TARIM ÜRETİCİ FİYAT ARTIŞI KABUS GİBİ!
Tarım kesimi üretici fiyatlarında mayısta yüzde 16, beş ayda yüzde 100, son bir yılda yüzde 155 artış var.
Bu oranlardan sonra hala tarım ürünü fiyatlarının ucuzlayacağını söyleyebilmek mümkün mü?
Bırakın üretici fiyatlarının böylesine yüksek artmasını tarlada ürün bedava olsa bile taşıma başta olmak üzere diğer maliyetler yüzünden perakende fiyatlar giderek tırmanacak.
Bir dönemin popüler söylemiydi… Ayları örnek olarak yazalım; “Mart şubattan iyi olacak, nisan marttan daha iyi, hele mayıs nisandan da iyi” deniliyordu. Tersi oldu. Büyüklerimizin ifadesiyle aylar için söylersek “Gelen gideni arattı”.
Şimdi enflasyon konusunda zaman zaman “yarım ağız” da olsa söylenen “Yaz ayları çok iyi olacak” şeklinde bir ifade var ya… İşte bu yaz ayları görüşü de, sanki aylarla ilgili o söyleme benziyor. Kaldı ki gelişmeler, yaz aylarının hiç de iyi olmayacağının çok tipik işaretlerini veriyor.
Bizi böyle düşünmeye yönelten resmi veriler…
TÜİK dün tarım ürünleri üretici fiyat endeksinin mayıs sonuçlarını açıkladı ve gördük ki yaz ayları bırakın daha iyi olmayı, bir felaket getirecek gibi…
– Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi mayıs ayında yaklaşık yüzde 16 arttı. Yanlışlık yok, bir aydaki artış!
– Yılın ilk beş ayındaki artış tam yüzde 100 oldu.
– Mayıs itibarıyla son bir yıldaki artış yüzde 155’i buldu.
– Yıllık genel oran yüzde 155 ama tek yıllık bitkisel ürünlerdeki artış yüzde 191, çok yıllık bitkisel ürünlerdeki artış yüzde 190 düzeyinde. Genel oranı aşağı çeken yüzde 89 artış yaşanan canlı hayvanlar ve hayvansal ürünler kalemi.
– Bu yılın mayısında yüzde 155 olan yıllık artışın ne kadar yüksek olduğunu anlamak için, geçen yılın mayısındaki yıllık artışın yalnızca yüzde 20 düzeyinde bulunduğunu dikkate almak yeter.
YAZ UCUZLUĞU ÖYLE Mİ?
Üreticinin maliyeti böylesine artacak ama nasıl olacaksa tezgahlara ucuzluk gelecek!
Hep yakınılan şu değil midir; herhangi bir ürünün fiyatı tarlada üç lira, beş lira; ama o ürün büyük şehirlerde tezgaha gelince üçe, beşe katlanarak satılıyor.
Ürün tarlada sıfır lira olsa bile siz taşıma maliyetini her geçen gün artırdıkça, her aşamadaki aracının kendine göre kar marjını yüksek tutma ihtiyacını yukarı çekecek bir ekonomik ortam yarattıkça tezgahlarda ucuzluk hayal olmaktan öteye gitmez.
Bakmayın küçük çaplı dalgalanmalara, genel eğilim hep yukarı yönlü olacaktır.
Dolayısıyla TÜFE kapsamında TÜİK’e göre bile son bir yılda yüzde 92 artan gıda grubundaki fiyatların daha da yukarı gideceği beklenmelidir.
TÜİK, BİR KARAR VERSEN!
TÜİK, mayıs ayı verisinden geçerli olmak üzere TÜFE kapsamındaki mal ve hizmetlerin fiyatını açıklamaya son verdi ve bu karar çok eleştirildi. Bu kararın, hele hele fiyat artış hızının çok tartışmalı bir düzeyde açıklandığı mayıs verisine denk getirilmesi eleştirilerin daha da artması sonucunu doğurdu.
Şimdi TÜİK’e sormak gerekmez mi…
TÜFE için böyle bir karar aldınız. Belli ki size göre doğru.
Öte yandan tarım ürünleri üretici fiyat endeksi kapsamındaki ürünlerin fiyatını açıklamayı sürdürüyorsunuz; dün mayıs ayı fiyatlarını da ilan ettiniz.
Merak bu ya; tarım ürünleri fiyatlarıyla ilgili detayı açıklamaktan da vazgeçecek misiniz, yoksa vazgeçecektiniz de dün bunu unuttunuz mu?
KONUTTA SATIŞ MI YAPILIYOR, ALIŞ MI?
