Tarım ve hayvancılıkta Türkiye’nin kayıplarının küresel tehditten kaynaklandığını söyleyen Tantan, küresel tehdidin üreteceklerimizi belirlediğini aktardı. Tantan, "Türkiye AB standartları kapsamında imza attı ve atmaya devam ediyor. Türkiye dünyanın ve Avrupa’nın en zengin endemik ülkesi. Anadolu birçok tohumun vatanı ancak tohumları dışarıdan alıyoruz" diye konuştu. Havza ve bölge boyutunda Türkiye’nin bir tarım, ekonomi ve mali politikası olmadığının altını çizen Tantan sözlerini şöyle sürdürdü: "Böyle olunca otomatik olarak üretime açık olanların büyük bir bölümü inşaat sektörüne kayıyor. Ekilebilir alanlar elimizden gidiyor, her yer betonlaşıyor. Köylünün ve çiftçinin üretimi değer taşımıyor. Planlaması yok ama lafta çok. Bu da toplumu yoksul, fakir ve cahil bırakıyor. Bu sanki bir proje gibi, oy deposu gibi algılanabiliyor. Baktığınız zaman Türkiye kendi kendine yeter ülke konumundan düştü, dışa bağımlı bir hale geldi. Kalkınma modeli de borçlanarak kalkınmaya dayalı. Tüketim toplumunun bir tuzağı bu. Hane bazı ve kişi bazı borçların artması, dış borçların artması. Devletin rakamlarına göre baktığınız da gerçeği yansıtmıyor çünkü sağlam bilgi paylaşılamıyor." Sadettin Tantan, Türkiye’nin ürettiği en basit üründe bile yanlış ilaç kullanımından ihracatın geri döndüğünü, bu noktada da denetimsizlik olduğunun açık olduğunu dile getirdi. Tantan şunları bildirdi: 

 

"Bütün dünyada özellikle Avrupa’da yasaklanmış olan tarım ilaçları var. Aynı zamanda hayvan yemleri var. Bu genetiği değişmiş maddelerin çoğu yasaklandı batılı ülkelerde. Türkiye’de ise bunlar serbest kalıyor. İnsanlarımız da tüketiyor. Gıda güvenliği yok ülkemizde. Türkiye’de gelecek insan nesli kendi genetik yapısından uzaklaşıyor. Türkiye böyle bir tuzak ile karşı karşıya."