Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
05 Şubat 2014
TAŞERON İŞÇİLERİNİN ÖRGÜTLENMESİ VE SERAMİK SEKTÖRÜNDE SLİKOZİS

Sendikacılar, taşeron işçilerini örgütlemiyor, sorunlarıyla yeterince ilgilenmiyor. Çoğu sendikanın o işyerindeki varlığı, Hükümetin, o özel şirket işvereninin ya da Belediye Başkanı´nın rızasına bağlıdır.

TAŞERON İŞÇİLERİNİN ÖRGÜTLENMESİ VE SERAMİK SEKTÖRÜNDE SLİKOZİS

Sendikacılar, taşeron işçilerini örgütlemiyor, sorunlarıyla yeterince ilgilenmiyor. Çoğu sendikanın o işyerindeki varlığı, Hükümetin, o özel şirket işvereninin ya da Belediye Başkanı’nın rızasına bağlıdır. Sendikacılarımız, işçiyi işveren egemenliğinden koparamamış, sınıf bilinci verememiş, işverene rağmen örgütlenememiştir. Kendi üyesini işveren baskısına karşı korumakta zorlanan sendika, işverenin sendikalaşmasını istemediği taşeron işçisini örgütleyerek elindeki üyeden de olmak istemiyor. Taşeron işçisinin sözleşmeli çalışıyor olması, sendikalı olmalarını ürküten başka bir etmen. Taşeron işçisi için geriye demeklerde örgütlenmek kalıyor. Onların da başvurdukları yol bu. Her yerde işçi dernekleri kuruluyor artık. İskenderun, Eskişehir, Çorlu, Lüleburgaz, Denizli ve Zonguldak’tan sonra Bursa’da da derneklerini kurdular. Sırada başka il ve ilçeler var. Görüştüğümüz dernek başkanları, "bir derneğin o il sınırlarındaki işçilerin tamamına yetmeyebileceğini, bazı ilçelerde de kurmak gerekebileceğini" söylüyorlar. Başarılar diliyoruz.

Yıldırım Koç hocamızla, geçtiğimiz hafta sonu Zonguldak’ın Kandilli beldesinde, sonra Eskişehir ve Bozüyük’te idik. Kandilli’de Armutçuk kömür madeni ocağı var. Ocak, Zonguldak’ın diğer ocaklarında olduğu gibi çürümeye terk edilmiş. Yıllardır yatırım yok. İşçi sayısı da öyle… 1990’larda 11 bin işçi çahşıyorken 1202 işçiye düşürülmüş. Taşeron buraya da girmiş. Yardımcı işler bir yana, asıl işler de taşerona verilir olmuş. Taşeron işgalinden ürken işçi "yeter" diyor artık. 2 hafta önce birleşen 2 vardiya, 600 işçi ile yürümüş, müessese müdürünün kapısına dayanmış. Kandilli’de her sokakta, terkedilmiş, harabeye dönmüş işyerlerini, evleri görebilirsiniz. Cumhuriyetin yıkıldığı, yıkıntıya dönmüş evlerde ayan beyan görünüyor.
Eskişehir Taşeron İşçileri Derneği’nin davetlisi olarak Yıldırım Koç, Harb-İş Eskişehir Şube Başkanı Hasan Atak ve ben konuşmacı idik. Harb-İş, bir yıl kadar önce taşeron sistemine son verilmesi için imza kampanyası yapmış. Hasan Başkanın anlattıkları ibretlikti. "Bizim işyerlerinde taşeron yokken bu işlerle uğraşmamıza şaşırmış, ‘sana ne Başkan. Taşeron olan yerler uğraşsın’ demişler. "Diğer sendikacılardan bile bu lafı duyduk" diyor. 30 yıllık acı bu. "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diyenler yüzünden, yılanın sokmadığı kimse kalmadı.
Bozüyük’te, seramik sektöründe çalışan bir işçi anlatıyor. Fabrikalarında 1000 kişi çalışıyormuş. Her altı ayda bir, işyerinde röntgene girer, sağlık kontrolünden geçerlermiş. İşyeri kontrollerine göre bütün işçiler zımba gibi. Derken aniden hastalanması üzerine, bu kez işyeri doktoruna değil, hastaneye gitmiş. Kontroller ve röntgen… "slikozis hastalığına yakalanmışsın" demişler. "İşyerindeki röntgende neden çıkmadı" diye kafasmda sorular… Hastalığının ciddiyeti artmış, nefes yetmezliği başlamış. İşyeri kontrolüne güvenmeyen diğer işçiler de hastanelere gitmiş. Bakmışlar ki, slikozis hastalığına yakalanan sayısı meğer 60 kişi. Fabrikadaki bin kişinin hepsi taransa, belki de yüzlerce kişinin hasta olduğu görülecek. Çoğu seramik fabrikasında fıltrelemenin yetersiz olduğunu, ucuz ve yetersiz fıtreleme yoluna kaçıldığmı örneklerle anlatıyor. "Sadece üretimdekiler değil, üretimin içinde olmayan forklifçi ve formen bile hastalandı" diyor. Maske diye verilen ise, bezden bir ağız bandı imiş. Anlattıkça bir acı saplamyor içimize.
Seramik sektörünü yakından tanıyan bir teknik uzman söze giriyor. "Kamuoyu, slikozis hastalığını kot taşlamacılarla tamdı ve sadece onların yakalandığı bir meslek hastalığı olarak bilinir. Oysa seramik ve çimento sektöründeki slikozis hastaları, tamamı denizin altındaki dev bir buz kütlesidir. Nolur gün yüzüne çıkarın" diyor. Seramik ve çimento sanayindeki yüzlerce fabrikada çalışan on binlerce işçi, ölümcül hastalığın kol gezdiği ortamda çalışıyorsa, pahalı diye filtre takmaktan kaçımlıyorsa, maske diye bez bandı veriliyorsa, işyerindeki sağlık kontrolleri yetersiz ve göstermelikse, sendikalar ne iş yapar? Sendikacının görevi gözlerini kapatmak mıdır? Hükümet ne işe yarar? Devletin görevi üretimin sağlıklı ve güvenilir ortamda yapılmasını sağlamak değil midir?

DİĞER HABERLER
ESKİDEN İŞÇİLER NASILDI?
ESKİDEN İŞÇİLER NASILDI?

Benim işçilerle doğrudan ilişkim 1972 yılında başladı. “Eski işçi” dediğimde benim bildiklerim bu yılların işçileridir. Ancak tabii ki daha öncenin işçileri de, “iyice eski işçiler” de var.

FRİTO LAY’DE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI
FRİTO LAY’DE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI

Sendikamız ile Frito Lay arasında şubat ayında başlayan yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlandı.

IUF KADIN KOMİTESİ TOPLANTISINA KATILDIK
IUF KADIN KOMİTESİ TOPLANTISINA KATILDIK

Sendikamızın üyesi olduğu Uluslararası Gıda, Tarım, Otel, Restoran, Yemek Hizmetleri, Tütün ve Bağlantılı İşler İşçileri Örgütleri Birliği’nin (IUF) Kadın Komitesi toplantısına Doğu Akdeniz Bölgesi Başkanı olarak katıldık.

PINAR SÜT VE PINAR ET’TE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI
PINAR SÜT VE PINAR ET’TE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI

Sendikamız ile Pınar Süt ve Pınar Et arasında şubat ayında başlayan yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlandı.