TAM GAZ YALAN!
1 Mayıs´ta 30 bin kişilik polis ordusuyla İstanbul´u gaza boğan AKP, Başbakanından İçişleri Bakanı´na, Vali´den Emniyet Müdürü´ne kadar ortaya attığı yalanlarla da unutulmayacak. Çapkın, Mutlu, Arınç, Güler ve Erdoğan 1 Mayıs yalanlarıyla da tarihe geçtiler.
1 Mayıs’ta 30 bin kişilik polis ordusuyla İstanbul’u gaza boğan AKP, Başbakanından İçişleri Bakanı’na, Vali’den Emniyet Müdürü’ne kadar ortaya attığı yalanlarla da unutulmayacak. Çapkın, Mutlu, Arınç, Güler ve Erdoğan 1 Mayıs yalanlarıyla da tarihe geçtiler.
Taksim’i 1 Mayıs gösterilerine kapatmak isteyen hükümet yalanlarına bir ay önceden başladı. Çukurları ve inşaatı gerekçe göstererek ‘yapılması riziken imkansız’ dediler ama DİSK aksini ispatladı. Açıklamalarında yurttaşları çukurlardan koruduklarını söylediler ama yurttaşlara terör uyguladılar. Çatışmaları ‘marjinal gruplar çıkardı’ dediler ama 1 Mayıs günü polis teröründen nasibini almayan neredeyse kimse yoktu. Vali ‘biz taş atmadık’ dedi ama, polislerin taş atarken kameralara yakalandı.
Dağılanlara müdahale edilmediği söylendi ama kitle uzaklaşırken saldırdılar. Oranülı güç kullandıklarını söylediler ama, kafatasına gaz fişeği isabet eden Dilan Alp ile polis saldırısında bir gözünü kaybeden İbrahim Akal’ın durumu aksini gösterdi. Müdahalenin yasa ve yönetmeliklere uygun olduğunu söylediler hastaneleri, evleri gaza boğdular. Vali, "Göstericilerden üç kişi yaralandı" dedi ama Şişli Etfal’e ıoo, Taksim İlkyardım Hastanesi’ne de 30 kişi başvurdu.
Hükümetin İstanbul’u polis postallarıyla ezmeye çalıştığı 1 Mayıs, çok sayıda yaralının yanı sıra, sayılamayacak kadar da yalan bıraktı. Biz de onlardan bazılarını hatırlatalım istedik
12 YALAN İLE İSTANBUL’DA 1 MAYIS
İstanbul Valisi’nin "Fevkalade müdahale" diye adlandırdığı polis terörüyle, gaz ve tazyikli suya bozulan İstanbul’daki ı Mayıs; işçilere, emekçilere, devrimcilere hatta AKP’ye muhalif olan her yurttaşa ‘ileri de yollara düşen herkesi ‘orantılı faşizmle karşılayan devlet, ardında dinmeyecek bir tepki, çok sayıda yaralının yanı sıra birçok da yalan bıraktı.
Önceki günkü polis terörü, birkaç gazete ve televizyon dışında neredeyse tüm basın kuruluşlarında "marjinal gruplara yapılan müdahale", "Sendikaların gereksiz Taksim inadı yüzünden vatandaşın yaşadığı mağduriyet" ifadeleriyle haberleştirilince, bize de bu haberlerin ve hükümetin söylediği yalanları, gerçekler ve o gerçekleri ispatlayan fotoğrajlarla çürütmek düştü.
İşte yalanlar ve gerçekler:
»YALAN 1: ‘Taksim uygun değil 1 Mayıs yalanları, Nisan ayında başladı. Başta Başbakan Erdoğan olmak üzere hükümet cephesi, Taksim’in inşaat alanı halinde olması ve büyük çukurların bulunması nedeniyle kutlamaya uygun olmadığını söylese de; DİSK ve şehir plancıları bunun aksini ispatladı. İnşaat ve çukurların bulunmadığı 22 bin metrekarenin kullanılabilir durumda olduğu, alana 4 noktadan girilebileceği ve bu Taksim alanının koşullarının Kadıköy’deki meydandan daha ileri olduğu ispatlanmıştı.
»YALAN 2: Yurttaşı çukurdan korudular!
İçişleri Bakanı Muammer Güler, 1 Mayıs öncesinde yaptığı açıklamada Taksim’i kutlamalara kapamamalarının nedeninin "Vatandaşın çukurdan düşmesine izin vermemek" olduğunu söyleyerek, yurttaşları düşünen bir imaj çizmeye çalıştı. 1 Mayıs’ta çukurdan düşmesine izin verilmeyen yurttaşların yaşadığı polis terörü, bu açıklamayı karikatür dergilerinin kapaklarına taşıdı. Değil kaçanlar, saklananlar bile polis teröründen kurtulamadı.
»YALAN 3: ‘Marjinal gruplar,
orijinal demeçler İstanbul Valisi Hüseyin Mutlu, 1 Mayıs’taki çatışmaları "marjinal grupların" çıkardığını söyledi. Oysa hem kameralar ve tüm yurttaşlarca herşeyin polisin saldırılarıyla başladığı görüldü, hem de Mutlu’nun ‘marjinal grup’ diye adlandırdığı siyasi örgütlerin haricinde yasal partilerin de direkt polisin hedefinde olduğu… Polis saldırısıyla yere yığılan Dilan, yurttaşlar tarafından bir eve taşındı ancak polis o evi de bastı ve…
»YALAN 4: ‘Kaçanlara müdahale etmedik’
Vali, "Polis, kaçanlara dağılanlara müdahale etmedi" dese de, Beşiktaş’ta kitle dağılırken TOMA’ların tazyikli suyla insanların arkasından vurduğu görüldü. Muhabirimiz Burak Öz’ün de yaralandığı o esnada birçok insan tepetaklak oldu.
