Ocak ayındaki enflasyon tüm finansal yatırım araçlarını ezip geçti. Hiçbir yatırım aracı enflasyonun üstünde getiri sağlayamadı.

Önemli olan artık bu yıl… Mevcut faizle mevduat ve iç borçlanma senedinin reel kazanç sağlaması mümkün değil.

Diğer yanda yaklaşık iki aydır yatay giden dövizin yayı fazla gerildi, aman dikkat!

Parasızlık bir dert; tasarruf edip üç kuruş biriktirmek ayrı bir dert… O tasarruf nasıl korunacak; enflasyonun etkisinden kurtulmak nasıl mümkün olacak ya da olabilecek mi, kafa yor dur!

Tasarrufunu döviz cinsinden değerlendirenler iki aya yaklaşan yatay gidiş karşısında bir gün dövizin yeniden artış göstereceğini bekliyor.

Türk Lirası’nda duranlar aslında ne yapacağını pek bilemiyor. Bir yandan bankadan aldığı faize bakıyor, diğer yandan enflasyona; fena halde zararda olduğunu görüyor ama nereye gideceğine bir türlü karar veremiyor. Bir karara varabilenler bankadan uzaklaşıp başka araçlara yöneliyor. Bir kısmı altın alıyor, bir kısmı “Acaba döviz mi” diye düşünüyor, elinde yüklü miktarda parası olanlar ise gayrimenkulü tercih ediyor. Ama hala ne yapacağını bilemez şekilde TL’de duranlar hiç az değil.

Kur korumalı mevduata geçen de var tabii ki; ama tutarı tam olarak bilemiyoruz. Bölük pörçük açıklamalar dışında ne Merkez Bankası’nın ne BDDK’nın web sayfalarında bu konuda veri yer alıyor. Bizde vade kavramı kısa olduğu ve kısa süreli alış satışlarda genellikle zarara uğranıldığı için hisse senedi piyasası hala pek cazip görünmüyor.

TASARRUF SAHİBİ KÖŞEYE SIKIŞTI

Teşbihte hata olmazmış. Tasarruflar kedi gibidir, öyle köşeye fazla sıkıştırmaya gelmez. Kediyi sıkıştırırsanız, bir bakarsınız hiç ummadığınız bir anda müthiş bir çeviklikle saldırıvermiş, baskı altında tuttuğunuzu zannederken kendine bir yol bulmuş ve oraya yönelmiş, fırlamış gidiyor.   Tasarruflar da bir süredir köşeye sıkıştırılmış kedi gibi. Şimdilik tutuyorsunuz tutmaya da bir süre sonra saldırı kaçınılmaz olacak. Su akacak, yolunu bulacak. Tasarruf sahibini hapsettiğiniz bent yıkılacak.

Dikkat edin yay fazla gerilmeye başladı.

Yayı ne kadar gererseniz ok o ölçüde ileri fırlar.

OCAK TAM BİR HÜSRAN AYI

TÜİK finansal yatırım araçlarının ocak ayındaki getiri oranlarını açıkladı. TÜİK’in açıklamasında hem nominal getiriler hem de Yİ-ÜFE ve TÜFE artışından arındırılmış reel getiriler yer alıyor. Biz TÜFE artışından arındırılmış reel getiri üstünden bir tablo hazırladık.

Tabloda mevduat, hisse senedi, dolar, Euro, altın ve DİBS’teki aylık, üç aylık, altı aylık ve yıllık reel getiriler yer alıyor. Sarı kutular reel kayba, mavi kutular ise reel kazanca işaret ediyor.

İşte ocak ayı itibarıyla oluşan durum…

Birinci gerçek; ocak ayında hiçbir yatırım aracından reel getiri sağlanamamış. Kayıplar da öyle düşük oranlarda değil; yüzde 8’in üstünde.

İkinci gerçek; mevduat ve devlet iç borçlanma senedinde yalnızca ocak ayında değil, tüm dönemlerde kayıp var. Mevduatı tercih eden son bir yılda 100 lirasının 23 lirasını, iç borçlanma senedini tercih eden ise 100 lirasının 33 lirasını enflasyona kaptırmış.

Üçüncü gerçek; bir aydan daha uzun vadelerde hisse senedi, döviz ve altında reel getiri var. İstisna borsadaki yıllık getiri. Borsa yatırımcısı son bir yılda reel kayba uğramış.

BUNDAN SONRA NE OLUR?

Mevduatın faizi ve iç borçlanma senedinin getirisi belli. Bugün gider hesap açtırırsanız ya da borçlanma senedi alırsanız hangi vadede ne kazanacağınızı biliyorsunuz.

Diğer araçlarda nasıl bir getiri oluşacağını kestirebilmek ise neredeyse mümkün değil.

Ama yazımızın ana bölümünde değindiğimiz gerçeği bir kez daha hatırlatalım. Yay çok fena geriliyor.

Bu köşede dün yazdık; ocak ayında kur korumalı mevduat hesabını tercih edenlerin eline nisanda muhtemelen yalnızca yüzde 4 dolayında faiz geçecek. Faizden daha fazla arttığı takdirde kur artışı farkı ödenecek ama kurun artmaması için de elden gelen yapılıyor.

Dövizdeki mevcut seyir öyle görünüyor ki en azından nisana kadar korunmaya çalışılacak. Nisanda açıklanacak yüzde 25 dolayındaki üç aylık enflasyon karşısında vatandaş yüzde 4 faize razı olup kur korumalı hesapta durmayı sürdürecek mi?

Ya da kur korumalı hesabı hiç tercih etmemiş olan ve TL’de duranlar yıllık bazda yüzde 60’ı aşacak olan fiyat artışı karşısında yüzde 20 dolayındaki faize razı olmaya devam edecek mi?

TL’de kalmak böylesine cezalandırılınca döviz talebi kaçınılmaz olabilir. Dövize olan talep çığ gibi gelmeye başladı mı bu çığın önünde her gün milyar dolarlık satış yapılsa bile durulamaz.

O yüzden bir kez daha tekrarlayalım; 4 Nisan’da açıklanacak enflasyon oranlarına ve sonrasında olacaklara dikkat!