Tarımsal üretimin daha çok tekelleşen yapıların egemenliğine doğru seyir halinde olduğuna işaret eden Gürer, şunları söyledi: "Ülkemizde çiftçiliğin ve çiftçinin sonullarının çözüm bulması, kendi kendine yeten bir ülke iken dış alıma yönelen bir ülke durumuna gelen ülkemizin, yeniden kendi kendine yeter duruma gelmesini sağlayacaktır. Tekelleşen tarımın yarattığı sorunlarda dâhil çiftçiliğin ülkemizdeki durumu ve sorunlarını ele alıp geleceğe dönük, önermeler içerecek şekilde, durumun değerlendirilmesi ve incelenmesi gereklidir." Çiftçilik mesleğinin yok olmasının, ülkenin geleceğinin sorunlu hale getireceğini belirten Gürer, üretmeyen dışa bağımlı olan ülkelerin sömürge ülkeler durumuna indirgendiğini söyledi. Gürer, toprağını, ürününü işleyen, üretimde var olanların hep ayakta ve güçlü ülkeler olduğunu vurguladı. 

 

Gürer, şunları kaydetti Çiftçi gıda üretim zincirinin ilk halkasıdır. Tarımsal üretim olmadan gıda üretimi de güvenliği de boşlukta kalır, özellikle tarım politikaları günü kurtarma adına değil, kalıcı ve güçlendirici desteklerle aile çiftçiliğinin yanında olması gerekir. Arazi varlığından öte coğrafyanın her turlu zenginliği, özelliği ve güzelliği ile dolu ülkemizde, çiftçilik köylerin boşalması ile geriye doğru düşmekledir. Çiftçi dostu çok sayıda KİT tavsiye edilip yok edilmiştir. Çok azı kalmıştır, kalanda ya içi boşaltılmış ya da işlevi daraltılmıştır. Verilen teşvik ve krediler ile tarımsal eğitimler yeterli olmamaktadır. Tarım ekonomisi önemli ölçüde uluslararası tekellerin denetimi altına girmek üzeredir.