Hükümeti·n 2015 seçimleri öncesinde verdiği kadro sözünü hâlâ yerine getirmemesine işçiler ve sendika başkanları tepkili. Aydınlık’a konuşan sendika başkanları Çalışma Bakanlığı’nın bir taslak üzerinde çalıştığını, henüz net bir bilgi olmadığını ancak ne olursa olsun işçilerin kadro istediklerini vurgulayarak ucube bir sistemi kabul etmeyeceklerini vurguladı.

 

AKP Hükümeti, 1 Kasım 2015 genel seçimleri öncesinde kamuda çalışan tüm taşeron işçilerine verdiği kadro sözünü 2 yıl geçmesine rağmen yerine getirmedi. Çalışma ve Sosyal

 

Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu ise kamuda çalışan taşeron işçileriyle ilgili bir düzenleme üzerinde çalıştıklarını açıklamış, Başbakan Binali Yıldırım da yılbaşına kadar bu işin çözüleceğini bildirmişti. Henüz yetkililerden çalışmanın son haliyle ilgili bir açıklama yapılmasa da taslağın 3’er yıllık sözleşme, 4/E statüsü ve performansa dayalı sözleşme olacağı yönünde bilgiler ortaya atıldı. Bu gelişmelerin ardından sendika başkanlarıyla konuştuk. Aydınlık’a açıklama yapan sendika başkanları, bahsi geçen seçeneklerden hiçbirisinin taşeron işçileri için çözüm olmayacağını belirtti.

 

Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul: Bu konuyla ilgili Çalışma Bakanlığı ile MALİye Bakanlığı çalışıyor. 2 milyona yakın insanın tek talebi var; kadro. Bu insanların hayatlarıyla oynanmasın. Taşeron çalışan tüm insanlarımız çağdışı uygulamalara maruz kalıyor. Bu insanların bu muamelelerden kurtulmaları için kurumların kadrolu işçileri olmalılar. Meclis’e getirilen torba tasarısı iki günde geçti. İsteseler bu talebi de 1 gün içinde yerine getirebilirler.

 

Yıllardır kölelik düzeninde çalışan arkadaşlarımızı umutlandırıp, hayallerini yok ediyorlar. Sözler verildi ama sonra çalışanlarımıza kadro vereceğiz demediler. Neden? Çünkü kadrolu olursa kendisine sunulan her şeyden faydalanacak. Sendikalı ise demokratik haklardan yararlanacak. Bunların devlete yük getireceğini düşünüyorlar. Son duyumlarımıza göre, 3 yıllık sözleşme yapılacak şekilde bir çalışma olduğu. Yani işçilerin talebi yine gözardı edilecek.

 

 

Güvenlik-İş Sendikası Genel Başkanı Ömer Çağırıcı:Bakanlık çalışmalarını tamamladıktan sonra taslakla ilgili konfederasyonlara bilgi verecek. Performansa dayalı sistem, 4/E modeli deniliyor. Ancak kesin bir şey yok. Bizler ise iki statü olsun diyoruz. İşçilik yapanlar işçi kadrosuna, memurluk yapanlar da memur kadrosuna alınmalıdır. İşin özeti de budur. Biz kanuna yama yapılmış bir sistemde çalışmak istemiyoruz. Ucube sistemi kabul etmiyoruz. Taslağı gördükten sonra tavrımızı daha net ortaya koyacağız.

 

YIL sonunda taşeron sorunu konusunda yapılacak çalışma içinde kadro yok. Aydınlık, Çalışma Bakanlığı yetkilileri ile temasta olan bir sendika başkanından edindiği bilgileri ekim ayında kamuoyu ile paylaşmıştı. Buna göre; Çalışma Bakanlığı kadrosuz üç formül üzerinde çalışıyor. Bunlardan biri; kamuda çalışan taşeron işçilerinin “özel sözleşmeli personel” statüsüyle istihdam edilmesi. Yeni statüde çalışanlar 4857 sayılı İş Kanunu’na değil 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi olacak ancak sözleşmeler üç yılda bir yenilenecek. Yani çalışanların iş güvencesi olmayacak. Personel dilerse memur sendikalarına da üye olabilecek. İkinci formül ise “kamuya ait bir şirket” kurulması. Tüm taşeron işçileri bu “şirket”e geçirilecek ancak “sözleşmeli işçi” statüsüyle istihdam edilecek. Çalışanlar işçi konfederasyonlarına da üyeolabilecek. En çok üyeye sahip konfederasyon tüm çalışanlar için toplu iş sözleşmesi protokolü yapma hakkına sahip olacak. Ancak “kamuda taşeron vasfı”nın korunup korunmayacağı net değil. Üçüncü formülde de kamuda çalışan taşeron işçileri “işçi statüsü”nde kalacak ama “asıl işçi” olmayacak. Çalışan; hangi Bakanlıkta çalışıyorsa ona bağlı olacak ama sözleşmeler burada da üç yılda bir yenilenecek.