Kredi Kayıt Bürosu (KKB)’nun hazırladığı “Koronavirüsün Tarım ve Gıda Sektörüne Etkileri” başlıklı raporuna göre bu dönemde buğday, mısır ve pirinç ve fasulye, mercimek, nohut stokları önem arz ediyor. Arz açığının kapatılması için tahıl ve baklagil üretiminin artırılması öneriliyor.
Raporda salgının en çok etkilediği ülkeler arasında Çin, ABD, İspanya, İtalya ve Fransa yer alıyor. Dünyanın en önde gelen tarımsal üretim, ihracat ve ithalat ülkeleri olması sebebiyle de Kovid-19 salgının tarım ve gıda sektörüne etkilerinin küresel boyutta olacağı ve tüm ülkeleri etkileyeceği öngörülüyor.
‘TÜRKİYE ÖNE ÇIKIYOR’
Türkiye, salgının gecikmeli başlaması ve sürecin bu ülkelere göre daha iyi yönetilmesi sebebiyle önemli bir tarım ülkesi olarak raporda öne çıkıyor. Bu nedenle Türkiye’nin tarım ve gıda sektöründeki gelişmeler hem Türk halkı hem de dünya toplumları açısından büyük önem taşıyor.
Birçok ülke salgına cevap olarak tarım ve gıda sektörleri için farklı risk azaltıcı ve uyum önlemleri alıyor. Alınan önlemler gruplandırılğında, tarım ve gıda dağıtım zincirinin sürekliliği, tarım değer zincirinin finansal açıdan sürdürülebilirliği, tarım işçiliği, yerel gıdayı özendirme, tarımda dijitalleşme ve veri paylaşımı başlıklarının öne çıktığı gözlemleniyor.
GIDA PANİĞİ
Ev dışı gıda tüketiminin neredeyse sona ermesi ve küresel gıda ticaretinin kesintiye uğraması nedeniyle, salgının ilk aşamada küresel gıda talebini azalttığı gözlemleniyor. Fakat ülkelerin karşı karşıya kaldığı yaz mevsimi öncesinde zayıflayan ürün stokları, lojistik ve taşıma problemleri, insan hareketlerindeki kısıtlamalar gibi nedenlerle iç piyasalarda “gıda paniği” yaşanıyor.
Salgının başlangıcında işlenmiş ve dayanıklı gıda maddelerine olan aşırı talebin şimdilik gıda işletmelerinin stok yapısını bozduğu belirtiliyor. Ancak bu durumun kısa sürede yeni bir denge seviyesine ulaşması bekleniyor.
BUĞDAY, MISIR, PİRİNÇ, FASULYE, MERCİMEK, NOHUT
Bu ortamda iki sevindirici gelişme dikkat çekiyor, küresel olumlu hava koşullarına bağlı olarak iyi miktarda rekolte beklentileri ve petrol fiyatlarındaki gerilemeye bağlı olarak düşen küresel gıda fiyatları. Salgın döneminde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de özellikle buğday, mısır, pirinç, fasulye, mercimek, nohut stokları önem arz ediyor. Bu ürünlerin çoğunda arz açığı bulunduğundan bu süreçte tahıl ve baklagil üretimini artırıcı tedbirler de alınması gerekiyor.
Raporun dikkat çekici bir diğer sonucu ise salgın döneminde sebze ve endüstriyel bitkilerde arzı önemli olan ürünlerin patates, kuru soğan ve ayçiçeği olacağı öngörülüyor. Türkiye’nin uzun yıllardır arz açığı bulunan ayçiçeği çok fazla sulama istemeyen ve Türkiye iklimine çok uygun bir ürün olduğundan üretimin daha fazla özendirilmesi gerekiyor. Soğanda ise ilk defa 2019’da arz açığı olduğu da gözlemleniyor.
‘SÖZLEŞMELİ ÜRETİM ARTACAK’
Salgın öncesindeki dönemde Türkiye’de sözleşmeli üretimin hakkettiği yere gelememesinin, çiftçi ve sanayici arasındaki güvenin ve entegrasyonun zayıf olmasından kaynaklandığı düşünülüyor.
Yeni dönemde bu paydaşların birbirlerini daha fazla dinlemeleri, planlı ve sözleşmeli üretime yönelmeleri, salgın gibi kriz dönemlerinde duruma özel işbirliği yapmaları öneriliyor. Salgın dönemi ve sonrasında sözleşmeli üretime ve etkin üretici örgütlerine olan ihtiyaç ve talebin de artacağı belirtiliyor.
Çiftçilerin tarım, iklim, bankacılık ve kamu hizmetleri konularında dijital bilgi servislerine ve teknolojilere yönlendirilmesinin daha çok gündeme gelmesi beklenirken bu durumun hem temas riskini daha da azaltması hem de çiftçinin iş verimliliğini artırması bekleniyor.