“Ne farkı var” dediğiniz duyar gibiyim… Bir işlem yapılıyor ve bu tabii ki aynı zamanda hem satış, hem alış.
Gerek konut, gerek otomotiv, gerekse diğer alanlarda bu alışveriş hep satış olarak ifade ediyoruz. Satış diye dile getirdiğimiz bu durumun, aslında piyasadaki canlılığa işaret ettiğini de vurgulamış oluyoruz.
Satış çok, demek ki piyasa canlı, işler iyi gidiyor… Ama konuttaki durum farklı. Satılan konutların çoğu ikinci el. Konut piyasasında gerçek canlılığı gösteren toplam sayı değil ki, ilk el satışlar. Hatta ikinci el satışların yüksek olması acaba bu piyasanın canlı olduğunu mu gösterir, yoksa diğer alanlarda ekonomide sorun yaşanmakta olduğunu mu?
Mayıs verileri ne diyor?
Mayısta geçen yıla göre ilk el konut satışı yüzde 81, ikinci el satış yüzde 120 arttı. Beş ayda da aynı sıraya göre yüzde 28 ve 42 artış var. Geçen yıl mayısta satılan her 100 konutun 31’i ilk eldi, oran bu yıl 27’ye indi.
Sayılar çok açık olarak konut piyasasında ikinci el olanların daha fazla rağbet gördüğünü söylüyor. İlk el konutların çok pahalı olması, bulundukları konum gibi bir dizi etken ikinci ele olan talebi artırıyor. Ama asıl soru şu; ikinci el konuta talep artıyor da, bunları satanların amacı ne? Beş ayda 412 bin ikinci el konut hangi amaçla satıldı? Diyelim bu satışı yapanların bir kısmı üstüne bir miktar para ekleyip ya da kredi çekip sıfır konut alıyor.
Ama acaba bu satışı yapanların ne kadarı işleri kötüye giden esnaftır, küçük sanayicidir; belki ikinci konutunu elden çıkarmak durumunda kalan emeklilerdir? Konut, bir beyaz eşya değildir ki fabrika üretiyor, vatandaşın da gelir durumu iyi, alıyor diyelim. Aynı benzetmeyi otomobil için yapalım, kahverengi eşya için yapalım. Birisi ikinci el konut alıyorsa, bir başkası da konutunu kaybediyor demektir. Şu konut işini biraz da böyle okumaya çalışsak…
KKM’NİN ÜÇ AYLIK “GÖRÜNEN” YÜKÜ 21.1 MİLYAR LİRA
Kur korumalı mevduat için üç ayda yapılan ve “görülebilen” ödeme 21.1 milyar lirayı buldu.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın mayıs ayı bütçe açıklamasıyla birlikte ilk üç ayın bilançosu da çıkmış oldu.
TL cinsinden kur korumalı mevduat hesabı açtıranlara, bankaların verdiği faiz kur artışından düşük kaldığı için “kur artışı-faiz farkı” olarak martta 11.7 milyar, nisanda 4.6 milyar, son olarak mayısta 4.8 milyar lira ödendi.
Bu üç ayda yapılan 21.1 milyar liralık ödeme için “görülebilen” yük tanımlamasını niye mi kullandık?
Çünkü DTH’den dönülerek açılan KKM hesabı için Merkez Bankası’nın ne miktarda ödeme yaptığını da, yine DTH bozdurarak KKM hesabı açtırdıkları için şirketlere tanınan vergi avantajının tam boyutunu da bilmiyoruz. Bunlar da eklendiğinde KKM yükü çok daha yukarılara gidiyor.
HAZİRAN ENFLASYONUNDA BUGÜNKÜ ALT SINIR: YÜZDE 2.69
Şu aşamada dikkate aldığı topu topu dokuz kalem mal ve hizmet…
Benzinli ve dizel otomobil, elektrik, doğalgaz, benzin, motorin, LPG, çay ve havayolu zammı…
Bu kalemlerin başka mal ve hizmetlere olacak etkileri de hesapta yok. Bugün 16 Haziran ve yine küçük bir oynama var. Motorine bugünden geçerli olmak üzere gelen 1 lira 27 kuruşluk zamla birlikte haziran enflasyonunda alt sınır yüzde 2.69’a çıkmış oldu. Soran okurlar oluyor; “Aylık oran yüzde 3 olur mu, 4 olur mu” diye…
Bilemem! Bir kez daha belirteyim, aylık tahmin yapmıyorum, kaldı ki daha ayın ortasındayken de böyle bir tahmin yapılamaz. Benim yaptığım belli başlı kalemlerdeki zamları dikkate alarak alt çizgiyi çizmekten baret.