TARIMDAKİ ÇÖKÜŞ İMALATI TAHRİP ETTİ
Tarımı çökerten politikalar yüksek gıda enflasyonuna neden oldu. İmalat sanayiinin tarımla ilişkili yan dallarında sıkıntılar baş gösterdi.

Tarım olmayınca sanayi de olmuyor. Üreticinin hakkı olan destekler sağlanmayınca tarımsal üretim düşüyor. Bu da tarımla ilintili sanayi dallarını vuruyor. TMMOB Makina Mühendisleri Odası’nın (MMO), sanayinin sorunları bülteninde bu ay tarımda yaşanan sert düşüşlerin imalat sanayii alt dallarına etkisi incelendi. Tarımı çökerten politikaların sonuçta katı bir gıda enflasyonu sorunu yarattığına dikkat çekilen bültende, başta gıda-içecek sanayii olmak üzere tarımla ilişkili sanayi dallarının da olumsuz etkilediğine değinildi.
MAHRUM KALDI
Analizde, tarımda yaşanılan gelir kayıplarının gübre, traktör, yem, ilaç tedarikini de olumsuz etkilediği ve bu sanayilerin de tarımla birlikte ciddi bir sarsıntı yaşadığına dikkat çekildi. MMO analizinde şu noktalar vurgulandı: Gıda fiyatlarında ocak ayında 2003 yılından bu yana, yani son 16 yıldaki en yüksek seviyeye ulaşıldı.
Gıda enflasyonundaki artış tek başına ocak ayındaki afetle açıklanamaz. Yıllardan beri tarımda biriken ve kronikleşen sorunlar var. Tarımda yaşanan bu sorunlar çözülmeden, gıda fiyatlarındaki artışın önüne geçilemez.
Önemli bir tarım ve hayvancılık potansiyeli olan Türkiye’de tarımın gerilemesi, Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde hızlandı. Tarıma önemli destekleri olan kamu kuruluşlarının Hazine’ye yük oluşturduğu gerekçesiyle özelleştirilmesi, tarımı önemli bir destekten mahrum bıraktı.
GEÇİM ALANI DEĞİL
Bütün Avrupa Birliği ülkelerinde tarıma destekler korunur ve yer yer artırılırken Türkiye’de, kamu maliyesinde mali disiplin sağlamak adına destekler azaltıldı. Tarım ve sanayi yerine İstanbul kent rantı iştahına prim verilmesi sonucu destekleri azalan ve üretim teşviki görmeyen çiftçinin motivasyonu da azaldı. Bu da tarımı önemli bir nüfus için geçim alanı olmaktan çıkardı.
Tarımda yaşanan üretim gerilemeleri, bitkisel ve hayvansal ürünleri işleyen gıda ve içecek sanayii başta olmak üzere, tarımsal sanayileri de olumsuz etkiledi.
Bunların yanı sıra tarıma girdi veren yem, tarımsal ilaç, gübre, traktör gibi sektörler de tarımdaki gerilemeden olumsuz etkilendiler.
Öte yandan, gıda enflasyonundaki sert seyir, genelde sayıları 19 milyonu bulan ücretli kesimin kendisini ve ailesini geçindirmek için ihtiyaç duyduğu gıda maddelerini satın almada güçten düşmesine neden oldu. Bu nedenle genel olarak sanayi ve hizmet sektöründe ücret beklentileri yukarı çıktı, bu da sanayi ve hizmet işletmeleri için ücret maliyetinde artış ihtimali anlamına gelir.
BATIKLAR DİKKAT ÇEKİCİ
Tarımla ilgili sektörlere bakıldığında gıda sanayiinde son çeyrekte küçülmenin yüzde 6.7’yi bulduğu, içecekte değişmediği izleniyor. Tarıma girdi temin eden sanayilerde de ciddi daralmalar var.
Örneğin, traktör üretiminde geçen yıl 72 bin adetlik üretimle rekor kırılırken 2018’de üretim yüzde 34 düşüşle 47.7 bin adete geriledi. Tüm sektörlerde şirketlerin toplam batık kredi oranı 2018 sonunda yüzde 4.4 olarak açıklanırken tarım ve gıda sanayisinde bu oranın yüzde 5-6 aralığında olması dikkat çekicidir. Aralarında Keskinoğlu, Yörsan, Agromey, Saray Tarım gibi büyük gıda firmalarının bulunduğu firmaların konkordato kulvarına girmeleri, gelecekte sektörde oluşacak önemli yaprak dökümlerinin habercisidir.