ziyadesiyle merhametin çıkardığı maraz’ ifadeleri vatandaşla olan iş akdinin feshiydi.
Meğerse devletle aramızdaki vatandaşlık bağı gerçekten çok ‘ekonomik!’ bir ilişkiye dönmüştü.

Cümbür cemaat epeydir piyasanın esirgeyici gücüne bırakılmıştık. 
Hapishaneleri dahi özelleştiren  ‘asri dinamikler’, ‘vatandaşlık haklarını’ da özelleştirme kapsamına almıştı.

‘Hakların’ akıbetini, temsil ettiği ekonomik mahiyet ya da maliyete göre ‘piyasa gücü’ tayin ediyordu.
Piyasalara uyumlu ‘vatandaşlık konumuyla’ ıskartaya çıkarılmış ‘maliyet çağrıştıran vatandaşlık’ ayrıştırılmıştı.

Değişen vatandaşlık tarifimiz ve devletle sözleşmemizin bitişinden Tekel direnişiyle haberdar olacaktık.
Ve onları 47 gün izlerken ‘vatandaş ve devlet bağını’ gözden geçirecektik.
Haklarından başka ‘tek kuruş’ istemeyen Tekel işçileri ‘halkın parasını çarçur etmekle’ itham edilirken, yakından bakan her göz için  ‘ahlaki olanı da’ işaret ediyorlardı.
Ülkemizin metruk ideolojilerini dışlayarak, muktedir şinas parazitlere mesafelerini koyarak  sahici sivil ve demokratik hareket sergilediler.

Vatandaş kimliği ve özlük haklardan başka bir dayanağa itibar etmediler.
Ne mazlumluğa tenezzül ettiler ne de sosyal sadakaya razı geldiler.
Piyasa zehriyle dopdolu küçük çıkarcı beslemelerinin ‘ücretlerini beğenmiyorlar bunlar’sataşmalarına özlük hakkıyla, çıkar arasındaki haysiyet farkını fark ettirdiler. 
Hakları olanı boyunlarını eğerek değil, çenelerini kaldırarak talep ettiler.
Haklarının ulufe değil adil paylaşımdan geçtiğini sıkı sıkıya vurguladılar.
 Demokratiklik ve sivillik iddiasındaki  yaklaşımların içerdiği ‘iktidar ve militarizmden’, fersah fersah uzaktaydılar.

Kendi dayanışmaları içinden bir ‘otorite!’ çıkartıp onun peşine takılmadılar, hepsi ‘özgün emek hikayesinin kahramanı’ gibiydi.
Ama direnişlerindeki bütünlük kaya misaliydi. 

Mağduriyet manzumeleriyle kan dolaşımı yükseltilen ülkemizde sükunet ve tevekkülle 47 günü naylon çadırlarda ‘dayanışma’ içinde geçirdiler.
Yoksulluğun sokaklarında ‘yardım paketi kapma’ kavgasına girişenlere ‘haklarının’ kavgasını gösterdiler.
Hanidir ‘onurundan’ sökülmüş yakınan ‘çaresizlik’ naylon çadırdaki ‘insan haysiyetine’ kavuştu.

‘İnsan gibi yaşama hakkının’ ne milliyetçiliğin sert virajlarından ne de etnik milliyetçiliğin dar boğazlarından geçmediğinin delaleti oldular. Ötekisi olmayan nicedir hasret kaldığımız ‘ülke insanımızın’ yüzünü gördük.
Demokrasinin insani çalışma koşulları ve haklarıyla kendini kuracağının ihtarını çektiler.   

Sayelerinde devletin vatandaşına ‘merhamet’ ifadeli hitabının  devlet kimliğini örselediğine tanık olduk.
Piyasanın bize biçtiği ekonomik değerin yanında başka bir değerimiz de vardı.
Böylesi, hak mücadeleleri kazanmak ve kaybetme muhasebesinin ötesinde  bizleri ‘kolektif vicdana’ kavuşturarak,
işler ve işlemler aleminden kurtaran ‘insanlık dayanışmasıydı.’     
Görenler gördü, anlayanlar anladı…

Çürümüş dünyamıza naylon çadırlardan esen tazeliğe ve zindeliğe hepimiz yer açmalıydık.

Kaynak: Akşam Gazetesi

DİĞER HABERLER
TARIMDA ÜRETİCİ ENFLASYONU MARTTA YÜZDE 61,87 OLDU
TARIMDA ÜRETİCİ ENFLASYONU MARTTA YÜZDE 61,87 OLDU

TÜİK verilerine göre, tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım-ÜFE) martta yıllık yüzde 61,87, aylık yüzde 5,57 arttı.

NAS BİLANÇOSU KEŞKE YALNIZCA 818 MİLYARLIK TCMB ZARARI OLSAYDI
NAS BİLANÇOSU KEŞKE YALNIZCA 818 MİLYARLIK TCMB ZARARI OLSAYDI

Merkez Bankası’nın 2023 yılını 818 milyar lira zararla kapatması aslında sürpriz olmadı. Bilançodan hareketle yılın zaten 800-850 milyar lira arasında zararla kapatılacağı görülüyordu.

AÇLIK SINIRI ASGARİ ÜCRETE DAYANDI
AÇLIK SINIRI ASGARİ ÜCRETE DAYANDI

Martta açlık sınırı 16 bin 646 TL, yoksulluk sınırı 57 bin 578 TL Günlük maliyet 555 TL

GIDA ENFLASYONUNDA OECD’Yİ 13’E KATLADIK
GIDA ENFLASYONUNDA OECD’Yİ 13’E KATLADIK

Türkiye, şubat ayında yüzde 71.1 ‘e ulaşan gıda enflasyonuyla dünya ülkelerine fark attı.