»YALAN 5: ‘Orantılı güç kullandık’
İçişleri Bakanı ve Vali, polisin orantılı güç kullandığı konusunda ısrarcı. En büyük yalan olmaya aday olan bu açıklamaları Tarlabaşı’nda saldırıya uğrayan Dilan Alp çürütüyor. Kamera görüntülerinde 17 yaşındaki lise öğrencisi Alp’in bir eve sığınmasına rağmen evin polislerce basıldığı ve odada kafasına gaz bombası tabancasıyla ateş edildiği görülüyor. Dilan’ın durumu hala ciddiyetini koruyor. Çok sayıda yaralanmaya yol açan polis saldırılarında İbrahim Akal adlı yurttaş, gaz bombasının isabet etmesi sonucu bir gözünü kaybetti.
»YALAN 6: ‘Yasa ve yönetmeliklere uygun müdahale
İçişleri Bakanı ve Vali, 1 Mayıs’taki tüm devlet uygulamalarının yasa ve yönetmeliklere uygun olduğunu iddia etti. Oysa sadece Anayasa’da geçen ulaşım hakkının gasp edilmesi bile bu açıklamaların yasalara dair kısmını çürütüyor. Yönetmeliklere gelince; yönetmelikler ve silah klavuzlarına göre gaz bombası silahını 45 derecelik bir açıyla (eylemcilere değil onların çok üstüne) ateşlemesi gereken polisin, bir çok fotoğraf karesinde direkt eylemcileri hedef gözeterek kullandığı görülüyor. 17 yaşındaki Dilan’ın durumu da bu.
»YALAN 7: Yaralı sayısında manipülasyon
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, önceki akşam saatlerinde ikinci kez kameraların karşısına geçti. Mutlu, sadece 3 kişinin yaralandığını açıkladı. Oysa sadece Şişli Etfal Hastanesi’ne yüzün üzerinde başvuru oldu, Taksim İlkyardım Hastanesine başvuranların sayısı 30’u aşıyordu.
»YALAN 8: ‘Müzakereci’ yok, mücadeleci var
İçişleri Bakanlığı 1 Mayıs’a sayılı günler kala biber gazı kullanımı yerine ‘müzakereci’ kullanacığını duyurmuştu. Bakanlık tarafından il emniyet müdürlüklerine gönderilen genelgede, müzakerecilerin görevi, "eylemi kıştırtabilecek kişi ya da gruplarla ilgili gerekli önlemlerin alınmasını sağlayacak, eylem yasadışı hale dönüşürse yüksek bir yerden kalabalığı sakinleştirecek" olarak tanımlanıyordu. Bu haberler yerini cop, gaz ve tazyikli suya bıraktı. Kışkırtmalara karşı ‘uyanık’ olacağı açıklanan polisin, DİSK’lilere fotoğraftaki şekilde tacizde ve hakarette bulunan kişiyi gayet memnun vaziyette izlemesi başka söze yer bırakmadı.
»YALAN 9: ‘Biz taş atmadık onlar attı’
İstanbul Valisi’nin polisi "Biz kimseye taş atmadık. Onlar attı" diye savunmasını sadece bu fotoğrafla çürütmek mümkün. Polis, gazı direkt göstericilere nişan alarak sıktı.
»YALAN 10: Düşünceli devlet Vali ve içişleri Bakanı tüm bu ‘önlemlerin’ İstanbulluların güvenliği için alındığını söyledi ve "Bu güzel günde evlerine hapsolmak zorunda kalan İstanbullulardan" özür diledi. Oysa 1 Mayıs, evinden çıkmayanlar için de güzel bir gün değildi. Polis, birçok eve ve işyerine gaz bombası sıktı. Bazı evlerde ufak çaplı yangınlar çıktı.
»YALAN 11: İnşaat bahane niyet ‘fevkalade
1 Mayıs’tan önce Taksim’i bu yıl, inşaat hali nedeniyle yasakladığını, bunun gelecek yıllar için geçerli bir uygulama olmadığını açıklayan hükümet, 1 Mayıs sonrasında baklayı çıkardı. Çalışma Bakanu Faruk Çelik, Taksim’de mitinglere değil, sembolik kutlama ve anmalara izin olduğunu söyledi. Çelik ayrıca, Başbakan’ın talimat verdiğini, İstanbul’a iki yeni miting alanı yapılacağını duyurdu.
»YALAN 12: Taksim kutlaması AKP lütfuymuş! 1977 kanlı 1 Mayıs’ın ardından işçilerin, emekçilerin, devrimcilerin her sene polis şiddetine rağmen Taksim’e çıkma direnişi sayesinde kazanılan Taksim hakkı da hükümetin yalanlarına konu oldu. Yılların direnişiyle kazanılan ve geçtiğimiz 3 yıl boyunca yapılan Taksim kutlamaları için önceki gün konuşan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Taksim’i 1 Mayıs’a biz açtık. Bize teşekkür etmeleri lazım" dedi.